-al cemal eti senin kemiği benim
-ben kasap mıyım hüsnü banane etinden
-yağuuu anla oğlum istediğin gibi yetiştir ,istersen kafasını kır
-saçmalama hüsnü insan bu hayvan değil
-aman be iyilikte yaramıyor vazgeçtim ulan çalıştırmıyom yanında
-la havleeee
eskilerden kalma insan yetiştirme politikası.bu lafı sarfedenlerin de bizzat o öğrencinin velilerinin olması da ayrıca incelenmesi gereken bir konudur.
tüyleri diken diken eden cümledir. bunu söyleyeni vereceksin birisine "eti senin, kemiği benim" diye. bu nasıl bir anlayıştır, bu nasıl bir vicdandır, bu insanlık mıdır ? lafın gelişi olarak bile söylenmeyecek sözdür. bir de evlatları için söylerler. evladının etini vermekten söz etmek ha? mecazî anlam bile olsa kötü. dokunsun bakalım saçının teline.
haylaz veletin bir nebze olsun imana getirilişinin ürünü söz. baba bakar ki bu iş böyle gitmeyecek cam paraları, komşunun senin oğlan bizimkini dövmüş diye kapıya dayanmaları sonunda canına tak eder ve bir ustaya o meşhur repliği söyletir.
genelde erkek çocukları işe verilecekken işyeri sahibine babanın söylediği laftır. resmen al süründür denmek istenir.
ve huni çalışması;
+bundan sonra kamil sana emanet!
- eti benim kemiği senin mi?
+anlamadım?
-götü benim başı senin de olabilir.
+deli misin birader ne diyorsun?!?!
-dertler benim, çile benim, mutluluk senin olsunnnn
+?!?!?!?!
evladını okula yeni yazdıran babayla sınıf öğretmeni arasında geçen diyalog cümlesi. kurbanlık hayvan veriyor sanki bayrama kadar bakıp etlenmesi için, eti senin kemiği benimmiş peh.
bir malın veya başka bir şeyin sahibi o malı başkasına verdiğinde denilen bir deyimdir...
Çocuk velilerinin öğretmene ya da ustaya çocuğun eğitiminde kendine tam yetki verdiğini anlatmak için söylenir.
eti senin kemiği benim çok eskiden kullanılan bir kelimedir. ve genelde oto sanayiye bir oto tamirci ustalarına verilen çocukların babası ustaya oğlunu teslim ettiği zaman bu kelimeyi kullanırdı. buradaki amaç çocuğun gözünü korkutup iyi bir zanaat öğrenmesi. lakin bazı ustalar babanın söylediği bu kelime üstüne ustalar kontrolden çıkar çocuğa devamlı dayak atardı. her şey çırak olan çocuğun kaliteli bir usta olarak topluma kazanılması amaçlanır çocuk büyüdüğü anda gerçekten kaliteli bir usta olur çıkardı.
bu tip babalar maalesef eskide kaldı. çocuğu dayak yese bile baba ustaya gidip niye benim oğlumu dövdün gibi kelimeler asla kullanmazdı. şimdiki nesil babalar biraz nazik olduklarından dolayı 15 yaşına gelmiş bir çocuk babasına kafa tutuyor. bu olay çocuğa çok yüz vermekten kaynaklanır. baba parası yiyen çocuk farklıdır. eti senin kemiği benim denilerek tamirhaneye verilen çocuk farklıdır. çünkü o çetin şartlar altında yetişmiş. ve hayatın tüm zorluklarını öğrenmiştir.