eurovision da yarıştığımız şarkıların sözlerini anlamayacaksak, benim müziğimi, kültürünü yansıtmayacaksa o şarkıdan gelen birinciliğe neden sevineyim ki? bu sebeple sebnem paker'in dinle ile kazandıgı üçüncülük, sertab erener'in ingilizce sarkısıyla kazandıgı birincilikten daha kıymetlidir benim için.
gerek yoktur. çünkü müzik global bir dildir. ne ingilizce katılmakta bir değişiklik, ne de tükçe katılmakta bir değişiklik olmaz. eğer sen kültürünü türkçe şarkı söyleyerek yansıtacağanı düşünüyorsan, problem büyüktür vesselam.
2012 yılında isveçli bir arkadaşımın twitterda "türkiye neden o güzel diliyle yarışmaya katılmıyor" dediği ve abisinin de retweet ettiği durumdur. o kızın türkçe'ye (hatta iki arkadaşının da) ilgisi vardı, bunu iyi biliyordum ama abisinin retweet etmesi beni bir hayli şaşırtmıştı. işte o arkadaşımın türkçe'yi sevmesinin en önemli nedeni türkçe şarkılardı, zaten athena'nın kayıp şarkısını nette arıyorken tanışmıştım onunla. sonra mor ve ötesi, manga derken gripine bile uzandı durum. o yüzden şunu anladım ki türkçe olan güzel bir şarkı eurovision'da iyi bir tanıtımını da yapıyor dilimizin.