sadece tek yazarın kitaplarını okuduklarından, at gözlükleriyle dolaşacak ev hanımlarını barındıran bir toplumdur. bazen stephen king, mevlana celaleddin rumi, lev nikolayeviç tolstoy belki de adam fawer okumalıdırlar. çeşitlilik bol olmalıdır ki, hayata bakış açıları gelişsindir.
kendi gozlerimle gordum, tahran'da. ayni turkiye'deki gibi, koca popolu kadinlar, kollarinda bilezikler, tatlilar, caylar, tuzlular...
ama tek bir fark vardi, dedikodu yoktu. onun yerine, o hafta sira kimdeyse, o calistigi bir kitabi veya filmi anlatiyordu. inanilmaz, gozlerime inanamadim. oturmuslar, george orwell tartisiyorlar, orhan pamuk konusuyorlar, tanri kent uzerine dusunuyorlar.*
annemdir hem ev kadınıdır hem de dostoyevski okur hatta tolstoy da okur daha doğrusu kitap okumayı sever aldığım bütün kitaplarımı okur kendisi bu yüzden bir kitapta müstehcen kısımlar varsa çok rahatsız olurum çünkü o kitabı evde kardeşim haricinde herkes okuyacaktır.hatta boleyn kızını bu yüzden gizli gizli okuyup yok etmek zorunda kalmışlığım vardır.yani bu olay bir ütopya değildir bizzat tanık olmuşluğum vardır.
gerçekleşmesi neredeyse imkansız bir ütopyadır. Dostoyevski bi yana, kitap okuyan ev hanımlarından oluşan bir toplum bile hayal gücünün sınırlarını zorlar...
ev hanımlarının kendilerini herkesten üstün göreceği, çocuğuyla ilgilenmeyeceği, eşini işe göndermeden önce kahvaltı hazırlamayacağı, temizlik yapmayacağı, yemek, ütü, bulaşığa dokunmayacağı çünkü elit bir kitapsever olacağı bir toplumdur.
örneğin annem, liseyi bitirdiğim zaman suç ve cezayı yeni elime aldığımda söylediği cümle;
yuh artık agm daha yeni mi okuyorsun? ilkokul mezunu ve ev hanımı olmasına rağmen böyle kişilerin varlığı hakkında şüphe edilmemesi gerek.
Öyle bir toplum düşünün ki Hitler'i de araştıran, Che'yi de merak eden; Tolstoy da okuyan, Nietzsche de okuyan; Nazım'a da saygı duyan, Kısakürek'e de saygı duyan; tiyatroya da giden, basketbol karşılaşmasına ailecek de yerini alan; işte bu Türk toplumunun ütopyasıdır.
ev hanımı değilim ama dostoyevskinin çoğu kitabını daha şimdiden okudum, bir ölçüt değildir, olmamalıdır. bu tamamen kitap okuma alışkınlığına bağlı bir şeydir. dostoyevski okuyan ne kadar baba varsa o kadar ev hanımı da vardır.
okuma alışkanlığı olan bir toplum olduğunda bu kendiliğinden ortaya çıkabilecek olan bir şey.