hani vardır önem veren yine ama bizimkisi vatani görev aşkı. sanki eurovisionu kazanınca ülkecek taşağımız büyüyecek, taşağı olmayanların taşağı çıkacak. o derece mühim. alt tarafı bi şarkı yarışması lan. siz zannediyor musunuz ki, diğer ülkeler bu yarışmayı bizim kadar ciddiye alsa, bizim her hangi bir şansımız olabilir?
oraya bir rihanna, bir lil wayne, bir red hot chilli peppers, bir beyonce çıksa, kime söz hakkı doğar daha? bizim ülkemizdeki sanatçılar da ciddiye almıyor bu yarışmayı. gitseler şöyle sağlam bir türk ses sanatçısına eurovisiona çık deseler, adam istemiyor mesela. niye?
sertab erener; eurovisonu ciddiye alıp, ülkesini temsilen çıkmış ve orayı sallamıştır. alnının hakkıyla 1. olmuştur. ya sonra ne oldu? kadının burnundan getirdiler başarısını, her sene eurovisionu kaybedince "olsun bizim sertab vardı yeaa" diyorlar, kadını tutup saatlerce her sene sordukları sorunun aynısını soruyorlar.
en sonunda bıktı ve ne yaptı? reklamlarda sürttü, basit basit ergen şarkıları çıkarttı ve kendi elleriyle kendini gözden düşürdü. bilmeden mi yaptı? hayır. bilerek ve isteyerek yaptı. haklı da.
anlam verilemeyen ülke.
öyle bir ciddiye alıyoruz ki, anlamını yitiriyor.
ne meraklıymışız arkadaş. gurur duyacağız böyle göğsümüz kabaracak. bütün dünya biliyor bu yarışmanın siyasi yönünün olduğunu.
neyin peşindesiniz? amaç güzel müzikler dinlemek değil.
kıbrıstır, yunanistandır, avrupada yer alan doğu blok ülkeleridir, iskandinav ülkeleridir efendim. şöyle ki eğer bu ülkeler ciddi anlamda iplemeseler oylamalarda sadece müziğe bakarlar. siyasi sebeplerle birbirlerine oy pompalamazlar.
okyanus ötesinden yönetilen, günlük hayatında caddelere sokaklara balgam tükürmeye çekinmeyen, alt komşusunu rahatsız edebileceğini düşünemeyecek kadar embesil insanların yaşadığı ülkedir.
aynı zamanda kitap okuma oranı sikimin dinozora dönüşebilme ihtimali ile yarışır.