dedemle yaşıt olduğunu bildiğim milli püskevit.
bide şimdi nostaljik ki yeni ambalajı soluk soğuk renkler hakikaten
rafta görüldüğünde tatlı bir tebessüm sebebidir.
Yaş kaç olursa olsun her hastalığa tatlı bir çaredir. bünye yemek yiyemez ama cici bebeye her daim açtır. çocukluğumuzun, yetişkinliğimizin, aşk acılarımızın ve diş ağrılarımızın masum ortağıdır.
şuan kahvaltıda tükettiğim sıcağa yakın bi sütle kocca paketi bitirilebilir* insan. Ayrıca hep alışveriş yaptığınız marketin kasiyeri değiştiyse ilk zamanlar size tuhaf bakabilir.* hadi bayan kasiyerlerin bakması neyse de erkek kasiyer olunca bi tuhaf oluyor be birader.
bağımlılık yapan bisküvi. ciddiyim bak. yok böyle bir lezzet. yıllar önce üstünde bebe yazıyır diye, büyüdüğümü kanıtlamak için bırakmıştım yemeyi, yerini diğer bisküvilerle doldurmayı denedim, süte rondoyu bile doğradığımı bilirim, evet kreması da dahil. ama onun yerini hiçbir bisküvi dolduramadı, dolduramazda. neyse ki kardeşim kilo almaya çalışıyor da eve aldı 1200 grlık bir kutu. ondan çok ben yiyorum o ayrı mesele. bakalım bir kaç aya dana gibi olmazsam iyidir.
diğer tanıdıklarımı geçtim iki yeğen sahibi biri olarak bebeklerin yediğini görmediğim eti ürünü.
yemek için hasta olmayı beklemesem de, senede 6-7 kez geçirdiğim üst solunum enfeksiyonu yüzünden tüm ağzı yara olan şahsımın en sevdiği yiyecektir.
kendimi bildim bileli yediğim bisküvidir. ayrıca, yanılmıyorsam üzerindeki bebek fotosu aşağı yukaru aynı. bu bebek şu an evli mi, yaşıyor mu, ne yapıyor? merak konusu.
talep fazlasından dolayı -buradaki talep fazlasından kasıt artık bebek olmayanların talebi- eti kombo kılıfında çıkarılmış bisküvidir. bir de çikolataya banmışlar, yeme de yanında yat.
Bir bisküvi bu kadar mı lezzetli olur dedirtir. Sanırım çocukluk yıllarımda bu gıdala besledikleri için seviyorum. Sütle ve çayla iyi gider. Kütür Kütür de yenebilir.
Hala bebeğine mama olarak hazırlayıp, yediren bir anne var mı, diye merak ettiğim muhteşem bir icattır. Eğer yoksa, bu durum, doksan bilmem kaç yılı sonrasında çeşitlenen bebek mamalarıyla, "faydalı şeylerin tatları hep kötü olur." subliminal mesajları verilerek, muhteşem bir tada sahip olması nedeniyle, besleyici özelliği inandırıcılığını kaybetmiş olan Cicibe'nin mama özelliğinin unutulup; sadece bir yetişkin nostaljisine dönüştürüldükten sonra doğmuş olan neslin, daha bir geri kafayla yetişmesinin bir açıklaması mıdır? Muhallebinin tadı da erkek olsa evlenilesi olmasına rağmen, içine milyon tane toz konarak, çocuğu hak yollu yemeklerden soğutup, fast-food'a iter ki, anasının elindeki zehirlerle daha fazla beslenmesin; evinden ırak olsun. Sonra vay efendim eşeklere ineklere bağır "Ali'nin karnı acıktıııı...." diye, doğalsın ve tadın da iğrenç diye... Milupa'ymış, Aptamil'miş! Güzel bir tat alamadan büyüyen bir nesil, güzel ve kötüyü nasıl ayırt etsin?! Bu çocuk Cicibebe'yi, muhallebiyi yeyip, üzerine de tarhana çorbası içip; ıspanağı yemezse, zirveyi ve dibi aynı anda tadamaz: Justin Bieber'ı bile dünyadaki en iyi şey sanabilir.
diğer bisküvilere göre daha besleyici ve kalorisi düşük olan tatlı ihtiyacını 4-5 adetle kesen mucizevi yiyecektir. düzenli olarak 3 günde 1 paket tüketmekteyim. a101 deki kasiyerin bön bön bakışları altında gururla almaktayım.
sütün içinde tamamen ezip biraz da bal katıyorum. kusana kadar yiyorum. Hayvan gibi yiyorum. Çılgınlar gibi. Tutkuyla. Yani böyle karnım şişene kadar yiyorum bir paket. sonra pişman oluyorum. Sanki günah işlemiş gibi hissediyorum. kötü bir şey yapmış gibi suçluluk duyuyorum. böyle cami tuvaletinde mastürbasyon yapmış gibi. sonra bu duygu azalıyor. Ama hiç bitmiyor. Gece rüyamda pakedin üstündeki mavi gözlü bebeği görüp ağlayarak uyanıyorum. sonra döngüyü tekrarlıyorum. Tanrı günahlarımı affetsin. 10 yıldır cicibebe kullanıyorum. bırakmayı hiç denemedim. Aslında bırakabilirim ama, ben bırakmak istemiyorum.