az önce herifin biri 'benim annem namuslu dürüst bir insandır, zaten kapalı biridir annem' dedi. bunu söylemesinin sebebi konunu dürüstlükten açılmasıydı. zaten bunun üzerine esra erol da "ohh ne güzel" dedi.
yani, dürüstlüğün ve namusun evlilik programlarında bile yalnızca kapalı olup olmamaya bağlı olduğu bir ortamda, başı açık olan insanın dürüst ve namuslu olduğu meçhul durumuna geliyor ki bu hiç iyi bir tablo oluşturmuyor. kapalı ve namaz kılan insan hiç soru sorulmadan, kurcalanmadan namuslu ama bunları yapmayan insanın dürüst ve namuslu olabilmesi için bazı toplumlara bunları ispatlaması gerekiyor...
böyle ciddi bir konuyu böyle pespaye bir programın başlığı altında incelemem de bana koyuyor.
utandırıyor.
adamın biri kırtasiyeden 60 kuruşa aldığı koskoca kartona uhuyla fotoğrafları yapıştırıp, kalın uçlu asetatlı kalemle "yeşil gözlüm benimle evlenir misin?" yazmış. allah kahretsin ya, şu küçücük oturma odasında beni tek başıma neden utandırıyorsunuz, benim suçum ne ulan!!!
Çay içmeye davet edilen yerde çay verilmeyen yarışma.
talibi gelen "biz sizi meşgul etmeyelim, gidip bi çay içelim" diyip gidiyolar sol tarafa. çay yok amına koyim. kaç seferdir bakıyorum yok, su dahi vermiyolar. ipneler 2 bardak çay verseniz nooluur?
28 ekim günü atv'de başlayacak olan, dizi izlerken altta çıkan reklamda esra erol'un böm böm 10 saniye kadar baktığını görünce başlamadan soğunulacak izdivaç programdır.
kızın "ne mezunusunuz?" sorusuna, "ben kendim ortaokul terk mezunuyum ama hayat üniversitesini dışardan bitiriyorum." diyen bir adamın katıldığı programdır. işsizlik insana neler izletiyor..