Robert kolej ve boğaziçi mezunu ermeni. Türkiyenin ermeni soykırımı için özür dilemesine gerek yok tanıması yeterli diyor. Galiba Türkleri kendi okuduğu yıllardaki gibi cahil sanıyor. Bi kere tanıyınca Özür de diletirsiniz siz.
kendisini demokrat olarak adlandıran ve bu fikri eserlerinde de savunan ermeni yazar. mahçupyan, liberalizme eleştiriler getirmekte ve bu fikrin savunucuları ile akademik tartışmalar yapmaktadır. atilla yayla ile girdiği “liberalizm-demokratlık” tartışması, kendisinin daha fazla tanınmasını sağlamış ve pek çok akademisyen tarafından desteklenmiştir. bir dönem stv’de ali bayramoğlu ile beraber program yapmıştır. ciddi bir entelektüel birikime sahip mahçupyan'ın, fikri-felsefi temelli önemli sayıda kitabı bulunmaktadır.
"ideolojiler ve modernite" isimli kitabında, her ideolojinin bilgi kaynağına ve ideolojilerin kendi gerçekleri ile doğrularını oluştururken dayandıkları felsefi temellere dair kapsamlı açıklamalar getiriyor. ideolojilerin her birinin bir çıkış noktası olduğunu ve bu çıkış noktalarının, ideolojileri şekillendirdiğini belirtiyor. çıkış noktalarının ise, bilginin kaynağına göre değiştiğini vurguluyor ve bu bilgi kaynaklarından dört tanesini ele alıyor.
bunlar; idealizim, materyalizm, mutlak tekabüliyet ve göreceli tekabüliyettir. bu kavramları uzun bir şekilde anlattıktan sonra bu bilgi kaynaklarının şekillendirdiği ideolojiler üzerinde duruyor.
kitabın ilk makalesinde ideolojilerin dayanak noktalarına odaklanırken, ikinci makalede ise ideolojilere odaklanıyor. özellikle liberalizm ve demokratlık üzerinde dururken, kendisinin de savunduğu demokratlığı mevcut sistemler içerisindeki en mâkul sitem olarak sunuyor. liberalizme ise çok ciddi eleştiriler yöneltiyor. bu eleştirilerinin odak noktasını iki temele oturtuyor. ilk olarak, liberallerin, bireylerin özgürlüğünü öncelediğini; ancak topluma dair somut önerilerde bulunmadığını, daha doğrusu bireyin, toplumun geleceği adına alınan kararlarda pasifize edildiğini söylüyor. ikinci olarak da, liberalizmin temelini oluşturan değerlerden biri olan hoşgörünün, sistemin savunucuları tarafından maksatlı bir şekilde yanlış yorumlandığını söylüyor.
kitabın ilk iki makalesinde idelojiler ve kaynakları hakkında duran mahçupyan, diğer makalelerinde ise modernite üzerinde duruyor.
kendisinin bir kitabı üzerinden biraz fikirlerini belirtmek istedim. ki bir insanın, inandığı değerlerden ne kadar sapabileceğini göstermek için. ne diyelim, inandığı değerleri tekrar bulması dileği ile...
cahil, vasıfsız, tam bir öngörüsüz. ne diyorsa tersi çıkan isim. hala daha tv'lerde bir şey anlatıyor. onu kanala çıkartanlar, soru soranlar utansın. yazık.
an itibari ile cnn türk kanalında rezilleri oynayan kişi.
hayatımda bu kadar tutarsız ve saçmalayan birisi görmedim.
şöyle izah edeyim;
balyoz ve ergenekon için yargının verdiği beraat kararına rağmen askerlerin hala suçlu olduğunu söylerken, aynı cümle içinde cemaat askerlere kumpas kurdu diyecek kadar zavallı bir durumda saçmalıyor.
bir garip ermeni.
şu an başdanışmanınlığını yaptığı başbakanının lideri kendisine ermeni denmesini hakaret olarak kabul ettiği halde sağlam bir AKP savunucusu olmuştur.
etyen mahçupyan da 'affedersiniz ermeni'lerden işte.
abdullah öcalan'ı öve öve bitiremeyen başbakan başdanışmanı olan şahsiyet. başdanışmanı olduğu kişinin iplerini elinde tutan zat-ı muhterem "çok afedersiniz bana ermeni diyen bile oldu" derken, bu gidip onlara yanaşıyor.
yahu apo tamam cahil birisi değil, siyaset okumuş birisi. ama apo dediğimiz kişi, 30 yılda 40 bin kişinin ölümüme sebep olan terör örgütünün lideri. şimdi cezaevinde cici kürdü oynaması onu iyi biri yapmaz, kürt sorununun olmazsa olmazı yapmaz. ülkenin batısında yükselen milliyetçiliğin nedeninin aponun lideri olduğu örgüt olduğunu acaba görüyor mu merak ediyorum. belki de pkk'yı sivil toplum örgütü görüyordur kim bilir.
bu gidişle kürt sorunu denen sorun bitecek ama ülkenin batısında bir problem çıkacak.
doğru okunduğu vakit çok önemli şeyler söyleyen birisi. siyaseti çok iyi bilen ve çok iyi analizler yapabilen bir adam. tabi tüm bunlar yine de onun art niyetli olduğu algısını değiştirmiyor ve değiştirmeyecek de. ancak yine de başkanlık sisteminin çok tartışıldığı ve bu konuda davutoğlu ile erdoğan arasındaki fikir ayrılıklarının ayyuka çıktığı bir dönemde söyledikleri yakından takip edilmeli diye düşünüyorum.
arınç da bugün "başkanlık sistemi gündemimizde yok" dedi. tüm bunları ulusalcı sığlığında ellerini ovuşturarak "nasıl da birbirlerine giriyorlar bak" diye çekirdek çitleyerek izlemek de; ortalama akpli sığlığında "bunnar muhalefetin boş hezeyanları, bizim hökümetimiz cumhurbaşkanına asi gelmez hiç bir zaman" şeklinde değerlendirmek de anlamsız. ortada bir sorunun olduğu ve olacağı açık. ancak bir uzlaşmaya varmamaları için de hiç bir sebep yok.
mahçupyanın söyledikleri ise, davutoğlunun erdoğanla tam olarak hangi konularda ve ne kadar anlaşamadığının anlaşılabilmesi için çok önemli.
öcalan hakkında söylediklerine gelince... normaldir. çözüm sürecinden ilk bahsedildiği zaman bile siyasetle azıcık ilgilenen bir insan işin eninde sonunda bu noktaya geleceğini öngörebilirdi. çünkü dünya alem biliyor ki pkk ile uzlaşmadan kürt sorunu çözülemez. pkk sadece dağa çıkmış bir eşkiya sürüsü değil. pkk maalesef ki kürtlerin en önemli siyasi örgütleri aynı zamanda. hadepler, dehaplar, bdpler, hdpler... bunlar pkknın desteği olmadan asla bu kadar güçlü olamazlardı.
pkk söz konusu olduğu müddetçe de öcalanın önemli bir aktör konumuna geleceği herkes tarafından biliniyordu öyle değil mi?
dolayısıyla anayasa değişikliği, hukukta yapılması gündeme gelen reformlar (ya da darbe mi demek lazım acaba?), kürt sorununun çözüm süreci, başkanlık sistemi tartışmaları derken bir hayli kritik bir sürece gelinmişken akpnin önde gelen kalemşörlerinden ve aktörlerinden bu tarz sözler işitmek oldukça doğal. başka türlü nasıl öcalana özgürlüğünün iade edileceği (ev hapsi mi olur, hapishane koşullarında ciddi değişiklikler mi yapılır bilmem), kürtlere özerk statünün verileceği (güneydoğudan devlet zaten çekilmekte) bir sürece nasıl alıştırabilirsiniz ki bu kadar geniş bir kitleyi?
18 aralık'ta şirin payzın'ın programına katılarak bir süredir iyi kotardığı hükümet şakşakçılığında zirveye doğru koşan çapsız, bilgili adam.
programda sivil toplum'dan demokrasi'ye bir yığın mantık hatası dolu koca bir cahillik sergileyen, yok cahillik diyerek suçunu hafifletmemeli, diktatörlüğe suç ortağı.
hrant'ı katledenlere, "afedersiniz ermeni" diyenlere ideolog olacak çapsız, onursuz ve utanmaz adam.
unutmamalı. akp düştüğünde gemiyi ilk terkedip, tekmeyi ilk atacaklardandır.
