esrar, "cannabis sativa" denilen boyu 1-3 m. uzunluğunda ılıman iklimde yetişen ve halk arasında "hint keneviri" adıyla bilinen yıllık yabani bir bitkinin gövde ve yapraklarıyla çiçek kısmından elde edilen bir uyuşturucudur. etken maddesi "tetrahydrocannabinol*" olan esrar, en eski çağlardan beri bütün dünyada bilinen ve kullanılan bir uyuşturucudur. Çin ve hindistan'da m.ö 3. binden beri kullanilmaktadir.
* taoizm'de zevk almak için kullanimi yasaklanmistir.
* dinsel ve büyü törenlerinde kullanilmistir.
* hindu veda'larinda tanri siva'nin esrari buldugu söylenmektedir.
* 11. yy'da orta dogu'da sufiler vecd için kullaniyordu.
* orta dogu'da sabbahiler denilen grup esrari yogun biçimde kullaniyordu. devrin büyüklerüne yaptiklari suikastlarla ünlü olan bu grup verilen "ashishin" adi, haçlilar vasitasiyla bati dillerine "assassin" yani suikastçi olarak geçti.
* doguda esrar, binlerce yildir batida alkolün bulundugu sosyal rolde olmustur
* afrika tarihinde de popülerdir. napolyon'un misir'i almasindan sonra esrar fransa'ya yayildi.
* 19. yy'in ortasinda paris'teki "club des hachichins" üyeleri arasinda victor hugo, alexandre dumas, theopile gautier vardi.
* 18. yy'da abd'de lifleri için yetistirildi.
* 19. yy'da ilaç rehberinde nevralji, gut, tetanoz, hidrofobi, kolera, epilepsi, kore, depresyon, histeri, delilik ve uterus kanamasi için tavsiye ediliyordu. migren ve morfin bagimliligi için de öneriliyordu.
* amerika'da 1920'lerde yasaklandi. meksikalilar ve cazci zenciler (louis armstrong vs) yoluyla popularize olmasi yasaklanmasinda irkçiligin etkili oldugu iddalarini dogurdu.
m.Ö. 2737 yılında Çin'de yazılmış bir eserde kenevirin fiziksel ve ruhsal etkilerinden bahsedilerek bazı hastalıkların tedavisinde kullanımı için sağlık verilmiştir. esrarı doğudan batıya taşıyan ünlü venedikli gezgin marco polo (1254-1324)'dur. ibn sina (980-1037) kenevire "kınnap" adını vermiş ve bu bitkiyi incelemiştir. kenevir ve haşhaş yetiştiren ve tedavide bunları kullanan sümerler, asurlular, mısırlılar, romalılar, yunanlılar ve islâm dünyasında bu bitki çeşitli amaçlarla yetiştirilmiştir. evliya Çelebi istanbul'da esnaf-ı benkçiyan adı verilen esrar dükkânları bulunduğunu zikretmiştir. 19. yüzyılda istanbul'da bir dirhem esrar bir kuruşa satılıyordu ve gerek zenginler arasında gerekse fakirler arasında yaygın olarak kullanılıyordu. Üretim ve tüketimi yasaklanmasına rağmen, bütün dünyada gizlice alınıp satılan esrar en yaygın uyuşturuculardan biri olmuştur.
bağımlılık yapmıyor diye ortalıkta gezen eblekler esrar bağımlılarıdır. bu onların kendilerini rahatlatma ve saplandıkları çamurdan çıkmaya çalışmak yerine başkalarına yapışma çabasıdır. sırf geberirken yanımızda yoldaş olsun ayağı. ayrıca esrar içtiğini ya da en azından tattığını ilan etme çabasındakilere götümle gülüyorum. bu özgüven eksikliği ve aşağılık kompleksinden ileri gelir. ergen sıpalar gibisiniz aynı.
öncelikle söylemekte fayda var ki bu illettir, bulaşmamak gerekir.
ancak esrarı ilk defa deneyecek kişiler genelde tepkisini sorar, abi nolcak nasıl etki edecek falan diye, tamamen pskolojik nörolojik ve ürolojik olan bu etkiler kolayca deneme yanılma yoluyla tespit edilebilir, misal;
x: abi nasıl oluyor, etkisi tepkisi nedir?
y: osurtuyor lanet şey... (sansür, alıştırmaya ve kullandırmaya teşvik etmemesi için)
x kişisi kullanır, osurur, osurur ve gene osurur en sonunda kara deliğe sahip bir göte sahip olur, o denli kötü bi'şey lan.
zararları muhakkak tartışılmaz olan keyif verici madde. içtikten sonra aşırı bir açlık ve susuzluk hissi verir. normal durumdayken tepkisiz kalınacak olay/diyaloglara aşırı tepki verilir. hayvan gibi gülünür yani. bağımlılık konusu ise tecrübe ile sabit olmakla beraber yoktur. kesinlikle bağımlılık yapmaz.
