dunyada toplam uretimin %60ı kadarını kadınlar yaparken pay alma konusunda bu oranın cok daha gerilerinde kalmakta mulk sahibi olmada ise %5lere ancak erisebilmektedirler. bircok kadın hicbir ucret ve guvence edinmeksizin emegini genellikle aile adina sarfetmektedir. isgücü raporları da bunu belgelemektedir. ancak bilhassa ev hanımı statusundeki kadınlar erkeklerin isgücüne katiliminda asli unsuru teskil etmektedir ve buna ragmen sadece seda sayan'a rating saglayan homo hamurisicus olarak degerlendirilmekte emeklerin yok sayilmakta veya kucumsenmektedir. kadina erkek veya devlet vesayeti altinda bir sosyal güvence feministleri ne kadar sevindirir bilemem ama üretim ve paylasimdaki bu dengesizlik de bazi seylerin devletten beklenmesinin zorunlulugunu gösteriyor.
ev kadınlarının işinin, birçok mesleğe göre çok daha ağır olmasına rağmen, ev kadınlarının bir sosyal güvencesi olmaması, bir meslek grubu olarak tanınmaması anlayışını değiştirecek bir siyasi girişim...
ev kadınları, eşlerinin veya baba-anne gibi çalışan yakınlarının üzerinde sosyal güvence sahibi olabiliyorlar. eğer bu kadınların sosyal güvence primlerini eşlerinin yatırması gibi bir yasal düzenleme yapılırsa, işsiz insanların durumu çözümsüz kalıyor. mantıklı olanı, sosyal devlet anlayışına uygun bir çözümdür ki, o da ev kadınlarının primlerini devletin yatırmasıdır.
tabii alt yapısı ve fikri oluşumu için çok daha fazla fikir üretilmeli ve çalışılmalıdır ama bir yerden başlamak lazım.
belki ileride, bir meslek grubu olarak kabul edilirlerse sendikaları dahi olabilir *
edit: bildiğim kadarıyla (başta demokrat parti) birçok parti programına ev kadınlarına emeklilik vesaire adı altında bu önerimi dikkate almış. ***:)