etkileyici şiirler

    15.
  1. nilgün bodur'a ait Gün gelir şiiridir.

    Hayat ilginç.
    Gün gelir, iç oğlanlar, padişah olur...
    Hırsızlar zengin,
    Metresler eş,
    Eşekler adam olur.
    Odundan kapı, taştan saray olur...
    Gün gelir, kezbanlar destan,
    Onları destan yapanlar, mestan olur.
    Gün gelir, hadsizlik özgüven,
    Saygı yalan, sevgi ise dolan olur...
    Gün gelir, çivisi çıkar dünyanın.
    Konuşamayanlar hatip,
    Şifa veremeyenler tabip,
    Yazamayanlar katip olur...
    Ama yine öyle bir gün gelir ki ...
    Verenler alır, gidenler uslanır, dönenler yalvarır...
    Merdiveni koşarak çıkanların, gün gelir ayağı takılır.
    Sevgisini vermeyen, gün gelir kimsesiz kalır.
    Aldatan bir gün sadakat için, çalan bir gün adalet için, döven bir gün şefkat için yalvarır.
    Piyon deyip geçme,
    Gün gelir şah olur.
    Şaha da fazla güvenme.
    Gün gelir mat olur...
    Öyle bir gün gelir ki sen bakmazken her şey hallolur...
    5 ...
  2. 1.
  3. okunduğunda insanı en derinden etkileyen iz bırakan şiirlerdir. ör:

    ağlamalar

    gördüm babaların ağlamasını
    dalları düğüm düğüm
    gövdesi kahve falı bir zeytin ağacını köklemek varya
    sökmek varya sarp yamaçtan ardıcı
    kazma vurmak beşyüzyıllık meşeye
    acısını duymak varya kopmanın
    babaların ağlaması işte o
    babaların ağlaması öyle zor
    gördüm babaların ağlamasını
    anaların ağlaması bir başka
    anaların ağlaması bir ayrı
    anaların ağlaması bir beter
    dövülen döş yolunan saç
    kan damlayan bir çığlık, ağustosta çam ormanı yangını
    sokaklar, alanlar, evler, kapılar
    mutfaklar, kilerler ocaklar ağlar
    zıbınlar, beşikler, uykusuzluklar ağlar ağlaşırken analar
    dağ, taş, ağaç, su, yıldız
    yeşeren buğday ağlar, savrulan saman ağlar, ağlaşırken analar
    kanın umudun hakkı
    sütün ekmeğin hakkı
    ne söylersin bre ozan durur tek tel üstünde inceden sızlamaya
    bütün bir evren ağlar, ağlaşırken analar
    gördüm babaların ağlamasını
    anaların ağlaması bir başka
    anaların ağlaması bir beter!
    h.h.k.
    5 ...
  4. 2.
  5. şairini şimdi hatırlayamadığım bu şiiri yıllar önce cem ceminay dan dinlemiştim

    anımsıyor musun yeni arabanı
    ödünç alıp çarptığım günü,
    öldüreceğini sanmıştım beni,
    öldürmedin oysa
    anımsıyor musun seni zorla sahile götürdüğüm
    yağmur yağacağını söylediğin
    ve yağmurun yağdığı günü
    "söylemiştim sana" demeni beklemiştim
    demedin oysa
    anımsıyor musun kıskandırmak için seni
    başka oğlanlarla oynaştığım ve
    senin kıskandığın günleri
    terkedeceğini sanmıştım beni
    terketmedin oysa
    anımsıyor musun çilekli pasta düşürüp
    arabanın paspasını kirlettiğim günü
    tokatlayacağını sanmıştım beni
    tokatlamadın oysa
    anımsıyor musun dansın resmi olduğunu
    söylemeyi unuttuğum ve
    senin kot pantolanla geldiğin günü
    bırakacağını sanmıştım beni,
    bırakmadın oysa
    evet: yapmadığın çok şey vardı
    ama dayandın bana, sevdin ve korudun beni
    çok şey vardı
    benim de senin için yapmak istediğim
    vietnam dan döndüğünde
    dönmedin oysa!