psikolojik bağımlılığı fiziksel bağımlılığından yüksek olan tek madde! daha yüksek maddelerin tedavi toleransı 0.9 ile 2 arasında değişirken, esrarın tedavi toleransı 0.1 ya da 0.2 dir; yani vücut aslında bu maddeyi istememektedir, tek isteyen beyindir! göt beyin... bok var sözlük aferdersin.
insanın direk olarak hücrelerine tecavüz etmesinin, beynini öldürmesinin vizesidir. ''yok abi yok sadece kafan güzel oluyo, bağımlılık yapmıyo...'' safsatalarına inananlara kısa bir hikayemiz var;
adamın birisi esrar içiyormuş. yanına gitmişler ve sormuşlar, ''üstad esrar bağımlılık yapıyor diyorlar doğru mu?'' adamın cevabı ise meseleyi özetler nitelikte;
''valla 40 yıldır kullanıyorum henüz bağımlılık yaptığını görmedim''
arkadaş ortamlarında ''hadi kanka bir üçlü çevirelim kafamız güzel olsun'' diye başlanan ve ulaşılması en kolay uyuşturucu olduğundan gençlerimiz tarafından rağbet görmekte.
kesinlikle özenilmemesi gereken ve israrla insanlara zararının anlatılması gereken bir zehir...
kullanılması zaralı olan, beyin hücrelerini öldüren, uyuşturucuya geçişte önemli bir basamak olan sigara benzeri kullanılan ot. bağımlılık yapmadığı söylenir ama tam aksine yapar. kanunen üretilmesi ve kullanılması yasaktır. içmeyiniz, içirmeyiniz.
uzun süreli kullanımlarda beyni daha hızlı kullandığınız hissi verir... siz bu his yüzünden cevrenizdeki insanların anlık tepkilerini dünyanın en salak insanının bile vermeyeceği tepkiler olarak düşünüp tüm insanların salak olduğuna karar verirsiniz ve sadece kendinizin akıllı olduğunu hissedersiniz... belirli bir süre sonra bu his yüzünden kendinizi yer yüzünün tanrısı ilan edersiniz... artık tanrıyı oynamaya başlarsınız... hani bunu kullanmaya başlamadan önce sizi yarattığına inandığınız tanrıyı...
aradaki farkı siz düşünün artık... ne düşünürken neler yaptığınızı... bir hiçken nasıl bir tanrı olabilidiğinizi... beyninizi nasıl kullandığınızı ve/veya nasıl öldürdüğünüzü...bunun yanında elinizdeki tek değerli ve sizi insan yapan hayatın yok olup gittiğini...
kullanmaya başlamadan önce 15 dakikalık tanrı rolü için neleri feda ettiğinizi... çok saçma değil mi? bazı insanların bunu yapma cesareti var... ya çok cesurlar ya da hayvan bile değiller...
sinir hücrelerini uyararak kişide hafiflik hissi yaratan daha sonra bu hafiflik eşiğinin kazanılan tolerans miktarıyla doğru orantılı olarak artmasıyla eski etkisini yitiren beyin zikertgeç.
kişiyi bu mereti kullanmaya iten en büyük etken, aklı en yüksek seviyede kullanma, yaratıcılığın üst düzey olması ve hayallerde sınır tanımamak...
yani sonsuz sanılan anlık mutluluk... başka da bir şey değil...
işte bu yüzden ki dünyanın unutulmaz, tarihine adını yazdırmış en yaratıcı insanları bunu kullandı ve buna mahkum yaşadılar... çünkü onların gerçek hayatlarında böyle bir dünya yoktu... bu yüzden uyuşrucu dünyada yasak... serbest olan ülkelerin gelecek garantisi yok... zaten detaylara inerseniz ne o geleceği sağlayan beyinler ne de gençleri var... hepsi hayaller aleminde kendi dünyalarını anlık olarak kurup çökertiyorlar...
bireylerin yapacağı en mantıklı iş bunu kullanmamaları ve kullananları dışlamaları... belki kesin bir çözüm değil ama hızla yayılan kullanımı birazcık da olsun engellemek...
kullanma! kullanana müsade etme! gelecek sadece bize değil çocuklarımıza da ait bunu unutmamak lazım...
uzun süreli kullanımlarda kişide düzeltilmesi imkansız psikolojik sorunlara yol açar, bulunduğu ortamlara adapte olamamasından ötürü aşırı sınırlı bir hale getirir insanı...
psikolojisi düzgün bir insanı sorunlu bir birey haline getirebiliyorsa, bunu daha önce hiç kullanmamış psikolojik bir hastayı da normal bir insan haline getirebilir...
