tum ulkeler ingilizce oylama yaparken, fransaya baglanildiginda fransiz spikerin her zaman ama her zaman fransizca konustugu, oylamayi fransizca yaptigi yarisma...
komşu ülkelerin birbirine fazlaca oy verdiği kesindir. ancak sertap erener zamanında nasıl birinci olmuştuk o vakit? kıbrıs rum kesiminden 8 puan almıştık diğer ülkelerde cabasıı. demek ki adamlar hakedene hakettği puanı veriyolar.bir de artık şarkı yarışması olmaktan çıkıp show yarışmasına dönmüştür bu da bir gerçektir...
her ne kadar siyasiymiş, sadece türkiye önemsiyormuş gibi laflar orta da dolaşsa ve harbiden de bunların doğru olduğu kanıtlansa da her daim takip edeceğim yarışma olacaktır. özellikle sertab ın o gün tüyleri diken diken eden birinciliği ve sonrasında athena ile gelen başarı, biraz da kulaklarınızı tıkayıp etkinlikten zevk almaya bakmanız için yeterli olabilir.
eurovision'u yıllardır* takip eden, nerdeyse bütün yıllardaki bütün şarkıları, aldıkları puanları ezbere bilen biri olarak söyleyeyim; yarışmanın yayınlandığı ülkelerde gayet de önemsenen bir etkinliktir. zamanında kim çıkarmışsa yok efendim, 'eurovision'u sadece türkiye önemsiyo, kimse sallamıyo', milletin diline dolanmıştır. oysaki yarışma, daha ilk yıllarından beri katılımcı ülkeler tarafından ilgiyle takip edilmektedir. yarışan ülke sayısı arttıkça ilgi de artmış; hatta amerika kıtasında bile takip eden kitlesi oluşmuştur.
çoğu katılımcı ülke, yarışmaya göndereceği şarkıyı seçmek için bir ulusal yarışma düzenler. bazı ülkeler 2 ulusal yarışma düzenler. bazı ülkeler de sanatçıyı kendisi belirler*
adamlar önemsemese bu kadar kasmaz herhalde.
genelde bu yarışmayla ilgili okuduklarım, duyduklarım bizim haricimizde kimsenin ciddiye almadığı bir organizasyon olduğu bizimse bunu bir milli mesele haline getirdiğimiz tarzında şeylerdir. her sene tartışılır ingilizcemi, türkçemi diye, sonra saçma sapan ingilizce - türkçe harmanlanmış şarkılar yapılır öyle gidilir. herkesin söylediği bu yarışmanın siyasi olduğudur. her sene de görürüz zaten belirli ülkelerin al takke ver külah yaptıklarını, bok atarız ancak bu ülkelerin arasında bizde bulunmaktayız.
bu tesiptlerle birlikte söylemek istediğim şudur ki, bu yarışmanın insanoğluna hiçbir faydası yoktur, kaldırılması gerekmektedir. bu durumda bu büyük ülvi görev bize düşmektedir. birkaç yıl önce devletimiz bu insanlık görevinin farkına varmış ve organizasyona rimi rimi ley adlı şarkıyla katılmıştır. ancak plan başarılı olamamış, yarışma bunu da atlatmıştır. daha sonra bu görevden vazgeçilmiş ve mor ve ötesiyle yarışmanın kalitesi yüksetilmeye çalışılmış sanırım. ancak insanlığın bu yarışmadan kurtulmasında görev yine bize düşmektedir. bu görev neden bize düşüyor diyecek olursanız, bu görevi bizden daha iyi gerçekleştirecek başka bir ülke biliyorsanız açıklayın derim. burdan trt yetkililerine sesleniyorum, seneye eurovision' a müthiş bir sahne gösterisiyle gitmeliyiz. hayalimdeki gösteri şudur ki ; kibariye - fedon ikilisi sahnede ; kibariye sahnenin bir köşesinde darbuka solo atarken diğer tarafta fedon tabak kırsın, aynı zaman da arkadaki dev ekranda kibariyenin annesinin görüntüleri gösterilsin. eğer buda olmazsa ajdarı yollamaktan başka çaremiz kalmıyor. bu şekilde birdaha eurovision falan yapmazlar heralde yada yapsalarda bizi almazlar.
Müzik tarihinin en rezil yarışma formatlarından biridir. Düpedüz siyasi yalakalık. Kim kimle iyiyse o ona en iyi puanı veriyor; müzik adına hiçbişey yok! *iktiri *oktan parçalara bile abartı şekilde oy veren, adaletsizliğin önünde giden, gereksiz sinir bozucu yarışma. *
ülkemizde bu "yarışma" ile ilgili bulunan hassasiyeti de göz önünde bulundurarak erovizyondan ve yıllar sonra gelen "başarı"mızdan bahsetmek istiyorum.
çeşitli görüşler var ve bunlar yer yer çarpışmaktalar. kimi paranoyaklar sertab erener'in başarısı için "türkçe söylemedi de ondan aldı, türkçe söylesin ama sonuncu olsun, dünya türk olsun, türkovizyon olsun" dedi. kimileri "biz teskereyi çıkarmadık da ondan bizi avrupa ödüllendirdi" dedi. ama tüm bu çatışan görüşlerin birleştiği bi nokta vardı: yıllar geçtikçe başarımız arttı. artık o ajda pekkanlı, semiha yankılı zamanlardan milletçe çok uzaktık, artık başarılıydık.
semiha yankı'nın, seninle bir dakika parçası, yapılmış en güzel türkçe sözlü aşk şarkılarından birisi. ve emin olun başarısız olma sebebi "yalnızca" politik değil. göz ardı edilen bir nokta var ki o da, erovizyondaki oylama mekanizması. efendim yakın bir tarihe kadar(şimdi üşendiğim için tarih bulmadım ve vermiyorum ama cep telefonları bu kadar yayılana kadar diyelim) erovizyonda oylamalar bir jüri heyeti tarafından yapılmaktaydı. bu heyetin kararlarında bir "politiklik" yahut bir "kayırmacılık" bulunması olasıdır elbette. ama bunun dışında jürinin beklentileri karşılanmamış da olabilir. semiha yankı'nın bence müthiş olan şarkısından günümüze doğru geldiğimizde sms ile oy verme başladıktan sonra tesadüfen başarımızın arttığını görüyoruz. yani, avrupalı türklerin oyu ile yükselmeye başladık. şarkılarımızın kalitesi artmadı, oylama sistemi değişti. elbette bu söylediklerim sertab'ın şarkısının de güzelliğinin önüne geçmemeli, zira oy sisteminin yeni hali de bir yere kadar yardımcı olmaktadır ve genelde birinciliği "hakeden" kazanmaktadır. yani bir türk şarkısı ne zaman gurbetçilerden başka avrupalılardan da oy alırsa o zaman birinci olur. formül bu kadar basittir.
türkiye'den katılan her müzisyenin iyi bir derece dahi alsa piyasadan kaybolup gittiği yarışma. o yüzden sevdiğim bir grup olan mor ve ötesi için endişeleniyorum.
