obsesyoneldir. zaten bu şekilde olması estetik kaygının ilerletilerek kusursuzluk arayışına dönüşmesini sağlar. ben bunu biraz felsefeye benzetiyorum; mutlak doğruya ulaşana değin sorgulamak ama en neticeye varamamak gibi. sonuç alınamasa da bu arayışta kazanan düşüncelerimiz oluyor, felsefenin kendisi oluyor. işte buradaki estetik kaygısında da kazanan estetiğin kendisi; sanatın, yaratıcılığın, özgünlüğün, güzelliğin kendisi oluyor.
zeki insanlar bilir ki, insanlarda estetik kaygı vardır. bu yüzden beyin olarak olgunluğun yanında fiziki olgunluk önemlidir. hiç saçlarını taramadığı söylenen mevzu bahis kişinin, bir tarzının hatta dikkat çeken bir tarzının olduğunu bilmek lazım.