allah ın bilinen doksan dokuz ismidir. ancak allah ın isimleri doksandokuzla sınırlı değildir. kainattaki herşey onun esma-i ilahisinin bir tecellisidir.
avuç içindeki, hayat çizgisi diyede adlandırılabilen, kıvrım izlerinin arap rakamlarıyla sırasıyla soldan sağa doğru 81 ve 18 sayılarına karşılık geldiği rivayet edilir. 81+18=99 olması sebebiyle müslümanlar dua ederken ellerini açıp yanyana getirerek Allah ın 99 adı yüzü suyu hürmetine yakarırlarmış. bilmeyenlere duyurulur..
Araplar islamiyet öncesi dönemde Kabe'deki 360 tane put arasından en yükseği, en güçlüsü olarak ay tanrısını görüyor ve buna Al-ilah (en güçlü ilah) diyor, ellerini iki yana açarak ona dua ediyorlardı.
Arapçada "ilah" olan tanrı kelimesi islamiyetle beraber "Allah" a dönüştürüldü Ay tanrısı Al-ilah erkek kabul ediliyordu ve dişi güneş tanrıçası ile evliydi. Üç kızı vardı. Bunların adları Al-lat , Al-Uzzat ve Al-Menat idi:
Muhammed, Kabedeki 360 puttan en güçlüsü kabul edilen ay tanrısının ismini alıp tek olduğunu söylüyordu. "Al-ilah tan başka ilah yoktur" (The hajj, F. E. p 3-41,) Muhammed böylece Al-ilah' ı tek tanrı olarak ilan etti ve diğer putlara tapınmayı yasakladı
Muhammedin babasının adı Abdullah, arapçada "Al-ilahın kulu" anlamına geliyordu ( abd= kul, ullah=allah)
islamiyet evrensel bir din ise ve tüm insanlık için gönderilmiş bir din ise, neden allahın 99tane adının tamamı arapça hiç başka dilden ismi yok,örneğin türkçe..
"O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şanını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.(Haşr-24)"
genelde cocuklarin isimlerine koyulmaz insanlarin sacma inanislarindan biridir eger biri bu isimlerden birini koyarsa toplum tarafindan dislanir ve aile cocugun ismini mahkemede degistirir
ALLAH:Varlığı zorunlu olan ve bütün övgülere layık bulunan zatın özel ve en kapsamlı adı RAHMÂN:Bağışlayan, esirgeyen RAHiM:Bağışlayan, esirgeyen) MELiK:Görünen ve görünmeyen alemlerin sahibi KUDDÛS:Her eksiklikten münezzeh SELÂM:Esenlik veren MÜ'MiN:Güven veren, vaadine güvenilen MÜHEYMiN:Kainatın bütün işlerini gözetip yöneten AZÎZ:Yenilmeyen yegane galip CEBBÂR:iradesini her durumda yürüten, yaratılmışların halini iyileştiren MÜTEKEBBiR:Azamet ve yüceliğini izhar eden HÂLiK:Takdirine uygun bir şekilde yaratan BÂRi:Bir model olmaksızın canlıları yaratan MUSAVViR:Şekil ve özellik veren GAFFÂR:Daima affeden, tekrarlanan günahları bağışlayan KAHHÂR:Yenilmeyen, yegane galip VEHHÂB:Karşılık beklemeden bol bol veren REZZÂK:Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren FETTÂH:iyilik kapılarını açan, hakemlik yapan ALÎM:Hakkıyla bilen KÂBID:Rızkı tutan, canlıların ruhunu alan BÂSIT:Rızkı genişleten, ruhları bedenlerine yayan HÂFID:Alçaltan, zillete düşüren RÂFi:Yücelten, izzet ve şeref veren MUiZ:Yücelten, izzet ve şeref veren MÜZiL:Alçaltan, zillet veren SEMi':işiten BASÎR:Gören HAKEM:Son hükmü veren ADiL:Mutlak adalet sahibi, aşırılığa meyletmeyen