anne: yavrum evladım, biz teyzenlere gidiyoruz,orada kalabiliriz. belli olmaz belki de kalmayız. dolapta yemek var, ısıtır yersin annecim...
baba: lan, videoyu fazla kurcalama, kasetleri de aldığın yere koy.
haha. anladın sen!
imzasını da atmıştır.
o gece çocuk * eve gitmemiş arkadaşlarda takılmışımdır. geç vakitte eve döndüğümde anne ve babanın kıkır kıkır gülüşlerini duyar, salona dalar, "hayırdır?" diye sorarım.
anne elindeki kağıdı sallayarak gülmeye devam eder. söyleyemez ne olduğunu..
kağıdı alır okurum.
baba sessizdir, ama bıyık altı kıvamında gülümsemektedir.
işin aslı sonra öğrenilir, anne çıkacakken, baba "w.c ye giricem, sen git geliyorum ben arkandan" demiştir.
anne, baba geldiğinde "çocuğa bişeyler mi yazdın?" der.
baba, hayır yazmadım, ne yazcam eşşek kadar adama der.
eve gelindiğinde ise, annenin bulup okuduğu kağıtta yazılan birşeyler vardır ve gülmekten kendini alamaz.
Çok kullanışlı olan notlardır ama bırakıldığı yer önemlidir. Genellikle televizyonun üzerine bırakılırlar.
(bkz: evde kimse yokken gelen okullu ve aç çocuğun not araması) *
o gün evden geç çıkacak abla kişisini, sona kalan dona kalır biçiminde dona bırakan notlardır..
..biricik, pek müstesna, canım ablacığım;
bugün arkadaşlarla buluşuyoruz, ahmet de geliyo, biliyosun çok feci önemli.. hani yeni aldığın ve henüz giymediğin müthiş yeşil kazağın varya? onu bugün ben giyebilirim dimi? altına kendi eteğimi giyecektim ama seninkinin boyu daha iyi geldi, hem kahverengi yeşille daha uyumlu, benim kahverengi eteğim olmadığı için seninkini alıyorum. sen bugün benim botlarımı giyersin ben senin çizmeleri giyiyorum, çünkü etekle çizme daha güzel görünüyo biliyosun, senin çizmeler de acayip kaliteli. bide unutmadan uzun montunu aldım, bu kadar da olmaz deme çünkü çizmelerin bende yani sen ikisini takım gibi kullanıyosun ya? boşa durmasın evde nasıl olsa giymezsin diye düşündüm. bu durumda takımı bozmayıp çantanı da almam gerekti, merak etme çok para verdin biliyorum, dikkat ederim. nasıl oldum diye sana sorcaktım ama uyandırmaya kıyamadım, seni seviyorum, iyi ki varsın ablacım. akşama görüşürüz..
not: ablacım küfür etmek için boşuna arama çünkü telefonum çekmicektir, yanlış anlama senden kaçmak için telefonumu kapatcak değilim.. haa bu arada biraz borç aldım, haberin olsun, sonra haber vermedi deme.. öptümm..
"2 saat sonra geleceğim"
kim demişti hatırlamıyorum ama cidden hangi saati referans alarak 2 saat? sen gittikten 2 saat sonra kalkmışsam yataktan ne anlamı kaldı? 1 saat sonra kalkmışsam, eve kız atacaksam ve tam en güzel yerinde sen çıkıp gelirsen n'olcak?
(bkz: yapma canım yapma annem)
tabii ki böyle gelme süresi belirten notlar cep telefonu zamanı öncesindeydi.
(bkz: nostaljik değeri olan notlar) -öeeh, boş bkz-
''sevgili babacığım biliyorsun hayat zor geçim derdi, yok o cafe yok bu elbise derken harçlık suyunu çekiyor. rica etsem bana biraz harçlık bırakırmısın? mümkünse odama sessiz gir uykum kaçıyor ses duyunca. çok öptüm babacım. hayırlı işler'' diye yazılabilen notlardır.*
"gitmeden masanın üstüne 100 milyon bırak. harçlığm bitti babama söyleme sakın. sana neye harcadığımı söyliyemem. sır. özel yani. parayı bırak kimseye bişe söleme. ve git. ne bakıyosun kızım hala kağıda gitsene. huahaha abin huahaha"
şeklinde piskopat bir notu iki yıl önce abim bırakmıştı. *
ben şarkıcı olmaya istanbul'a kaçıyorum, saldıray abim bana kaset yapacak, orda şöhret olacam
hakkınızı helal edin, be kadar boktan da olsanız anne-babasınız
Bulunduğunda mutlu yapan,gereksiz ve yersiz bir gülümsemenin surata yerleşmesini sağlayan nottur.Örnek vermek gerekirse:"kızım fırında yemek var ha bide sınavın nasıdı bakiimm" şimdi bu nota gülünmezde ne olur???