iyi güzel diyosunuz da adı üstünde evcilleşmiş.. Yani onlar da kendi çapında kabullenmiş ev ortamını... Kurt evcilleşmiş olmuş bir köpek.
Kedi aynı şekilde.
Evcilleşmeyi kabul etmiş bir hayvanı sen tutup da sokağa salarsan 12 yıl yaşayacak hayvanın ömrünü 4 yıla indirgersin.
Aynı şekilde gidip yağmur ormanlarında yaşayan bir kuşu -muhabbet kuşu vs.- sen bozkır doğasına salarsan yasayamaz.
yanlış bir yaklaşım. hakaretlerini ve akıl almaz mantık hatanı bir kenara bırakarak evcil hayvan sahiplenmenin mantığı açıklamak istiyorum sana.
evcil hayvan dediğimiz canlılar; insan bakımına muhtaç, sokaklara giderse evinin önüne bir kap su koyma duyarlılığını bile gösteremeyen insanlar yüzünden harap edileceği için insan himayesinde yaşaması kendisi için en uygun olan canlılardır. sokaklar doğa değildir. sokakta ne besin, ne su kaynağı ne de vahşi bir yaşam döngüsü var. beton topluluğudur sokak dediğimiz yerler.
her canlı için güvenlik, karın tokluğu gibi olgular özgürce koşup oynamaktan çok çok önce gelir. sokaklarda köpekler ve kediler yarı aç yarı tok, üşüyerek, sürekli bir takım orospu çocuklarının sadistik duygularının tatmin aracı olarak hedef halinde yaşıyorlar. bu yüzden evcil hayvan besleyen bir insana bencil, beyinsiz, acımasız gibi benzetmeler yapmak çok anlamsız. kuşlar konusunda ise sana katılıyorum. kuş kafese kapatılır mı amına koyim.
adı üstünde evcil hayvan sokakcıl hayvan değil. bilhassa yalnız kişilerin can yoldaşı,"evde bir nefes" olarak adlandırdığı gerektiğinde koruyucu bir unsur.
muhabbet kuşlarım ile birlikte katıldığım beyinsiz insan topluluğu.
onların çiftleşmesi için ortam sunuyorum. yavrularını elimle besliyorum. vitaminli yem ve su veriyorum. yaz kış banyo ve kum küvetlerini eksik etmiyorum. her hafta temizliklerini yapıyorum. bit pire spreylerini uyguluyorum. tırnak ve gaga bakımlarını yaptırıyorum. Her gün uçmalarına olanak veriyorum.
bakabilene lafım yok ama daha kendine bakamazken senin neyine evcil hayvan? mesela yıllar önce japon balığına heves etmiştim. ilk günlerde suyuna, yemine dikkat ederdim ama bir yerden sonra sıktı. evde herkes çalışıyor ben de akşamın yedisinde falan geliyorum eve kimsenin umrunda değil hayvan. ilki 3 aya, ikincisi 6 aya, sonuncusu da bir yıla öldü gitti. daha da bakamayacağıma karar verip evcil hayvan fikrini kafadan attım.
ama bu evcil hayvan-lara sahip insanların çoğu ya pes harbiden etmeyi bilmiyor ya da sadistlik var içten içe. ulan adam kafayı yıkamayıp, haftada bir tişört değiştirirken nasıl eline hayvan alıp bakabilir? aklım ermiyor, ilgiye ihtiyacları var sonuçta. hayvanlara da yazık.
