eskiden ev sahipleri bambaşka insanlardı. arada evi kontrole gelip "bak oğlum bu muhitte aileler çok, eve kız getirme!", "temiz ve tertipli tutun", "faturaları ödeyin" gibi telkinlerde bulunurdu. yeni jenerasyon ev sahipleri ise "ya hacı sizde tanıdık hatun çoktur", "getirin eve arkadaşlarınızı", "beni de çağırırsınız artık ama gözünüzü seveyim benim karı duymasın" gibi telkinlerde bulunuyor. ey milenyum sen nelere kadirsin.
özellikle istanbul'da insanlıktan çıkan birçok örneği bulunan insanlar. tapusu, imarı bile olmayan evleri hükümetlerin bırakınız yapsınlar politikası sayesinde aşırı değer kazanmıştır. bu sayede kazanılan aşırı rant bu insanları sonradan görme yapmıştır. kendilerinin 30-40 seneki önceki hallerini düşünmelerini bekleyerek empati kuracaklarını zannetmek de artık saflıktır.
bu tipler kımıl zararlısı olarak bilinsede kendince toplum gönüllüsü olarak halka hizmet ettiğini düşünen tiplerdir. özellikle ev sahibeleri kiracısının boyundan, etinden, sütünden yararlanır. uzun boyluysanız yandınız. direkt perde taktırmaya çağırılırsınız. sedece tek bir odanın da değil.tüm evin perdelerini. sizin o an sınavınıza hazırlanıyor olmanız ve ev sahibesinin tam zanında gelebilme yeteneğide cabası.
hepsi olmasa da acil ev arayan öğrencilere sağ gösterip sol vurmak rolünü üstlenen bireyler. kaynak alınan olay: yağmurlu bir günde ev aranmaktadır. arkadaşlar da bizimle gelmek isteyince 2 erkek 3 kızdan oluşan bir arama grubu oluşmuştur. camında kiralık yazısı görülen bir eve bakılarak konuşulmaya başlanmıştır. evin üst katından bi teyze seslenir ve olaylar gelişir.
teyze: kiralık eve mi bakmıştınız?
arama timi: evet teyze. kaç oda burası?
teyze: 3 oda 1 salon.
arama timi: (kendi aralarında) ha iyiymiş. peki kira?
teyze: (erkekleri görünce)450. yalnız biz erkek öğrenciye vermiyoruz evladım.kız falan getiriyorlar.
arama timindeki kızlar: tamam teyze. zaten biz kalcaz, (erkekleri göstererek) onlar değil.
teyze: yok yavrum olmaz. kız da erkek getirir.
herkes: hö??
e teyzem desene kısaca öğrenciye vermiyoruz diye. ne uğraştırıyorsun bizi yağmur çamurda.
öğrenciler için tam bir kabustur. evi kiraya verdikten sonra ızdırap daha artar. gelene gidene karışır, çat kapı gelir evi gezer "burayı niye temizlemediniz" der, ahlak bekçiliği yapar, biraz samimi olduktan sonra "lan şu hatunu bana ayarlasanıza" der, samimiyet biraz daha ilerledikten sonra "olm ev bu gece bana lazım, topuklayın" der, kendinden nefret ettirir, son olarak elektrik ve su faturaları kendine takılarak evden bir gece yarısı taşınılır.