en az pas yapan, en az kanat akını yapan ve en az ceza sahasına giren takımın yarı final oynadığı son dakika golleri dünya çapında sosyal medyaya bol bol malzeme çıkardığı şampiyonadır. ne gen bilimi çözebildi ne sosyal bilimler.
. eğer öyle her turnuvada başa oynayan ekol bir takım değilseniz yani mesela hırvatistansanız asla bir çeyrek final maçında uzatmanın son dakikalarında attığınız gole hayvanlar gibi bir dakika sevinmeyin.O bir dakika sonra götünüze girebilir. küpeli kulaklarınızla sprint atıp sevinçten deliye döndükten 10 dakika sonra sahanın ortasına çöküp kalırsınız sonra. tüm hevesiniz kursağınızda kalır benden söylemesi.
.dünyanın en iyi kalecisi ünvanı aldıysanız yan toplara falan adam gibi çıkın. elinizdeki topu kaçırmayın affetmiyorlar genelde.
.saha içinde bir rakip oyuncu oranıza buranıza pandik atsa ses etmeyin. hele hele "biraz dokunayım da şu lavuk gölge etmesin" asla demeyin. o "lavuk" 2.02 boyunda da olsa "yaa yürü git kardeşim" kıvamlı bir dokunuşla kendini metrelerce uzağa atabilir. sonra kırmızı kart görür kaleye bir oyuncunun geçmesine sebep olursunuz. yapmayın, yazıktır.
.turnuva kurallarını iyi öğrenin. "heyoo grup maçlarındaki kartları affediyolarmış" diye "önümüze gelene yüz tekme" düsturlu bir futbol oynamayın.kart görüyorsunuz sonra takımınız sahaya sürecek stoper bile bulamıyor. akıllı olun.efendi efendi topunuzu oynayın.
.gazeteciyseniz milli takım oyuncularının annelerini arayıp maç hakkında değerlendirme almak gibi saçmasapan işlere girişmeyin. sonra teknik direktör bir basın toplantısında hepinize ağır ayarlar veriyor. hem siz üzülüyor hem de ülkenin gerilmesine sebep oluyorsunuz. uzak durun böyle şeylerden.
.sonunda takımınız kupayı aldı, çok mutlusunuz falan. yalnız gözünüzü seveyim kariyerinizdeki yeni halkayı iyi seçin. ernst happel'de avrupa şampiyonluğu kupasını kaldırırken iki ay sonra kendinizi fox tv de ikinci sınıf bi spor programında 70 yaşındaki amcalar tarafından eleştirilirken bulabilirsiniz. dikkatli olun.
+yıldırım beyle mi görüşüyorum acaba?
-evet buyrun.
+euro 2008 den ne ders çıkardınız acaba?
-ee hmm bizim eski futbolcumuz bombamız nihat çeklere iki tane döşedi.
+o kadar mı?
-ee hmm başka bi şey gelmedi şimdi aklıma.
+sizi zan altında bırakmak istemiyorum ama başka bi ders daha var.
-neymiş o?
+kazanmayı öğrendik!
-bu imalarınıza katlanmayı düşünmüyorum beyefendi!
+sazanlık yapmayın yıldırım bey! hem bakın geçen gökhan özenin konseri vardı, süperdi di mi?
-iyi günler beyefendi.
+durun durun kapatmayın! hadi gelin bi kazı kazan oynayalım barışalım!
-....
türk takımının ballı bir takım olduğu dolayısıyla başarsının geçici olduğu hatta bir daha ki dünya kupasına katılıp katılamayacağının bile kesin olmadığı.
eğer oynadığınız maçın normal süresi * berabere biter ve 30 dakikalık uzatma süresinin 29. dakikasında * gol atarsanız maçı kazanmış gibi sevinmemelisiniz. yoksa çok ağır göt olabilirsiniz. *
ömer üründül gibi yorumcu sıfatı taşıyan insanlardan sonra futbol yorumcu okulu açıp burdan belge alamayanları televizyonlara hatta mümkünse aile sohbetlerine bile yorumcu olarak katmamak.
tadı damaklarda kalmıştır. bu aşikardır. zira bunda milli takımımızın yarı finale kadar gelmesi büyük pay sahibidir. bu sebepten daha bir anlamlıdır bu turnuva. daha genel bakarsakta hayatım boyunca hatırladığım 3 dünya şampiyonası ve 4 tane de avrupa şampiyonasıdır. ama en fazla zevk verende euro 2008 olmustur kuşkusuz. her takımın bir üst tur için son dakikaya kadar şansının olduğu, pozitif futbolun güzelliklerini gösteren bir turnuvadır. fransa, italya gibi sıkıcı top oynayan takımların elenmesi bunun gerçek göstergesidir. her zaman dendiği gibi avrupa şampiyonaları dünya kupasından daha zevklidir gerçeğide tekrardan kanıtlanmıştır. he son bir şey keşke ingilizlerde olmuş olsaydı. öyle ya da böyle her zaman zevk katmışlardır. 90 dakikanın veya 120 dakikanın sonunda genelde elendikleri için o soluk beyaz tenleriyle ağlamaları benim için ayrı bi zevktir. (bkz: yoksa ben psikopat mıyım baba ?)