Evinde, zaten evde beslendiği için adı evcil hayvan olan hayvanlardan besleyen insandır. Beyinsiz ya da bencil değildir. Evimde 3 tane tekir kedi besliyorum yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında. Ne açlık biliyorlar ne susuzluk ne de sokaktaki bir piçin tekmesinin taşının korkusunu. Birlikte sarılıp uyuyoruz birlikte yiyoruz bazen benimle oturup dizi izliyorlar. Onları yalnız bırakmamak adına çoğu zaman evden dışarı adım atmıyorum. Her planımı onlara göre ayarlamaya gayret ediyorum. Ve ben bu yüzden beyinsiz oluyorum öyle mi? Nerede yaşıyorsun bilmiyorum ama dışarıda çok tehlikeli bir dünya var vahşi doğa dediğin şey o hayvanları 3 günden fazla yaşatmaz... şirinlik yaptığını sanıp da bilip bilmeden insanlara hakaret edemezsin. Asıl beyinsizlik budur. Sen de vahşi doğanın bir parçasısın neden apartmanda yaşayıp avlanmadan hazır gıdalarla besleniyorsun? Neden bilgisayar denilen doğallıktan çok uzak bir aleti kullanıyorsun. Saçmalamakt sınır tanımamak bu olmalı...
herkes vurmus bir de ben vurmayayim ama kedi kopek sokakta surunecegine evlerde bakilsin daha iyi. cogu ev hayvani pek cok cocugun ulasamadigi sartlarda yasiyor.
evcil hayvan insan eliyle evcilleştirilen hayvandır, mal gibi şuna dayandırarak kendinizi savunmayı bırakın artık.
evine alıyormuş da, onunla yeyip içiyormuş da, hayvan çok mutluymuş.
hassiktir oradan.
kendinizi sırf toplum tarafından yaratılmış bazı güzel kalıplara sokabilmek adına hayvanları eve hapsedip kendi sikik hayatlarınıza zorla dahil ediyorsunuz.
sonra da bunun adı hayvanseverlik oluyor.
oldu anasını satayım.
bir de "biz de gidip ormanda avlanalım o zaman, niye binalarda yaşıyoruz????" diyen mallar var ki, bu zekayla bu yaşa kadar nasıl gelebilmişler hepten muamma.
sen kendi istek ve iradenle bozdun doğanı, kimse seni zorla apartman dairesine hapsedip üzerine kilit vurmadı.
istediğin an ormana gidip doğal hayatına geri dönmekte de özgürsün.
peki sen hayvana hiç sordun mu?
ya da sen atıyorum; farklı bir hayvan türünün arasında yediğin önünde yemediğin arkanda yaşamak, ailenden ve kendi türünden kopuk bir yaşama zorlanmak ister miydin?
dilinden anlamadığın, tepkileri ve yaşam tarzı sana çok çok uzak bir tür önüne yemeğini, suyunu koyup seni bir yere kapatsa, sabah gidip akşam gelse. arada da vicdan mastürbasyonu namına seni çıkarıp bir turlatsa mutlu olur muydun bu hayattan?
illa geri zekalıya anlatır gibi mi örneklendirelim?
çok sevgili beyinsiz kardeşim, bahsettiğin hayvanlar kartal, vaşak veya dingo ise sana yüzde yüz katılıyorum. ama kanarya , bir iran kedisi veya golden cinsi bir köpekse bu canlılar senin vahşi doğa dediğin yerde yukarıda yazdığım vahşi hayvanlara anca yem olur. bak başlık açarken ne güzel yazmışsın sevgili terliksi arkadaşım, evcil hayvan evde yaşayan bir başkası tarafında ihtiyaçları giderilen ve seni sadece mutlu eder . anladınmı sevgili amip kardeşim. insan olamamışsında az hayvan olmayı dene.
Kendi kendine çelişkiye düşmüş bir çeşit aptal. Adı üstünde evcil, yani sokakta yaşamaya uyum sağlayabildiği gibi ev yaşamına da uyum sağlayabiliyor. Kediler bunun en büyük örneği. Ve biz hayvanları sokakta beslemesini de biliriz de, sizin gibi andavallar hayvana eziyet, işkence çektirip yok sokak hayvanları toplatılsın yok zehirlenip öldürtülsün dedikleri için işimizi riske atmıyoruz.