Bir maddeyi kullanmak suç olarak kabul edilmemelidir, çünkü henüz bir kurbanı yoktur. Eğer ölümcül maddelerin dağıtımından bahsetmek istiyorsanız, evet, bu tartışılması gereken bir konu, ama biraz ciddi olalım. Tütün bu konuda rakip tanımıyor. Alkol ikinci sırada. Ağır uyuşturucular oldukça alt sıralarda yer alıyor. Dahası kişi için çok zararlı olmasına rağmen, uyuşturucu kullanımının oldukça zayıf bir toplumsal etkisi var. Ağır uyuşturucularla ilgili suçlar çoğunlukla maddelerin yasaklanmasının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Eğer ilkeniz ölümcül maddelerin topluma dağıtılmasını engellemekse, ilk peşine düşmeniz gereken tütündür, bir sonraki de alkoldür, listenin alt sıralarında kokaine ulaşırsınız ve neredeyse görülemeyecek kadar aşağılarda da esrara varırsınız.
dişi hint keneviri. erkeği kafa yapmaz. ha dişisini nereden anlayacağız derseniz, tabiiki tohumlarından. bağımlılık yapmadığı söylenir. ne derece doğrudur bilinmez ama uzun süre ve sık sık kullanımı şizofreni benzeri varsanı ve hezeyanlar görülen psikozlara yol açabilir.
bu merete başlama yaşı ortalama 16 civarında... lise dönemi yani... kızların erkeklerden daha çok kullanıyor bunu... ve çoğu da özenti tipler... erkeklere iki cilve ile bunu aldırıyorlar ve kullandıkları andan etkisi geçene kadar ya erkekle birlikte oluyorlar ya da iç dünyalarında oradan oraya koşturuyorlar...
peki bunu engellemenin bir yolu var mı? aslında yok gibi görünüyor... çökmüş bir eğitim sistemi, ahlaki değerleri öğrenmeden büyüyen çocuklar ve en önemlisi de çağın uç noktalarda oluşu...
emniyet kuvvetlerinin bile bu mereti sattığı yerleri bildikleri halde hiçbir şey yapmamaları, hemen hemen (istanbul) her yerde rahatça bulabilmeniz ve fiyatının çok pahalı olmaması gençlerin buna yönelmesine neden olabiliyor... ailelerin bunu kullanan çocukları farketmesi ise zordur... alkol ya da sıgara gibi farkedilmemesi etkisinin kısa sürmesi gün içinde arkadaş ortamlarında kullanılması avantaj sağlıyor gençlere...
uzak durulması için kesinlikle o arkadaş ortamından kopulması gerekir... zira uzun zaman kullanmasanız bile "epeydir içmiyorum bir nefes alayım bari" ile yeniden sizi kanatları altına alır ve durumunuz eskisinden daha kötü olabilir...
havalar karardıktan sonra sokak aralarında bile rahatça içilmesi ve bulunması ise yalan bir yasak olduğunun en büyük göstergesi... tarlabaşı'nda karakolun hemen arkasında, selamsız'da çevik kuvvetin alt sokaklarında buram buram bunun kokusu vardır...
aslında suç kullanandan çok buna el altından müsade eden, izin veren kişilerindir ve bunun hesabı hiç sorulmamaktadır... olan yine genç beyinlere oluyor... ölüyor hücreleri ve salak bir gelecek kalıyor ülkeye.
fiziksel problemleri gecin psikolojik problemlere yol acan madde. zaten en onemlisi de budur. kisi bu maddeyi cektikten sonra diger ruh haline donu$ur.surekli kendisi ile birlikte olur. o ruh hali sadece gunu ya$ayan aklina baska hic birsey getirmeyen ruh hali olabilir. icen kisi icin bir nevi tatil gibidir. daha sonra normal haline doner ve hayati tekrar yasamaya baslayinca inanilmaz derecede depresif olur. bagimlisi olan biri ayik oldugu an hayattan nefret edecek kivama gelir surekli bunalir.Dunyada sadece kendisinin zorluk cektigini zanneder ve hayat ile olan kavgasinda yenik du$mu$ gibi hisseder. uzun sure ictikten sonra artik her esrar icilmez iyisi kotusu diye ayrilir fakat bagimlisi iyisinide kotusunude icer farketmez onun icin. mesela 3 gun icmez ise o 3 gunun ilk gunu biraz daha normal gecer 2inci gun sinirli ve agresif 3uncu gun ise hayata kusmu$ sekilde gecer. fakat 4uncu gune geldiginde hayat ile yeni tanismis yani yeniden dogmus gibi insanlar icine karisir ve artik bunun bir bok oldugunu anlamasi gerekmektedir. kurtulmanin yolu surekli sosyal faaliyet icerisinde bulunmaktir.