eugene ionesco

entry12 galeri1
    1.
  1. absurd tiyatronun başlıca temsilcilerinden oyun yazarı kişi.
    6 ...
  2. 2.
  3. "Bir kaplumbağa çıkaracağım sahneye ve onu bir yarış atına çevireceğim, yarış atını bir şapkaya, şapkayı türküye, türküyü biniciye, biniciyi kaynak suyuna. Sahnede her şey yapılabilir" sözünün sahibi.
    6 ...
  4. 3.
  5. 1912 de romanyada doğan absurd tiyatro ustası.çocukluğunu fransa'da geçirdikten sonra annesi ve babasının boşanması sonucu romanya'ya döndü.1928 1933 yılları arasında Bükreş Üniversitesi'nde Fransız Edebiyatı okuyarak öğretmenlik sertifikası aldı. 1938 yılında doktora çalışmasını tamamlamak için ailesiyle birlikte Fransa'ya döndü.ikinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle Marsilya'ya taşınan ailesi, Fransa'nın özgürlüğe kavuşmasından sonra 1944 yılında Paris'e yerleşti. 1967 yılında israil'e gitti ve daha sonra öz yaşam öyküsünde yahudi kökenli olduğunu açıkladı.1970 yılında Fransa Akademisi üyeliğine seçilen Ionesco, (accession speech, Fransızca) birçok ödüle de layık görülmüştür.
    84 yaşında ölen Ionesco, Paris'teki Montparnasse Mezarlığı'na gömülmüştür.
    Genellikle Fransızca yazmasına rağmen Romanya'nın en çok gurur duyduğu isimlerden biridir. Rumenlerin bu konudaki temel kırgınlığının, gerçek adı olan Eugen Ionescu yerine isminin Fransızca söylenişi olan Eugène Ionesco olarak tanınması olduğu bilinir.
    4 ...
  6. 4.
  7. 5.
  8. 6.
  9. alışılagelmiş olanın parçalanıp dağıldığı andan başlayarak, anlamın çekildiği boşlukları dolduran yazar.
    (bkz: sandalyeler) (les chaises)
    1 ...
  10. 7.
  11. 8.
  12. absürd edebiyat anlayışının beckett ve gombrowicz ile birlikte üç silahşörlerinden biridir. genellikle tiyatro oyunu yazmıştır, ama türkçeye yalnız adam olarak çevrilen romanı onun düşünce dünyasını(cehennem günlüğüyle birlikte)belki de oyunlarından daha açık şekilde ortaya koyar
    0 ...
  13. 9.
  14. ''Ben varlığa bir türlü alışamadım - dünyanın varlığına ya da öbür şeylerin varlığına - kendi varlığıma da alışmadım. içini, özünü boşaltmakta olan biçimlerle karşılaşıyorum durmadan; gerçek gerçek değil, sözcükler yalnızca anlamsız sesler... Kendimi gözden geçiriyorum, anlaşılmaz, nedeni bilinmez bir acıya gömülmüşüm. Adı konmamış üzüntüler, gereksiz pişmanlıklar içinde boğuluyorum. Bir çeşit aşk, bir çeşit nefret, bir neşe gösterisi, tuhaf bir acıma duygusu... Neye? Kime? Bana kalırsa, benim tiyatrom daha çok kendini ortaya vurmak. Ama benim kendimi ortaya vuruşum anlaşılacak gibi değil, sağır kulaklara çarpıp kalıyor. Başka türlü de olabilir mi?''
    0 ...
  15. 10.
  16. 1950'den itibaren, tiyatroda yerleşmiş gelenekleri bozarak, dil ve jest arasındaki uyumsuzlukla beslenen, garip bir komediyi sahneye sokmuştur kendileri. Gülünç bir metne dramatik bir oyun, dramatik bir metne gülünç bir oyun kuralının geçerli olduğu bu absürd tiyatro dünyasında anlamın yok oluşu, her şeyden önce insanoğlunun kesin yalnızlığıyla ve var oluşunun anlamsızlığı trajedisiyle belirgin, somut bir gerçeklik hâline gelir.
    0 ...
  17. 11.
  18. ''biliyorum, biliyorum; intihar ölümü beklemekten daha iyi.''
    0 ...
  19. 12.
  20. “Hayat insana pencereden baktırır.”
    Uzun bir evlilikten sonra birbirlerine söyleyecek kof laflardan başka bir şeyleri kalmayan Bay ve Bayan Smith’lere, Bay ve Bayan Martin’ler bir akşam misafirliğe gelir. Martin çiftinin ilişkisizlikleri öyle bir noktaya gelmiştir ki gerçekten evli olduklarına ve bir çocukları olduğuna ikna olmaları için uzunca bir diyaloğa girmeleri gerekir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük