esyanin yuzunde gorunen mahiyet kaymalari

    .
  1. varlik sayfasinda bulunan her harf kendine ait bir takim farkli hususiyetlere sahip olsa da, butun bu farkliliklar algi ve latifeler prizmasindan yansiyan goruntulerden ibaret gibi duruyor. "her sey ziddiyla bilinir" hakikati ile beraber dusunulunce hangisinin hangisi olduguna karar vermek zor. bu prizmadan yansiyanlari yine kendi hususi aynalarinda olusan goruntulerle ogrenilmis arkaik bilmeler sadece bakisi coguldan tekile yonlendirememe belirtisi.

    ates ve su, aydinlik ve karanlik, sicak ve soguk vb. butun kavramlar tanimladiklari durumu tek baslarina anlatamiyor. ates aynaya bakinca suyu goruyor muhtemelen. yanici oksijen ve yakici hidrojenden mutesekkil bir kompozisyon ne yanici ne de yakici ise atesle suyu farkli dusunmek neyin nesi? yoksa bir tekin iki yuzunu bir arada gormeye engel olan duyularimiz mi?

    karanlik derken isigin yoklugunu anlayanlar icin karanligi butunuyle ortadan kaldirdigimizda sadece aydinligin olacagini sanmak ne buyuk yanilgi. ayni seyin farkli normlari ya da farkli formlari ne zamandan beri iki degisik seye tekabul etmeye basladi? mahiyeti hakikat ile karistirmak veya ayni gormek yine basli basina bir kayma degil mi?

    bazen isigin fazlaligindan dolayi yasanan gorememe durumu ile karanlik dedigimiz durumdaki goremem arasinda gozun hususiyetlerinden baska bir fark yok demek mevzuyu daraltmak sadece. yoksa dostunu atesten korumak icin sadece "serin ol" demek yeterli gibi gozukurken "serin ve selamet ol" demek yakma vasfi bulunan o tek'in diger formuna yapilmis bir vurgu degil midir...?
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük