Şems'in hayran bırakıcı sohbetine deli divane olan Mevlana, Şems'siz yapamaz hale gelir. Saatlerce, günlerce odadan çıkmadıkları olurmuş. Bundan dolayı halk isyan eder, Şems'i kötülermiş. Bir gün bu iki dostun muhabbetine öyle bir iftira atılmış ki, Şems dayanamamış ve şehri terk etmek zorunda kalmış. Mevlana da Şems'in hasretinden yanıp tutuşurken bu gazeli yazmış. Bu güzel gazelden ilahi aşkın tarif edilemez bir duygu olduğunu tattıran Şems'e, can dostuna olan sevgisinin ne denli büyük olduğunu anlayabiliriz.
kenan dogulunun sifonu cekmeyip biraktigi sarkinin da sozleridir ne olursan ol ama kenan sen gelme oglum dur. ask acisini kaynama noktasina cikarir (bkz: etme diyerek icine eden adam)
--spoiler--
Duydum ki, kaleciye pas vermeye azmediyorsun..
Etme..
Ey top tekniği var ile yok arasında olan,
Yarı sahamızı terkediyorsun.
etme.
Sen şut çekecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
Sen ayı tepemize indirmeyi kastediyorsun,
Etme.
Son çizgiden ortalasan, dokunmaz bizden kimseye.
Sen ortayı şut, şutu orta ediyorsun.
Etme.!!
--spoiler--
benim için çok önemli bir ayrılığın sembolü haline gelmiş mevlana dizeleri. o sevgiliye aşıkken dinler dinler ağlardım, o sevgiliden ayrılmak zorunda kaldım, dinledim ve bir başka ağladım. en çok da ayrılabilmek için dinledim, dinledikçe uzaklaştım, ağladıkça ayrıldım. şimdi seneler geçse de üzerinden, onun hasretini duyduğumda yine dinlerim ve yine ağlarım. mantığımda zerre yeri kalmamasına rağmen, aslında hiç var olmadığını öğrenmeme rağmen, onun olabilme ihtimalini, onu varettiğim günleri, ondan şüphe duymadığım anları özler, yine dinler, yine ağlarım.
her dinlendiğinde bir kez daha bir kez daha insanı acıdan öldüren, öldürdükçe dinlettiren, dinlettirdikçe tekrar tekrar öldüren kısır döngüye sokan şiirdir. böyle bir aşk yaşadıkları için kıskandıran şiirdir. bir yalvarıştır.
hz. mevlana ve şems-i tebrizi ayrı düşmüşlerdi. hazreti mevlana'nın çıkan dedikodularla konya'dan ayrılan hz. şems'e yazdığı şiirdir. bu şiiri en güzel seslendiren kişi ise yılmaz erdoğan değil serdar tuncerdir.