LATÎF:Yaratılmışların ihtiyacını en ince noktasına kadar bilip sezilmez yollarla karşılayan HABÎR:Her şeyin iç yüzünden haberdar olan HALÎM:Acele ile ve kızgınlıkla muamele etmeyen AZÎM:Zatının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu GAFÛR:Bütün günahları bağışlayan ŞEKÛR:Az iyiliğe çok mükafat veren ALÎ:izzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce, aşkın KEBÎR:Zatının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu HAFÎZ:Koruyup gözeten ve dengede tutan MUKÎT:Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren, bilip gücü yeten ve koruyan HASÎB:Kullarına yeten, onları hesaba çeken CELÎL:Azamet sahibi KERÎM:Fazilet türlerinin hepsine sahip RAKÎB:Gözetleyip kontrol eden MÜCÎB:Dileklere karşılık veren VÂSi:ilmi ve merhameti herşeyi kuşatan HAKÎM:Bütün emirleri ve işleri yerli yerinde olan VEDÛD:Çok seven, çok sevilen MECÎD:Şanlı, şerefli BÂiS:Ölümden sonra dirilten ŞEHÎD:Her şeyi gözlemiş olarak bilen HAK:Fiilen var olan, mevcudiyeti ve uluhiyyeti gerçek olan VEKÎL:Güvenilip dayanılan KAVÎ:Her şeye gücü yeten, kudretli METÎN:Her şeye gücü yeten, kudretli VELÎ:Yardımcı ve dost HAMÎD:Övülmeye layık MUHSÎ:Her şeyi tek tek ve bütün ayrıntılarıyla bilen MÜBDi:ilkin yaratan MUÎD:Tekrar yaratan MUHYÎ:Can veren MÜMÎT:Öldüren HAY:Ebedi hayatta diri KAYYÛM:Her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kainatı idare eden VÂCiD:Dilediğini dilediği zaman bulan bir müstağni MÂCiD:Şanlı, şerefli VÂHiD:Bölünüp parçalara ayrılmaması ve benzerinin bulunmaması anlamında tek SAMED:Arzu ve ihtiyaçları sebebiyle herkesin yöneldiği ulular ulusu bir müstağni KÂDiR:Her şeye gücü yeten, kudretli MUKTEDiR:Her şeye gücü yeten, kudretli MUKADDiM:Öne alan MUAHHiR:Geriye bırakan EVVEL:Varlığının başlangıcı olmayan ÂHiR:Varlığının sonu olmayan ZÂHiR:Varlığını ve birliğini belgeleyen birçok delilin bulunması açısından aşikar BÂTIN:Zatının görülmesi ve mahiyetinin bilinmesi açısından gizli VÂLÎ:Kainata hakim olup onu yöneten MÜTEÂLÎ:izzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce, aşkın BER:iyilik eden, vaadini yerine getiren TEVVÂB:Kullarını tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul eden MÜNTAKIM:Suçluları cezalandıran AFÜV:Hiçbir sorumluluk kalmayacak şekilde günahları affeden RAÛF:Şefkatli MÂLiKÜ'L-MÜLK:Mülkün sahibi ZÜ'L-CELÂLi ve'l-iKRAM:Azamet ve kerem sahibi MUKSiT:Adaletle hükmeden CÂMi':Toplayıp düzenleyen, kıyamet günü hesaba çekmek için mahlukatı toplayan GANÎ:Her şeyden müstağni, kendi dışında her şey O'na muhtaç MUĞNÎ:Zenginlik verip tatmin eden
MÂNi':Dilemediği şeyin gerçekleşmesine müsaade etmeyen, kötü şeylere engel olan DÂR:Zarar veren NÂFi':Fayda veren NÛR:Nurlandıran, nur kaynağı HÂDÎ:Yol gösteren, murada erdiren BEDÎ':Eşi ve örneği olmayan, sanatkarane yaratan BÂKÎ:Varlığının sonu olmayan VÂRiS :Varlığının sonu olmayan REŞÎD:Bütün işleri isabetli ve hedefine ulaşıcı, irşad edici SABÛR:Çok sabırlı.
Allah (c. c) isimleri sonsuzdur. Bu Kainatta gördüğümüz her şey bir isminin tecellisinin gölgesidir. Aynı zaman da her ismin tecellisinin de sonsuz mertebeleri vardır.
"O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şanını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.(Haşr-24)"
Ya Rabbi
Seni tarif etmektedir bütün güzel isimler
Sen güzel isimlerini aşikar etmezsen ruhum karanlıkta kalır.
Esma'ül hünsana şahit yaz beni...
Allah!
Sensin Allah, sanadır kulluğum..
Sendedir çarem
Seninledir varlığım
Seni arar ruhum
Seni anar kalbim
Başkasına değil sana muhtacım
Başkasını değil seni çağırırım
Başkası yaratılmıştır sen yaratansın
Başkası devamsızdır
Sen daimsin ve daim eyleyensin
Başkaları muhtaçtır
Sen ihtiyaçsızsın ve ihtiyaçları görensin
Başka ilah yok sen Allah'sın
Sen ki eşi benzeri olmayansın
Sen ki bütün eksiksiz sıfatların sahibisin
Cemaline çevir yüzümü başkasına rağbet ettirme kalbimi
Ya Rahman!
Sen öyle rahmet edersin ki
Rahmetinin bir cilvesi cennetim olur
Rahmetinden bir parıltı sonsuz mutluluğumdur
Rahmetinin bir damlası herkesin rızkına kefil olur
Şu çorak gönlüme merhametini indir
Şu fani ömrümü sonsuzluğa eriştir
Ya Rahim
Öylesine Rahimsin ki kulağımı sözüne muhatap eylersin
Aklıma vahyinle tenezzül edersin
Öylesine rahimsin ki istendiğinde zaten verirsin
istenmediğinde de lütfedersin
Öylesine rahimsin ki hak edene hepten veririsin
Hak etmeyene bile çok bahşedersin
Öyle rahimsin ki dünyayı bu kadar güzel eylersin
Ahireti ondan daha güzel eylersin
Ya rabbi
Korkudan emin eyle beni
Hüzünden azad eyle kalbimi
Ateşten uzak eyle beni
Hicrana düşürme kalbimi
Rahmetinin rahmine al beni
Merhametinin kucağına al kalbimi
Ya Melik
Kimsenin kimseye fayda vermediği gün hüküm Senin
Gökler yarılırken sahibim Sensin
Yıldızlar dağılırken sahibim Sensin
Varlığım bana ait değil
Varım yoğum Senin.
Elimde olanlar benim değil
Sahiplendiklerimde Senin
Yokluğa düşürme beni
An Senin
Darlık verme kalbime, mekân Senin
Ya Guddus
Sensin duggus, gudsiyet Sendendir
Bundan öte laf olmaz
Sen dilemezsen hiçbir şey pak sayılmaz
Gönlüm sana yönelmedikçe saf olmaz
Kanımı her nefeste temizlediğin gibi
Nefsimi arındırıp pak eyle
Temizlenenlere muhabbet edersin
Gönlümü muhabbetinle temizle
Ya Selam
Sensin selam, sendendir selam
Emrini dinler ateş ki
ibrahim (a.s) için serin ve selametli olur
ibrahim (a.s) gibi dostluğuna kabul eyle beni
ibrahim (a.s) gibi ateşi gün eyle tenime
Gül gibi ateşten çiçekler açtır ruhumda
Selamını şebnem gibi dokundur kalbime
Ya Mu'min
Sen hidayetini göndermezsen kalpler nasıl mutmain olur
Sen kalplere itminan vermesen
Kim inandığından emin olur
Sen inandırmazsan kim mümin kalır
Hevamın tuzağına düşürme beni
Nefsimin eline bırakma beni
Öyle mümin eyle ki beni
Pişmanlıklarım beni sana döndürsün
Ya Muheymin
Sensin gariplerin sığınağı
Sensin kimsesizlerin dayanağı
Sensin hakkı himaye eden
Sensin aklımı aldanışlardan kollayan
Sensin ayağımı tuzaklardan kurtaran
Sen ki zayıfları kuvvetlilerin şerrinden himaye edersin
Mazlumların hakkını zalimlerden almayı vaat edersin.
Sen ki benim en küçük en önemsiz en gizli arzularımı da bilir bana merhamet edersin
Nefsimin aldatmalarına kanmaktan koru beni
Aşağıların aşağısına yuvarlanmaktan koru beni
Ya Aziz
izzet senindir, Sendendir izzet
Sen dilersen kimse zillete düşmez
Sen vermezsen kimsede izzet kalmaz
Kalbim yalnız Sana kanar
Yakınlığınla aziz eyle kalbimi
Ruhum yalnız Seni arar
Huzurunla aziz eyle ruhumu
Halim yalnız Sana aşikâr
Başkalarının yanında rezil etme beni
Ya Cebbar
Sen ki mağrurları gururlarına esir eylersin
Sen ki kibirlenenlerin boynuna kibirlerini tasma eylersin
Sen ki zor kullanıp zulmedenleri vicdanlarının pençesine hapsedersin
Bir sineği vasıta eyle de nemrutlardan kurtar beni
Bir asayı vesile eyle de firavunlara galip getir beni
Ebabilleri gönderde ebrehelerin fillerinden koru kalbimi
Nefsimin beni isyana zorlamasına izin verme
Aklımın beni saptırmasına geçit verme
Hep itaat üzere sabit kıl beni
Ya Mutekebbir
Ben acizim, Sen kadirsin
Ben fakirim, Sen rahimsin
Ben ölüyüm, Sen hayysın
Ben çaresizim, Sen Ahadsin
Ben muhtacım, Sen Sametsin
Ben sağırım, işiten Sensin
Ben körüm, gören Sensin
Ben dilsizim, konuşan Sensin
Ben yaratılıyorum, yaratan Sensin
Ben yokum, var eden Sensin
Ben hiçim ama emellerim büyüktür
Ben yoksulum ama isteklerim çoktur
Ben isterim çünkü sen büyüksün
Şahit yaz büyüklüğüne bu küçük kalbimi..
Ya Hâlık
Sen "ol" deyince her şey oluverir
"Ol" de! olayım, yarattıklarının arasında kalayım
Halk ettiğin gibi ahlaklanayım
Sen yarattın diye güzel olayım
Hep en güzel kıvamda kalayım
Ya Barî
Ruhum Senin elinde
Bedenim Sana emanettir
Yoklukta bırakma beni
Karanlıkta bırakma beni
Çirkinliğe daldırma beni
Güzel eyle her halimi
Ya Musavvir
Yokluğa varlık suretini giydiren Sensin
Hiçliğe varlık boyasını çalan Sen
Güzeli güzel kılan ancak senin tasvirindir
Sen ki yüzümü benim için biricik sevdiklerim için tanıdık eylersin
Katında makbul olan güzellikle tasvir eyle suretimi
Ya Ğaffar
Gizli pişmanlıklarımı bilen Sensin
Gözyaşlarıma değer veren Sensin
Bilirim rahmet denizi bulandıramaz cümle günahlar
Rahmetinle arındır bağışla beni
Ya Kahhar
Sen öyle kahharsın ki
Kahrında lütfün çok
Kahrında acelen yok
Sen öyle kahharsın ki
Kahrında adalet var
Kahrına sınır yok
Düşmanımız çok
Aczimiz nihayetsizdir
Kahrınla helak eyle zalimleri
Ya Vahhab
Yokluğa sırf yok olduğu için varlık bahşedersin
Nankörlerin bile rızkını kesmez
inkâr edenlere bile nefes veririsin
Varlığım Senin lütfündür, Senin ihsanındadır
Aciz varlığıma lütfünü ihsanını daim eyle
Ya Rezzak
Hazinede yok! yoktur
"Ol" dersin her şey olur
Yarattığın her canlının rızkı Senin katında saklıdır
Vahyin mümin kalplerin, selim akılların rızkıdır
Ya Rabbi, Sana muhtaç olmak en büyük zenginliğimdir
Senin fakirin eyle beni...
