ethem bey ve ailesi değil bence. sadece ethem bey'in ailesi.
neden mi? adam reklamda tek kelime bile etmiyor.
öyle alık alık etrafa bakıyor, "napıyorum, burası neresi, bunlar kim?" der bir surat ifadesiyle.
karısı, o iki oğlu adam hakkında boyuna laf ediyor. adama resmen "saf" muamelesi yapıyorlar. sanki ethem bey kendi konuşamazmış gibi.
ethem bey şöyle, ethem bey böyle... tamam, ethem bey'in ailesi tarafından anlatıldığı bir reklam çekersin ama ethem bey'i mal yerine koymadan yap bunu. acıdım valla bu adama. her kafadan bi ses çıkıyor. herkes bu adam hakkında atıp tuyuor.
bakalım doğru mu? bakalım yanlış mı? adama iftira mı ediyorlar?
yok ethem bey tutumlulukla cimrilik arasında garip bir ayardaymış? sen babana pinti mi diyorsun?
demeden önce git o saçına bi çeki düzen ver.
yok hep bildiği yerlere gitmek, kendini güvende hissetmek istermiş? sen adama korkak mı diyorsun yani bre kadın?
bu reklam sinirlerimi bozuyor. böyle saçmalıyorum sonra. yayınlamayın olm şu gerzek reklamı.
ethem amca! nerden üye oldun ki sen avivasa'ya? keşke olmasaydın!
son dönemdeki reklamı hazırlayan, Young&Rubicam reklam evi adlı reklam şirketinin reklam direktörüyüm. reklam sürecinde başımızdan geçenleri anlatıcam.
gerçekçi olsun diye avivasaya primini ödeyip emekliliğe hak kazanan şahısların adreslerini ve telefon numaralarını istedik.
bize en yakın adres şişlide olduğundan, ethem sıral'ın evine gittik.
ethemin cebinden üç kuruş çıkacağına canını alın daha iyi. bu emeklilik zamazingosuna da bizim kayınço yüzünden girdi. o zaman kayınço bu sigorta şirketindeydi. "abi" dedi "yeterli sayıda müşteriyi sigorta kapsamına almazsam işten atacaklar". e bu pezevenk zaten benim sırtımda kambur yıllardır. ethemi de kendimi de kaydettirdim mecburen. o zamanlar işler de iyiydi, 4 yıl ben ödedim ikimizin primlerini de, sonra işler bozuldu bıraktım ödemeyi. ethem çakalı devam etmiş demek ki. üç kuruş istediğimde 40 takla atardı hergele. kuntiz!
ben konuşmak istemiyorum. onun cebinde akrep vardır abi. eve internet bile bağlatmadı ya, yıl 2010 amına koyim! haksız mıyım abi? mahalledeki internet cafeci bile dalga geçiyo lan! gidin başkasına sorun abi, ben anlatmam o herifi.
lan siktirin gidin, şaka mısınız nesiniz? babamın ben emekli olduğuna da inanmıyorum. onun avuçlarının içine bi bardak su koyun, bir damla akmaz o avuçtan, o kadar eli sıkıdır. siktirın lan hadi, bak hala!
yıllardır beni, çocukları alıp da bi yemeğe götürmedi. senelerdir prim ödediği bahanesine sığınıyor. dışarıya çıkmak nedir unuttuk biz ethemin yüzünden. kendi gezer tozar, arkadaşlarıyla galataya gidip içer ama iş bizi dışarıya çıkarmaya gelince maddi sorunlardan bahseder. kırk yılda bir de keyfi yerinde olursa abisigile bırakır bizi. abisinin eşi de ketum karının biri.
evet, işte hikayenin aslı bu. napıcaz diye düşünürken, bu diyalogların tam tersini yazmaya karar verdik. ortaya da bu reklam çıktı.