yönetimle arasında ne olup ne bittiğini bilmediğim -muhtemelen de bilmek istemediğim- ama birkaç gün sonra nihayet görebileceğim için fena halde sevindirik olduğum insan türü. beni gördüğü zaman hayal kırıklığına uğrayacağından korkmaktayım kendilerinin... neyse. görücez artık...
saç rengi, kilo ve boy bilgilerini, 20 şubat zirvesi'ne katılarak öğrenebileceğiniz insan. ayrıca "sevilmeyen" kavramının göreceliliğini bildiğinden fazla umursamadığını düşünüyorum bunları...
nşa'da diğer bilgilerini de (katılırsak) zirvede öğrenmemiz gereken yazar. ee tutti frutti gibi oldu lan bu, buradan bi' yere kadar gösteriyoruz, devamı için zirveye gelmeniz lazım... cık cık cık... olmadı gençler...
bu aralar annesine konulan * teşhisi yüzünden bayağı yıpranmış olan yazar.
edit: acil şifalar canım. kalbimiz seninle... o kadar acınacak halde ki bazıları bunu bile eksilemişler. eksileyin *mına koyayım. umrumda mı arkadaşımın orada canı yanarken!
edit: şu sözlükte bunuda gördüm o yüzden açıklama gereği duyuyorum;
sözlük içerisinde bir arkadaşla gereksiz yere büyük bir tartışma yaşadık... bu arkadaşım bana mesaj atarak, kavgamızın gerçekten gereksiz olduğunu, önemli olan benim şu anlarda moralimin yüksek olması gerektiğini ve özürlerini iletti. bende seve seve barış imzaladım. son zamanlarda yaşanılan sözlük içi karışıklıklarda böyle insanlarında olması beni çok mutlu etti. çünkü iki günlük dünyada kimle neyi paylaşamıyoruz anlamama bir nebzede olsa yardımcı olan bu kişi cenaze kaldiricisi adem. kendisine buradan özellikle teşekkür etmek isterim. artık bundan sonra kim ismimin altına bir şey yazarsa iyi ya da kötü cevap vermeyeceğim. ta ki ağız bozarak, ailemi ağıza alarak bi şey yazılana kadar... bundan sonra düşmanlık bitsin grubundayım. çünkü burada eleştiren de, sevende bir annenin evladı. ben anne acısını iyi biliyorum. seven sevmeyen herkes sağolsun...
ne zaman bir ölüm haberi alsam, yıllardır ama yıllardır mutlaka kendi başıma kalmak istiyorum. her insanın kendini bütün insanlardan gizlediği camdan bir fanusu vardır ya onun gibi işte camdan bir fanusum var onun içine çekilir kendi birbaşınalığımın dehlizlerine inerim. ne zaman ağır yaralı bir insan varsa bu nerde olursa olsun insan olduğumuzu hatırlatır bize. tekrar düşünmemizi sağlar. öğreticidir bilgedir. insan o noktada hala günlük zaaflarının kurbanı olabiliyorsa tıpkı bir kızırderili gibi taptığı doğasını kaybetmiş gibi oluyor. başı dönüyor insanın ve insanlığın. yığılıp yere kapaklanır gibi oluyor. pat diye.
hepimizi bir ana doğurdu efendiler demiş ya nazım usta, onun gibi bir sestir aslında. efendisin, paran-malın-mülkün şan şöhret...var ammma bir ana doğurdu seni. hepimizi. çünkü bende, annem ne zaman hastalansa aniden irkiliyorum. ona bir şey olması düşüncesi başımı döndürüyor. hatta onun yaşlanması... kendisini yıllar sonra görünce o kadar koymuştuki. sapasağlam dişlerinin yaralanmaya başladığını görmek, yüzünde kırışıklıklar... fakat işte gözlerinin içinde parlayan o ışık, hala yeni doğmuş bir çocuğa bakar gibi bakıyor insana -ki sadece annelerindir o efsunlu bakış-. sonra işte insan annesine öyle bir sokuluyorki. sımsıcak bir kucak. sen kırkında olsan da birden dönüyorsun bir yaşına. o koca bir dünya gibi sarıyor. hayatın bütün dertleri kederleri gidiyor ve o en eski en tanıdık en içten kokuların seremonik büyüsüne bırakıyorsun kendini. işte o an düşünüyorsun ya kaybedersem. ben insanın en az yarısını kaybedeceğine inanıyorum. yani insan annesini kaybedince kendi ruhunun bedeninin en az yarısını kaybeder. hem anneler değil midir bizim hodbinliğimizi aniden öldüren. ne kadar da kutsallar ah...
işte bu sebeplerden ötürü bir anne zordaysa insanın yüreği burkuluyor. bu esumayı anlamam için o kadar büyük bir sebepki. çünkü ufak iş bizimki. böyle sanal bir platformda reel yaşamın gündelik saçma didişmeleri. üstelik bomboş sebepler.
ben burdan öncelikle annesinin ellerinden öptüğümü bildiriyorum. kendisine acil şifalar diliyorum. hem önümüz bahar, bahar hep güzel haberler getirir. dileğimiz o ki, bahar güzel şeyler getirsin. bahar sağlık getirsin. bahar bütün doğaya baştan sona hayat verirken yaralanmış her yüreğe de can versin...
iki kelam etmiş olmasak da zaman zaman denk gelen entrylerini dikkat çekici bulduğum yazardır. annesinin bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyorum. kendisine ve ailesine de güç ve sabır dilerim. umarım yüzünüz eskisi gibi güler.
nick altına gelip gidip yazmaktan vazgeçtiğim yazar. çok geçmiş olsun demek ve sonrasında günlük hayatıma devam etmek yavan bir davranış gibi geliyor bana ama elbette bu düşüncenin yanlış olduğunu kabul etmem gerek. en içten dileklerimle acil şifalar dilerim,çok çok geçmiş olsun...