Senin verdiğinle doymak en büyük lezzetimdir
Sofranda ağırla beni
Ya Fettah
Damla kadarda olsa sevabım lütfeyle de cennetini aç bana
Şaşkında olsa aklım kerem eyle de... Sana gelen yolları aç bana
Ya Alim
Senin için bilmenin başı yoktur, ben ancak sonradan bilirim
Senin bilmediğin bir an yoktur, ben ancak bazen bilirim
Sen, açık edip söylediğimi de bilirsin
Sen, susup kendime sakladığımı da bilirsin
Unutup kedimden sakladığımı da bilirsin
Kendi kuyularıma aklımın iplerimi salarım
Kendime aklım ermez.
Sen beni benden çok bilensin
Kalbimin kuytularında el yordamıyla dolaşırım
Kendime kendim yetmez,
Sen bana benden çok sırdaşsın
Bildiğimi bilenlerden eyle beni
Bilmediğimi bilenlerden eyle beni
Sana malum olan ayıp ve kusurlarımla utandırma beni
Ya Kabıt Ya Basıt
Dara düşürürsün genişlik verdiğinde şükretmeyeni
Genişletirsin dara düştüğünde de şükredeni
Takdir senindir
Ya rabbi, Sen ki imkânsızı mümkün kılarsın
Darda koyma beni
Dara düştüğünde de şükredenlerden eyle beni
Sen ki asılları yanında tutarsın
Gölgede bırakma beni
Ya Hafit
Öyle hafitsin ki yokluğa yuvarlarsın varlığıyla gurura düşeni
Öyle hafitsin ki zillete düşürürsün kendisini yücelteni
Gururdan azat eyle nefisimi, zillete düşürme kalbimi
Ya Rafi
Secdelerimle sultan eyle beni
Kulluğumla şereflendir beni
Katında rütbelendir beni
iyiler arasında an beni
Yükseklere al beni
Ya Muiz
izzetin varsa ancak senin verdiğin kadardır
Yalnız sana itaat etmenin izzetini ver bana
izzetine ayine et fakiri
Ya Muzil
Sana boyun eğişim en tatlı sevincimdir
Senin kapına gelmeyen sonsuz çaresizlikler içindedir
Sana muhtaç oluşum en büyük şerefimdir
Cevapsız bırakma beni
Ya Semi
Yâre açık yâre, yâre açmaya yâre ne hacet
Feryadım duyulur aşikâre dile dökmeye ne hacet
Güllerim döndü hare, hare küsmeye ne hacet
Dil avare dudak biçere harelenmeye ne hacet
Ya Basir
Körüm körlüğüme bile,
Körüm gördüğüme bile
Körüm gösterdiklerine bile
Vaat ettiğin cennetine bile körüm
Senin görmenle görür cümle gözler
Aç gözlerimi...
özellikle dua ederken kullanılması gereken isimlerdir.
"ister allah deyip dua edin, ister rahman deyip dua edin; hangisi ile dua ederseniz edin, onun güzel isimleri vardır " buyurulmuştur. el-isrâ/110
algıladığımız kâinat ve henüz algılıyamadığımız alemler bu 99 ismin işaret ettiği mânâların kambinasyonlarından oluşur.
bu teknik bir hadise olduğundan inanıp inanılmaması zarar ve ya faide getirmez. ateşe inanmasınız da, yakar elinizi.