aslında kimse doymuyor ama farkında değiller.
canan karatay bunun mekanizmasını anlatmıştı.
et yemediniz, ekmek, pirinç veya buğday esaslı bişeylerle karnınızı doyurdunuz diyelim.
mekanizma şu.
vucüt bu karbonhidratı hızla şekere çeviriyor. şeker yükselince insülün salgılanıyor ve bu şeker yağ olarak göbekte falan dpolanıyor. şeker düşürüldüğü için 2 saat içinde tekrar açlık hissediliyor. gene yiyorsun. olay obeziteye doğru gidiyor ama et yediğinde ise hem sindirimi uzun sürüyor hem de protein vücudun her organı tarafından yapıtaşı olarak kullanıldığından göbeksi birikimler olmuyor.
diyet tavsiyesi değildir. sadece mekanizma bu.
burjuvazinin saçma bir rahatlığı. bekara karı boşamak kolay tabiî, kahve içmeden uyanamazsınız, et yemeden doyamazsınız, taze sıkma portakal suyu olmadan kahvaltı edemezsiniz.
Bizim kültürümüz de çoğu insanın yaşadığı durumdur.
Et seven bir coğrafyada yaşıyoruz. Balkan ülkeleri de aynı böyle.
Et yemeden karnımız doymaz. Yalnız et fiyatları da yükseldi. Ne olacak bilemiyorum.
doyulur efendim. ancak doymaktan zevk almak deyü bir durum vardır.
tabağını sünnetledikten sonra, onu iteklersin... sonra ellerini yavaşça arkaya götürürsün. sonra sağ elinle göbeğine iki üç fiske vurursun. "ohhhh, çok şükür doyduk bea!" konulu bir cümle de kurarsın.
işte bu zevk ancak içinde et bulunan yemeklerden sonra hissedilir...
Bende de mevcut olan bir özelliktir. en azından yemeğin içinde olmalı, o tadı alacaksın ki doyduğunu hissedeceksin arkadaş. en çok da dana eti ve beyin severim. (bkz: olsa da yesek)
benim müzdarip olduğum durumdur... ben et yemeden doymuyorum nedense..kendimi bildim bileli bu böyledir.. yemekte illa etli birşeyler olmalı..kırmızı et olmazsa olmazımdır..kırmızı et yoksa tercihim yürek,böbrek gibi organ etlerinden yanadır..o da yoksa kanatlı eti yerim..köy tavuğu, hindi, kaz, ördek vb gibi..ama muhakkak et olmalı..
aksi takdirde doymuyorum..salt sebze beni kesmiyor..makarna,börek,çörek vb gibi undan ve tahıldan yapılmış kofti şeyleri de yemek olarak görmüyorum..