bal tutan parmağını yalar, balık baştan kokar, imam yellenirse cemaat hacet giderir..
bu sözlerin öznesi yani hemen hemen aynı ortak noktası esnaftan sürekli yeni ve "daha fazla" vergi isteyen kişilerin varlığı. silsile gibi düşün en üstteki yöneticiler esnafa binmeye çalışıyor esnafta bize. aşçı bahçıvan şoför uşak hesabı. adam/esnaf vergisini veriyor sene içerisinde 3-4 tane daha ek vergi çıkıyor.. adam/esnaf arabasının veya arabalarının vergisini de ödüyor tekrar her birisi için 2 şer ek vergi istiyorlar.. esnaf dediğin adamda senden benden para kazanıyor hükümet bunlardan para isteyince o da o parayı bizden çıkartıyor.
velhasılı esnafa sövmek yersiz esnafı bu hale getirenlere bir şeyler söylemek lazım. bu vergileri alanlar vergileri almaya devam edebilmek için esnafı denetlemiyor sıkıştırmıyor. çünkü sıkıştırır ise adam kepenk kapatır vergi alamaz. esnafta madem kazığın sivri ucu bana giriyor kalın ucu da müşterilerime girsin diyor.
En tepeden başlayan bir sikiş sistemi kurulmuş. Aşağıya doğru gidiyor.
En altta sabit gelirli var. Dolayısıyla En kötü onlar sikiliyor. Daha altta sikebilecekleri bir tabaka yok çünkü.
esnaftan ziyade, aracı tüccarlar hiç bir emek harcamadan epey bir parayı ceplerine indiriyorlar diyebiliriz. Ayrıca bu yeni bir durum da değil, hep böyleydi. Zamanında, bugün yaşananların geleceğini söyleyenleri dinlemeyenlerin de, şimdilerde ağlaması aşırı anlamsızdır. Oy vererek şu anki tüm yaşananlara -dolaylı da olsa- sebep olanların, oy kullanan o ellerini de o kafalarını da saygıyla anıyoruz.
Ayrıca büyük market zincirlerinin; vergi ve ürün alımı konusunda küçük esnaftan farklı olarak pek çok avantajı da vardır. Örneğin; büyük marketlerde ürünler büyük miktarlarda ve toptan alındığından, belli miktarın üzerindeki mal alımlarında epey indirim ve hatta bedava hediye ürün hakları bile kazanabilmektedirler. Devlet satılan ürünler üzerinden bol bol vergi alabildiği için, büyük zincir marketleri şube açmaya teşvik etmek amacıyla, açılan diğer şubelerden alınan vergilerde indirim hatta muafiyet gibi uygulamalarda da bulunabilmektedir. Hal böyleyken ve bunun doğal sonucu olarak küçük esnafın, fiyat anlamında ve hayatta kalma anlamında büyük marketlerle asla yarışması mümkün değildir. Küçük marketlerin bahsi geçen durumlardan dolayı, fiyat farkından ve mecburi koyması gereken kar payından ötürü, kazıkçı damgası yemesi de doğaldır.
Eskiden herkesin bir taraflarını toplayan küçük esnaflardı, işine gelince yaz deftere yaz deftere diyerek sürekli borç taktıkları, kötü gün dostu küçük esnaf bir anda unutuldu ve anında silindi. Ama bizim milletin fıtratında bu vardır. Daha iyisini bulunca eskiyi beğenmeme vefasızlığı genetik hastalığımız maalesef.
Elbette kazıkçı küçük ve kurnaz esnaflar da bolca vardır, ancak demek istediğim; en büyük kazığı diğer büyük tüccarlardan yiyoruz bence. Asıl onlar daha az vergi verirken, ürünleri daha ucuza alırken bize sürekli bindiriyorlar. Ama işte ne kadar ufaksan ezmeye çalışanın da o kadar çok oluyor, doğanın kanunu demek ki. Madem böyle kurulmuş bir sistemde haksız rekabet yüzünden esnaf kazıkçı damgası yiyor, bence büyük market zincirlerine getirilen vergi indirimleri kaldırılmalı, her şubeden de eşit miktarda ve adaletli vergiler alınmalı. Toptan satışlardaki indirimler sadece satış yapılan firmaya değil, yıllık satış durumuna göre dönem dönem tüm esnafa da yapılarak teşvik edilmeli. O zaman kim kazıkçı kim kazıkçı değil daha net ortaya çıkar. Bu asla olmayacaktır pek tabii. Ancak durumun anlaşılabilmesi için olması gereken bu gibi görünüyor.
küçük esnaf, küçük üretim atölyeleri, öz üretim yapan zanaatkarlar, vb. ülke ekonomimize katkı yapacak her tür öz üretime kaynak olacak oluşumlar, bence her daim korunmalı ve gözetilmelidir. Küçük esnafın yok olduğu bir senaryoda, şu an kısmen olduğu gibi tamamen tekelleşmiş büyük tüccarların insafına kalırız.
Yadsınamaz bir gerçek var. Pandemiden itibaren zemberek çatladı acımasızca dönüyor yelkovan. Hali ile zamanında ettikleri zararların acısını çıkarıyorlar. Hükümetin ekonomi politikalarının yanlışlığını biz çekiyoruz.