burada mevzubahis evhanımı küçük esnafın eşi olan ev hanımı. ben buraya yazar yazmaz hak vereceksiniz bana. bak yazıyorum.
iki ahbap, ikisi de esnaf. ya da birisi memur, diğeri esnaf. biri diğerinden alışveriş yapıyor ya da borç alıyor. borçlanıyor işte bir şekilde. diyelim ki 35000 lira kadar bişey. dostlar arasında bu meblağın lafı bile olmaz aslında. borcu veren adam öyle kısa bir zamanda paranın geri dönmeyeceğini bilerek vermiştir zaten borcu. fakat evde bir hanım olduğunu da unutmuştur. aradan bir süre geçtikten sonra kadın kocasını sıkıştırmaya başlar: "vermedi mi daha senin borcu? kandırdı seni kandırdı.", "elalemin salağı bizim herif. herkes kandırıyo.", "o paranın üstüne soğuk su iç."... allah belanı versin karı...
bu senaryoda erkeği de haksız bulabilirsiniz. borç verirken eşine danışmamıştır netekim. hadi başka bir hikaye uyduralım:
iş hayatına yeni atılmışsın. küçük küçük işler yapıp 1000 er 2000 er lira yapıyorsun kendi çapında. gel gelelim paranı vermiyorlar. birtakım sebeplerden dolayı geciktiriyorlar. bazılarına da hem reklam olsun diye, hem de dostluktan dolayı para talep etmeden iş yapıveriyorsun. fakat o da ne? evde bir adet muhasebeci var. nerden ne kadar alacağını senden iyi biliyor. "vermediler mi senin paranı daha? bir sürü para kazanıyorlar senin parayı vermiyorlar. üstüne yatacaklar senin paranın bak söyleyim. sen de pısırıksın zaten. gidip istesene paranı!" ...
işte böyle sayın okur. küçük esnaflar ev hanımlarının yüzünden ömürlerinin sonuna kadar küçük kalmaya mahkumdur. kader bu. alın yazısı...