    aramızda bu cam bölme

    ayırmışlar seni benden aramızada bu cam bölme
    biliyorum ordasın sen şu camın arkasındasın
    şu incecik şu zavallı renkli camın ardındasın
    yapayalnızsın
    uzanmışsın soylu çıplaklığınla, ama çıplak değilsin
    pembesin, yeşilsin, morsun, kızılsın
    saçlarınla oynuyorsun durmadan
    sabah kesip kısa kısa akşam uzatıyorsun
    gözlerinle oynuyorsun durmadan, gözyaşın değişmiyor
    gülüyorsun pencereden sokağa, kuytuda ağlıyorsun
    bekliyorsun ağlayarak o mavi kuşu
    biliyorum, biliyorsun dilini duvarların
    kapıların karanlığa kapanışını
    gece köpek seslerini, yolcu uçaklarını
    filmin öbür yarısını/ sonun ardını
    çiçekli balkonların gizli yalnızlığını
    aşkın kedi çığlığını, ıslaklığını
    içkilerin yasalara amansız düşmanlığını
    duyuyorsun biliyorum, yaşıyorsun çırılçıplak
    ama işte ardındasın şu camın
    kozanın içindesin saçlarınla oynuyorsun durmadan
    gözlerini boyadıkça artıyor dalgınlığın
    bekliyorsun biliyorum, bekliyorsun ağlayarak
    o mavi kuşu
    bense öbür yüzünde zavallı camın
    van gölü nün karanlık sularını çılgınca
    çılgınca kulaçlıyorum kavuşmak için sana
    -tamarraa ah tamarraa güzel tamarraaa!
    bitmiyor su bitmiyor su kıyı kaçıyor
    çığlıklarım karışıyor karanlık dağlara
    varıyorlar bizden sonra seninle bana
    anlıyorlar seninle beni bizden sonra
    sen bir avuç barut külü bir yanda
    ben bir avuç ateş külü bir yanda
    durur küller arasında yalnız ve uzak
    o incecik o zavallı cam bölme!

    h.h.k.
    4 ...
  6. 3.
  7. iki damla yaş süzüldü yanaklarımdan
    biri senin biri benim içindi
    ben oturup ağladım
    sen olsan sen de ağlardın....

    1 conconamca şiiri
    3 ...
  8. 13.
  9. Kurşun sesi kadar hızlı geçer yaşamak;
    Öyle zordur ki, kurşunu havada, sevgiyi de yürekte tutmak!
    Geçtiğimiz yollarda kaybettiklerimizin bize en büyük kötülüğü kendilerini tekrar tekrar hatırlatmalarıdır.
    Onlar, bir kere kaybetmekle kurtulamadıklarımızdır.
    Yoklukları hayatımızdaki varlıkları haline gelir.
    Hep ama hep hatırlarız. Ne biçim kaybetmektir bu?
    Kim gölgesinden kaçabilir ki?
    Bazen duygularımız bizden erken yaşlanır ve bizden hayatın geri kalanını alır.
    Hayatın, kendini anlayanları cezalandırmasıdır bu.
    Durup, durup ardına bakan kadınlar vardır.
    Geçmişi düşünmekten şimdiyi yaşayamazlar.
    Her şeyi didikleyip duran, mazisinin gölgesinden, anılarının yükünden bir türlü kurtulamayan, gözleri ufuk yorgunu kadınlar.
    Güçlü, köklü bir biçimde yeni arkadaş edinecek yaşları geride bıraktıysan eğer, hasar görmüş eski arkadaşlıkları onaracak çağı da geride bırakmış oluyorsun.
    Zaman ilerledikçe birçok şey, daha zor olmaya başlar.
    Beklentisi yüksek olan kadınların yalnızlığı daha koyu oluyor.
    Büyük lafların gölgesinde geçen hayatlar,
    bir daha iflah olmuyor, geçip gittiğiyle kalıyor
    Zaman, aşk……her şey!
    Ayrılıkları ayrıntılar acıtır. Kadınları mahveden erkekler değil, ayrıntılardır.
    Erkekler, erkekliklerinin tadını alabildiğine çıkartırken, kadınlar bu konuda da umutsuzdurlar.
    Çünkü kadınlık bekler. Ummak ve beklemek kadınlığa verilmiş iki cezadır.

