ilk çıktığında daha ilkokul sırasındaki zıpırdım bumbo çıkmış bambo diye bişey çıkmış çok harika diye geldi arkadaşlar tenefüs bitişi lan bambo ne ola ki dedim acayip merak ettim dersin bitmesini bekleyemiyorum neyse ali ata bak pınar topu tut derken ders bitti koştur koştur kantine gittim bambo alacam dedim o zaman kantine öğrenciler sırayla bakardı üst sınıftan çocuk bana güldü tabi bambo deyince ulan dedi onun adı bumbo. ne boksa dedim ver. aldım bumboyu açtık çikolatalı zaten çok severim çikolata of homidi gırtlak bi kuytuya geçip bitirdim. sonra ilkokul bitti ortaokul bitti unuttum gitti bumboyu. geçenlerde etinin toptancısına abi sizin bi bambo vardı hala var mı dedim bumbo var dedi. ağız alışkanlığı haala bambo sanıyorum. neyse. ver dedim bi de ondan yaz. bugün geldi bambo ve yanımda bambo paketiyle bu entry i girmekten onur duyuyorum. bumbo benim için daima bambo olarak kalacak. ay lav bambo.
çok özlediğimdir; yemeden geçmezdi günlerim, ne zaman ayrıldık kestiremiyorum ama o minik hayvanları, o kakaolu mükemmelliği tekrar istiyorum. hele yaklaşık 2 haftadır delirmek üzereyim; burdan yetkililere sesleniyorum! üretin şunlardan be abi.* lütfen.
Hayvanlı şekilleri bulunan portakal aromalı bisküvidir. Küçükken en sevdiğim abur cuburlardandı. Aslan şekili de vardı sanırım, önce kafasından yemeye başlardım. Sonra ayaklara geçerdim. Olsa da yesek şimdi.
hayvanları simge olarak kullanmış olmaları zamane çocuklarını kendine bağlamıştır. tadı da şekilleri kadar güzeldir. portakal aroması ile hatırlanacaklar arasına girmiş ve özlenmiştir.
gece gece benim de fena halde canımın çektiği bisküvidir.
neden artık yok? etiii bize bumbo'yu geri ver diye haykırmak istiyorum. portakal kokusu hâlâ burnumda.
bu püskütü kaldıran orospu çocuğuna iki çift lafım var...
bre amına eti cin soktuğumun ibnesi; ulan bu püsküt benim bir parçamdı. hayatımın tek anlamı, yaşamamın tek amacıydı. hani obezler yemek yedikçe mutlu oluyor, daha fazlasını da istiyor ya; işte ben öyle seviyordum bumbo'yu. ''obez gibi sevmek''ti benimkisi. zarar mı ettirdi size bumbo? zaten kimse almasa sadece benim satın aldığım kadarıyla kar ederdiniz. niye kaldırdınız bunu ya niye niye?
olum bak iyi oku bunları; bana yapılan bu şerefsizliği asla unutmayacağım. çok çalışıp eti'nin ilgili bölümünde bir iş bulup tekrar sürüme sokacağım bumbo'yu. sen de sinirden götüne brownie sokarsın. hayatımı çaldınız lan benden, en sadık yarimi çaldınız. bunu ödeyeceksiniz. yakanıza yapışacağım ibneler.
sevgili bumbo;
hiçbir portakallı püsküt senin yerini tutmuyor. hatta, hatta hiçbir püsküt senin yerini tutmuyor. seninle olan mazimiz, o 25 kuruşluğun, o naif turuncu beyaz paketin, o minnacık maymun figürün, aslan figürün ben ne zaman eti cin yesem gözümde canlanır. merak etme bumbo, asla seni aldatmayacağım. sadece eti cin yiyorum arada bir. senin ailendendir belki diye düşünüyorum. hani o da portakallı ya. neyse;
umarım bu okuduğun satırlara üzülmemişsindir bumbo. seni çok seviyorum, çok özledim ve aşkımız her daim canlı kalacak. ağlattın...
from istanbul with love, marjinal tosbaga. on dört haziran iki bin on beş...
kendini çok özleten lezzet. ambalajındaki görüntüye aldanıp, tadının da yakın olduğunu düşünerek leibniz'in hayvan figürlü kakaolu bisküvilerinden aldım. ancak sonuç yine hüsran. bildiğin tatsız, tuzsuz bir şey. özlettin reyiz. üşüyoruz.