maalesef yurdumuzda bulunan evli kadınların omuzuna binen yüktür...atom mühendiside olsalar akşam evlerine gelip sıcak bir yemek,bulaşık...vb... gibi görevleri üstlenip kocalarına iyi bir eş çocuklarına iyi bir anne olmak için çırpınırlar...
sabah kahvaltıyı hazırlar, işe gider ardından. akşam gelip evi toplar, yemek hazırlar. çocuk varsa onlarla ilgilenir ödev yaptırır konuşur terapi uygular. gece yatağa girer bütün günün yorgunluğu vardır üstünde. başım ağrıyor dese 1 dert demese bir dertdir. hastalanır yine işe gider. hastalanır yine yemek yapıp çocuklara ya da evin büyük çocuğu kocasına ilgi gösterir.
aslında ev kadınları bu toplumun süper kahramanlarıdır. ilahlarıdır. bunu bozacak örnekler var. bana sorarsanız iş kadını ve ortak yapılan işten yanayım. fakat biz erkekler o kadar geliştiremiyoruz kendimizi. bir süreden sonra atıyoruz üstümüzdeki yükleri. hele karımız ev hanımıysa işte o zaman yandı demektir.
evdeki rutin ilerini bitirip,cocuklarını okula gönderdikten sonra ev oturmalarına giderek dedıkodu yapan kişi.
evde oturup kadının sesi türünde programları izleyip,herseyi kendi basına gelmiş gibi düşünen bayan.
45 yaşının üstündeki kadınlar için geleneksel meslek olarak tanımlanabilir.45 yaşının altındaki ev kadınlarını ise, kendi evinin işini yapmayı bize meslek olarak yutturmaya çalışan tembel kişiler olarak tanıtabiliriz.
ev kızının evlenmiş bir üst basamağıdır. "ne iş yaparsınız" sorusuna; "ehem şey ben ev hanımıyım" diye cevap verirler, hayatlarının merkezleri evleri, eşleri ve çocuklarıdır. altın günlerini sever, bir önceki günden "yarın ne pişirsem" diye kara kara düşünürler. onlar da okumak istemişlerdir ama ataerkil eski düzen okumalarına, doktor, öğretmen, mimar, avukar olmalarına izin vermemiştir.
(bkz: annenin ev hanimi olmasi)