kendi halinde bir yazar, kaliteli bir insan. sözlükteki kalitesiz havanın* (hani şu 45 saniyede bir +18 veya provokatif başlık sağanağı yapmazsa rahat edemeyecek güruh) eleştiri yağmuruna tahmin ettiğimden çok daha fazla süre direnmiştir ve direnmektedir... rahat bırakılsa çok daha yararlı olacaktır sözlüğe diye düşünüyorum.
başlık açıyor ama açtığı başlığı tanımlamıyor, yorumluyor.
çok fazla yapıyor bir de bunu, alıntılıyor mu, yoksa tüm gayesi gün boyu uludağ sözlük içinde başlık girmek mi belirsiz.
'' başlık açamadığı için kuduran yazar'' gibi bir konusu gözüme çarptı geçenlerde tam hatırlamıyorum lakin böyle birşey olması gerek başlığın.
yine esuma imzalı bir konu tabii. fakat kişi sahiden hakkını verebildiği, tanımını göğüsleyebildiği kadar aktif olmalı değil mi bu konuda ?
hayır bir insan hiç mi mola vermez, hiç mi kendi görüşünü yansıtmaz bilemiyorum.
tüm entryleri üstünde sırıtıyor, hani birine üzerindeki kıyafet için '' emanet gibi '' olmuş dersiniz ya bu da öyle işte.
başkalarının düşüncelerini dile getirirmiş gibi.
aklıma kumandalı oyuncak arabalar geldi.
biri düğmeye basar araba ilerler.
ahh canım benim ya, o karşındaki dört köşeli ekran hayatını ele geçirmiş bak farkında değilsin.
kendine gelmesi gerekiyor acilen bu yazarın.
anlama özürlü olduğumu düşünüyor ama yok öyle değil işin aslı.
ben eleştiriyorum. e-leş-ti-ri. yani bana hakaret etmek yerine bana teşekkür borçlu bir yazar.
eleştiriyi başka türlü tanımlıyor kendine, bu yüzden beni yanlış anlıyor büyük ihtimalle.
anlama özürlü sensin demeyeceğim, beni anlamasanda... dikkatsizsin be kuzum.*
zira kendisini takip ediyorum, açtığı başlıkları - 'de olsa oyluyorum, güldürüyor ara ara.
saçmalıyor da bazı bazı, ona da eyvallah.
nick altıma girdiği harika tanım için de teşekkürler iki kez. kaşar peyniri.**
bu yazarı diğer yazarların çekememesine anlam veremiyorum. aynı beyne sahip olupta bu yazar kişisinin daha fazla kullanmasından mı ileri geliyo bu çekememezlik. gayet güzel yazıyor okudun mu anlıyosun. ama okudun mu bi onu söyle önce.
velasılkelam, yazıyor okuyor anlıyorum.
tatlı çocuk seni.
zeki çocuk.
küçükkende annenin sakladığı çikolataları araklar mıydın acaba?
yazarlık hayatın daha yeniymiş az önce onu öğrendim. henüz 2009 model. bu taptazecik ve dimağın elbette aklına 40 tilki gelecek. elbette "araklamacı gazetecilik" yapacak. neticede ülkemizde basının da ne durumda olduğu ortada. insan ne gördüyse onu.. değil mi?
sevgili esuma.
bu entry'yi yazmak için "uludağ'da hesabı olan bir arkadaş" bulmanın ne denli zor olduğunu belirtmek isterim. burada yazar olmak öyle kolay olmamalı. copy-paste 'lerin arkasına sığınarak yazarlık yapılabiliyorsa internette bununla ilgili çok güzel botlar var. bot derken ugg olanlardan bahsetmiyorum. sakın yanlış anlama beni. bir çırpıda bütün bir siteyi kopyalayabilen otomatik botlardan söz ediyorum.
cicişim esuma.
seni henüz kız mısın, erkek misin, genç misin, yaşlı mısın, siyah mısın, beyaz mısın.. tam olarak dahi tanımadığım halde seninle ilgili öğrendiğim ilk ve en kalıcı şey "başka bir sitede gördüğü ve kaynağından çok emin olmadığı bir şeyi orijinalmiş gibi sözlüğe aktaran biri" gerçeğidir. zaten nick altında da görüyorum ki bu ilk vukuatın değilmiş. sözlük içinden herkes konuşmuş da bir düzelme olmamış. belki sözlük dışından pokelersem bir işe yarar düşüncesindeyim. saygıdeğer uludağ sözlük yönetiminden de bu bağlamda özür dilerim.
google amca çoğu kez saklanan gerçekleri gözler önüne serer. serdi de. sağolsun lafmacun.org 'daki bir kaç arkadaşım uyardı. ben de gözlerimle gördüm. benim bir yanlış anlaşılma olmasın diye, kopyacılık sayılmasın diye ek$i'ye bile yazmadığım evrim geçiren canlıların diyaloglari adlı başlığı sen tanımıyla birlikte (hobaa !?!) alıp buraya yapıştırmayı uygun görmüşsün. beyim sen uygun gördüysen biz kullarına laf söylemek düşmez tabi. ama lütfen böyle şeylerden şiddetle kaçın. türkçe çok garip bir dil. lütfen ile başlayan emir cümleleri yazabiliyorsun.
sana tavsiye edebileceğim çok güzel forumlar var. "bir üsttekinin nickinin ilk harfiyle başlayan şehir isimleri yazmaca" falan oynarsınız. yılbaşı da yaklaşıyor, aman da aman.. hadi bakalım.
sabah sabah beni güldürmüş, 0-6 yaş grubunu temsil ettiğini düşündüğüm yazardır.
kendi seviyesizliğini ve terbiyesizliğini '' benim bir konuya girmiş olduğum son derece basit bir entry üzerinden örtbas etmeye çalışması da hem saçma hem de gülünç olmuştur.
çünkü şahsının sözlük içinde '' amcık beyinli '' ibaresini kullanacak kadar yüzü kızarmayacak biri olduğunu görmekteyizdir ki, hem bu kadar küçülebilip hem de nick altıma gelip (#6791915) bu entryimi terbiyesizlikle bağdaştırması saçmaladığının göstergesidir.
ayrıca entryimi yine, namusla bağdaştırmasına da anlam veremedim, sadece seks geliyorum demez yazdığım için bu yazar tarafından, namus kavramına tabii tutulmuş bulunuyorum. seks ayıp, çirkin, kaba yada küfre eşit bir sözcük değil sayın esuma.
ama amcık beyinli demek ve sözlük içinde açtığı başlığı sadece bok ibaresiyle süslemek, evet şahsımca kalitesizliğini gösterir.
benim eksiklerimi yakalamak yerine, kendi açıklarını kapatsın sayın yazar.
yada babası ile ilgilensin ki, hasta imiş tekrar geçmiş olsun diyorum.
insanların her zaman gerçekleri kabullenemeyeceğini, gerçeklerin sahiden acı olduğunu, varolanları kişilerin yüzüne vurduğunuzda bunu bir hakaret olarak algılayıp tepki vermelerini hiçbir zaman anlamamışımdır.
nick altınıza, seviyesizliğinizden dem vurmuşsam bu hayal aleminde yaşadığımdan değil. girdiğiniz entrylerin yansımasındandır.
utanmak sözcüğü sizin ne ifade eder bilmem ama, beni çekiştireceğinize lütfen eksiklerinizi kapatın sayın yazar.
ekleme: aaa yapma lüften, haklı olduğum için yazacak birşey bulamıyor oluşunu inan anlarım. lakin şu- seven de sevmeyen de sağolsun, çok mutluyum senle uğraşamıcam zaten muhattabım değilsin - triblerini bir kenara bırak. madem umursamıyordun da o yüzden nick altıma kadar zahmet edip saçmalama zahmetinde bulundun? ilginç vallahi.
sabah sabah güzel mesajlar ve mailler alıp sevindiğinden, yazan yazsın, atan atsın, sıçan sıçsın umrunda olmayan yazar...
edit: çekiştirmek kelimesini anlayamadım, çünkü tanımadığım ve kaale almadığım biri için kafa yoramayacağım bir durum. ben herkesi seviyorum, herkesi... sevende sevmeyende sağolsun...
üzerinden pirim yapmaya çalışanlar var. sürtünmeden geçmeyi öğrenmeliler. hani bi laf vardır ainesi iştir kişinin lafına bakılmaz diye. işte bu yazar kişi bilenin bildiği bilmiyenin çemkirdiği biridir.
ASLA KiMSENiN YAĞ ÇEKMESiNE iHTiYACI OLMAYAN; AYNI ZAMANDA KiMSEYE YAĞ ÇEKMEYEN YAZAR GiBi YAZARDIR...SÖZÜ FAZLA UZATMAYACAĞIM... MEYVE VEREN AĞAÇ YAZARI...DiKKAT EDiN ATTIĞINIZ O TAŞLAR; SONRA KAFANIZI GÖZÜNÜZÜ YARMASIN...
üstüne günaşırı saçılan öfke dolu salyalardan korumak için en büyük şemsiyemle sonuna kadar siper olacağım insan. bi yeterin be. illa götünüzle gülmek istiyosanız da açıp gülün götünüze. düşüncelerinizden daha çirkin değil!
bu söylediklerim aramızda kalsın,
uzun süre üstüme doğan güneşe inat yazıyorum,
bi' gün geldi ve durdu,
unuttuklarım ve unutulduklarımla sende kaldım,
üzüldün, hastaydın,
hastalığımız için yaşayanlardandın,
ağladın ve bana sarıldın, küçük sapık öpücüğünle mutlu sabahımda,
her akşam olduğunda artılarını götüren eksiler için dert yandın,
ben sustum, yanındaydım...
ve sen;
gülümsedin...