%100 olana kadar bilgisayari kapatma. ama isin garibi ortada kapatilacak bir bilgisayar yoktu, not zigon sehpanin ustundeydi. hem not birakip, hem de bilgisayari saklamislar...
-Gunaydin bitanem uyandirmaya kiyamadim kahvlatin hazir. Saka lan saka gercegi bu:
-Ben iki saate gelirim sen yumurta falan biseyler yap bana da birak.
"Gunaydin uykucu. Masadaki kahvalti senin icin. Muzigin sesini ac sarkiin kacinci kez donuyor kim bilir. He bi de o derse git yoksa kalacaksin. Aksama gorusuruz."
arkadaşımın evine gitmiştik içeri girdik annesi yok. Masanın üstüne not bırakmış "ben karfıra gidiyorum" diye. Bizi bir düşüncedir aldı amk karfır ne diye. Sonra bilgisayarı açtık bu çevrede bir yer mi diye google'a karfır yazdık ve google şu cevabı verdi.
"bunu mu demek istediniz? carrefour
ev ahalisinin dışarı çıkarken eve gelecek olana bıraktığı notlardır.
"ayşe teyzene gidiyorum, yemeği ısıt ye, aç kalma, ortalığı dağıtma, geç kalmam" gibi.
kardeş, gecenin bir yarısı eve gelen abi tarafından odasının kapısına yapıştırılmış notu görür:
'sabah masamda 50 lira olsun. imza: babadan gizli alınmış kredi kartı ekstreni yakalayan abin.'
lisedeyken haftanın en az 2,3 günü eve geldiğimde kimse olmazdı evde ve tezgahın üstünde ki bir paket makarnanın yanındaki kağıtta yazan "bunu pişir ye,yemek yapamadım bugün" notudur annem tarafından yazılan . hayır bari makarnayı pişir be diye sinir küpü olma sebeplerimdendi o zamanlar..
hatta sonraları nota gerek duymamaya başladı.ama yanlış anlamayın bu yemek yaptığı anlamına gelmiyor.ben öğrendim makarna paketini görünce evde başka yiyecek birşey olmadığını.
Anneme duygu sömürüsü yaptığım dönemlerde, "annecim sen benden önce uyanacaksın biliyorum. rüyamda da patates kızartması falan mükemmel bir kahvaltı gördüm, hemen uyandım bu entriyi girdim. ay pardon, bu notu yazdım. sabah olanları sabırsızlıkla bekliyorum. minnoş kızın."