öğrenciler için tam bir kabustur. evi kiraya verdikten sonra ızdırap daha artar. gelene gidene karışır, çat kapı gelir evi gezer "burayı niye temizlemediniz" der, ahlak bekçiliği yapar, biraz samimi olduktan sonra "lan şu hatunu bana ayarlasanıza" der, samimiyet biraz daha ilerledikten sonra "olm ev bu gece bana lazım, topuklayın" der, kendinden nefret ettirir, son olarak elektrik ve su faturaları kendine takılarak evden bir gece yarısı taşınılır.
hepsi olmasa da acil ev arayan öğrencilere sağ gösterip sol vurmak rolünü üstlenen bireyler. kaynak alınan olay: yağmurlu bir günde ev aranmaktadır. arkadaşlar da bizimle gelmek isteyince 2 erkek 3 kızdan oluşan bir arama grubu oluşmuştur. camında kiralık yazısı görülen bir eve bakılarak konuşulmaya başlanmıştır. evin üst katından bi teyze seslenir ve olaylar gelişir.
teyze: kiralık eve mi bakmıştınız?
arama timi: evet teyze. kaç oda burası?
teyze: 3 oda 1 salon.
arama timi: (kendi aralarında) ha iyiymiş. peki kira?
teyze: (erkekleri görünce)450. yalnız biz erkek öğrenciye vermiyoruz evladım.kız falan getiriyorlar.
arama timindeki kızlar: tamam teyze. zaten biz kalcaz, (erkekleri göstererek) onlar değil.
teyze: yok yavrum olmaz. kız da erkek getirir.
herkes: hö??
e teyzem desene kısaca öğrenciye vermiyoruz diye. ne uğraştırıyorsun bizi yağmur çamurda.
bu tipler kımıl zararlısı olarak bilinsede kendince toplum gönüllüsü olarak halka hizmet ettiğini düşünen tiplerdir. özellikle ev sahibeleri kiracısının boyundan, etinden, sütünden yararlanır. uzun boyluysanız yandınız. direkt perde taktırmaya çağırılırsınız. sedece tek bir odanın da değil.tüm evin perdelerini. sizin o an sınavınıza hazırlanıyor olmanız ve ev sahibesinin tam zanında gelebilme yeteneğide cabası.
özellikle istanbul'da insanlıktan çıkan birçok örneği bulunan insanlar. tapusu, imarı bile olmayan evleri hükümetlerin bırakınız yapsınlar politikası sayesinde aşırı değer kazanmıştır. bu sayede kazanılan aşırı rant bu insanları sonradan görme yapmıştır. kendilerinin 30-40 seneki önceki hallerini düşünmelerini bekleyerek empati kuracaklarını zannetmek de artık saflıktır.
eskiden ev sahipleri bambaşka insanlardı. arada evi kontrole gelip "bak oğlum bu muhitte aileler çok, eve kız getirme!", "temiz ve tertipli tutun", "faturaları ödeyin" gibi telkinlerde bulunurdu. yeni jenerasyon ev sahipleri ise "ya hacı sizde tanıdık hatun çoktur", "getirin eve arkadaşlarınızı", "beni de çağırırsınız artık ama gözünüzü seveyim benim karı duymasın" gibi telkinlerde bulunuyor. ey milenyum sen nelere kadirsin.
her ay bası para verdiğiniz kişidir.hayatın anlamıdır.hele bir de ögrenciyseniz onlarla iyi gecinmekten baska careniz yoktur.çeşit çeşittir:
1)ust/alt katta oturan yaşlı teyze:korkunuz efendim.en tehlikelileridir.eve giren cıkan dan tutun yenilen yemeğe yatma saatinize hatta lambalarınızın neden gecenin 5inde açık olduğuna kadar herseyi sorun yapma yeteneğine sahiptirler.gaflete dusup eve karsı cins getirirseniz bir de yandığınızın resmidir.uzak durmak lazım.
2)hacı/hoca ev sahibi:yaşlı amcam ek gelir olsun diye helal sut emmiş memleketlerinin bagrından kopup gelmiş,okuma arzusuyla dolup tasan genc evlatlarına ev vermeyi hayal eder.bulur da.bunlarla gecinmek kolaydır 2guleryuz bası one egme amcamın hosuna gider.zaten eve uzak oturdugu için sorun da cıkarmaz ama dikkat etmek lazım komşular sorun yaratabilir.içten içten oynamalıdır,rol yeteneginizi konusturmanızla paralel olarak huzurlu yasamın kapıları size acılır.
3)almanyadaki ev sahibi:en guzelidir.en rahatıdır.ayda bir telefon acar ki onda da zaten turkcesi pek iyi olmadıgı için konusamaz,dediklerinize evet demek zorunda kalır.kiraymış paraymış hiç dert etmez zaten zengindir sizden gelecek parayı hesap etmez bile.yalnız dikkat etmek lazım oğlu evlenip evi sahiplenmesin.işte o zaman ustteki 2secenekten baska careniz kalmaz ki yazıktır gunahtır siz zavallı gence.
empati yetenegi olmayan insan modeli. bunlar evin fiyatını artırmak icin aslında dezavantaj olan bir seyi bile avantaj mış gibi kullanırlar. ornegin amerikan mutfak. normalde mutfak salonda oldugu icin dezavantaj olan bu ozellik, sanki nasanın gelistirdigi son sistem bir yemek yapma kompleksi gibi sunulabilmektedir.
tek bir torna atölyesinden çıkmadıkları belli. de kalıplaşmış cümleleri de yok değil. "bekara ev vermem, öğrenciysen hiç vermem, şimdi sen kirayı ödeyemem deyip yanına bir kişi daha almaya çalışırsın, gelen giden erkekler olur eve, erkekli kızlı çalgılı eğlence de yaparsınız siz, kirayı bir kuruş indirmem vs " gibi budalılık akan laflarına bi s.ktir git demek yeri. ne lan bu. bana bile küfür ettirdiler. hangi çağda bu beyinler. orta çağda bile kesin bekara ev veriliyordur.
ha bi de almanya yerine artık amerika'dan oğulları geliyor. yeni moda bu herhalde.
umulmadık bir anda kapıyı çalması ek özelliği. gelirken yanında mutlaka bir tasdikçisi, haklı olduğunu cümle sonlarında kafa sallamasıyla vurgulayan biri vardır.
eve gelmek için ''banyonuzda hala su birikiyor mu bize zorluk çektirdi, onu en kısa zamanda bi yaptırıcam da vakit bulamadım'' bahanesiyle altı ay idare edebilen bir versiyonu ile tarafımca karşı karşıya kalınmış insan türü. gelmişken odanın kapısını langırt(duruma göre çtonk) şeklinde açıp, izinsiz kolaçan etme huyları da vardır bu türün. ama genellikle, haraçlarını ay başında verince, sorun çıkarmıyorlar. bir de sevişeceğiniz kişiyle, resmi belgeniz olmadan sevişmenize karşılar.
bir ay boyunca selam vermek için yanıp tutuştuğunuz ama bir türlü göremediğiniz, kira günü yaklaştığında ya da kira günü hiç istemediğiniz anda gözünüzün önüne zınk diye çıkan şahsiyet.