ev hanımlarının kendilerini herkesten üstün göreceği, çocuğuyla ilgilenmeyeceği, eşini işe göndermeden önce kahvaltı hazırlamayacağı, temizlik yapmayacağı, yemek, ütü, bulaşığa dokunmayacağı çünkü elit bir kitapsever olacağı bir toplumdur.
gerçekleşmesi neredeyse imkansız bir ütopyadır. Dostoyevski bi yana, kitap okuyan ev hanımlarından oluşan bir toplum bile hayal gücünün sınırlarını zorlar...
annemdir hem ev kadınıdır hem de dostoyevski okur hatta tolstoy da okur daha doğrusu kitap okumayı sever aldığım bütün kitaplarımı okur kendisi bu yüzden bir kitapta müstehcen kısımlar varsa çok rahatsız olurum çünkü o kitabı evde kardeşim haricinde herkes okuyacaktır.hatta boleyn kızını bu yüzden gizli gizli okuyup yok etmek zorunda kalmışlığım vardır.yani bu olay bir ütopya değildir bizzat tanık olmuşluğum vardır.
kendi gozlerimle gordum, tahran'da. ayni turkiye'deki gibi, koca popolu kadinlar, kollarinda bilezikler, tatlilar, caylar, tuzlular...
ama tek bir fark vardi, dedikodu yoktu. onun yerine, o hafta sira kimdeyse, o calistigi bir kitabi veya filmi anlatiyordu. inanilmaz, gozlerime inanamadim. oturmuslar, george orwell tartisiyorlar, orhan pamuk konusuyorlar, tanri kent uzerine dusunuyorlar.*
sadece tek yazarın kitaplarını okuduklarından, at gözlükleriyle dolaşacak ev hanımlarını barındıran bir toplumdur. bazen stephen king, mevlana celaleddin rumi, lev nikolayeviç tolstoy belki de adam fawer okumalıdırlar. çeşitlilik bol olmalıdır ki, hayata bakış açıları gelişsindir.