    Murathan Mungan.
    2 ...
  10. 12.
  11. 9.
  12. Ayrildigimizi hissettigim an,demirler eriyor hırsımdan..Ayrilik da sevdaya dahil-Atilla ilhan.
    1 ...
  13. 7.
  14. bir gece daha sensiz
    hava biraz puslu
    her yerde yosun kokusu var
    bebelerde ilk derse yetişmek korkusu, uykudalar
    kasketim bile bir köşesi eksik selamladı tekneleri
    denize açılan dehlizler boyunca
    esrik bir tebessüm gözlerimde
    ve sevgili hasreti
    bu gece insanlığı bedava öğretiyor midyeler
    sahildeki avcılara her takıldığında
    sahi zulamda ne’m kaldı?
    geceye bir gem vuracak kadar daha şarap
    bir izmarit sigara
    birkaç da virgülüm kaldı
    sabahı yaklaştıran noktalara…
    2 ...
  15. 16.
  16. cemal süreya'dan

    uzaktan seviyorum seni,
    kokunu alamadan,
    boynuna sarılamadan,
    yüzüne dokunamadan,
    sadece seviyorum.
    öyle uzaktan seviyorum seni,
    elini tutmadan,
    yüreğine dokunmadan,
    gözlerinde dalıp dalıp gitmeden,
    şu üç günlük sevdalara inat,
    serserice değil adam gibi seviyorum.
    öyle uzaktan seviyorum seni,
    yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden,
    en çılgın kahkahalarına ortak olmadan,
    en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan,
    öyle uzaktan seviyorum seni.
    kırmadan,
    dökmeden,
    parçalamadan,
    üzmeden,
    ağlatmadan uzaktan seviyorum.
    öyle uzaktan seviyorum seni;
    sana söylemek istediğim her kelimeyi,
    dilimde parçalayarak seviyorum.
    damla damla dökülürken kelimelerim
    masum beyaz bir kağıtta seviyorum.
    1 ...
  17. 5.
  18. 7. sınıfta ezberleyip hala hatırımda olan şiirdir;

    yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
    dante gibi ortasındayız ömrün.
    delikanlı çağımızdaki cevher,
    yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
    gözünün yaşına bakmadan gider.
    şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
    benim mi allahım bu çizgili yüz?
    ya gözler altındaki mor halkalar?
    neden böyle düşman görünürsünüz,
    yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
    zamanla nasıl değişiyor insan!
    hangi resmime baksam ben değilim.
    nerde o günler, o şevk, o heyecan?
    bu güler yüzlü adam ben değilim;
    yalandır kaygısız olduğum yalan.
    hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
    hatırası bile yabancı gelir.
    hayata beraber başladığımız,
    dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
    gittikçe artıyor yalnızlığımız.
    gökyüzünün başka rengi de varmış!
    geç farkettim taşın sert olduğunu.
    su insanı boğar, ateş yakarmış!
    her doğan günün bir dert olduğunu,
    i̇nsan bu yaşa gelince anlarmış.
    ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
    her yıl biraz daha benimsediğim.
    ne dönüp duruyor havada kuşlar?
    nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
    bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
    neylersin ölüm herkesin başında.
    uyudun uyanamadın olacak.
    kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
    bir namazlık saltanatın olacak,
    taht misali o musalla taşında.

    cahit sıtkı tarancı
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük