gecmiste yasanılanların, genelde eglenceli, mutlu olanları hatırlandıgından dolayı, bir sıgınma seklidir, o an içinde bulunulan zamanın getirdiklerinden kacmaktır, lakin o an içinde bulunulan zaman, belli bir sure sonra gecmis olacak ve ozlenecektir
Öyle özledim ki eskiyi..
Komşunun bahçesinden atlarken kanattığım dizim,
Uçurtmamın takıldığı direk,
Ve ilkokul önlüğüm hala gözümün önünde...
Eskiden büyümek isterdim...
Şimdi yaptıklarımı yapmak için..
Oysa mahalle maçı yapmak daha güzelmiş.
Uçurtma uçururken daha maviydi gökyüzü..
Ufacık ellerim daha sıkı tutunurdu dallara..
Şimdi anlayamadığım bir inatla büyüdüm...
Ama sevemedim büyüklüğü
Ve hala büyüyorum..Nedense...
Filmleri sevmiyorum ki ben..
Şiirleri de istemiyorum..
Sadece ayıcıkla susam sokağını istiyorum..
Üst mahalleye bir kez daha yenilmek..
Misket oynamak istiyorum ben misket...
Herkesi yutmak istiyorum
Hayata yutulmadan önce...
yenıyı ozleyemezsın kı zaten.terk etmıstır artık o senı,eskıler arasındadr senın ıcın.
okula gıderken cocuk olup oynamayı ozlersın,su okul bıtse dersın bıtınce okul yıllarını 'eskı'yı ozlersın.yuregının bır kosesınde kırıntıları kalan tum eskılerı ozlemektir işte..
eskinin saflığını özler insan ama yeninin rahatlığını da bırakamaz bir türlü. bu yüzden sürekli bir çatışma yaşar. eskinin doğallığı mı yeninin rahatlığı mı diye. kimi zaman eskinin doğallığı ağır basar. keşke köyde olsam dağlarda, bayırlarda, kuşlar, böcekeler falan ama köy yaşamı zordur. her işini kendin yapman gerekir. oysa modern hayatta neredeyse her işini makineler yapmaktadır. insan rahattır ama yine de mutlu değildir.
çocukluğunu özlemek.her insan çocukluğunu özler kendi geçmişine özlem duyar.zaman gittikçe kötüleşiyo bundan dolayı olabilir mi acaba.yada teknolojiyle de alakalı olabilir mi eskiyi özlemek?
yılbaşının vazgeçilmezi olan çam ağaçlı, o pullu pullu kartpostalları özlemektir bu. fakat gel gör ki, bırak pullu kartı, normal kartpostal dahi satılmıyor ne yazık ki kitapçılar da. ve zorunlu olarak "yeniliğe" uymak. aynı sms'i 50 kişiye göndererek. tekdüze ve ruhsuz.
-Eskiden ne güzeldi; oyunlar oynardık... Soğuk soğuk şakalar yapardık birbirimize.
-pek bir şey değişmedi sen hala soğuk şakalar yapıyorsun.
-aman ya neden bozuyorsun ki insanı. halbuki he ya falan desen.. üff git ya.
bugünün kıymetini bilememeye yol açan eylemdir.
''There was never any good old days
They are today, they are tomorrow''
(bkz: gogol bordello) (bkz: ultimate)
sevildiğin ve herkesin mutlu olduğu zamanları özlemektir.. geçmişte bıraktığın kişiyi unutamadığın, hatırladığın, özlediğin ve üzüldüğün zamanlarda, aslında onu değil, onunlayken hissettiklerini özlediğini anladığın andır.. ben o'nu değil, onunlayken olduğum beni, o halimi, öyle hissetmeyi özledim dediğin andır.. evet işte o an, eskide kalanı değil, sadece ve sadece '' eskiyi özlediğin '' andır...
hep daha eskiyi özlemektir aslında.üniversite yıllarında çocukluk özlenir(benim özlediğim gibi).belkide 1-2sene önce yaşanan bazı anılar bazı kişileri özlemektir(benim en çok özlediğim zaman).belkide ileriki zamanlardada bu zamanlarımızı özlücez.yaşlanınca 35-40yaşında olduğumuz zamanı özlücez ama ne olursa olsun insan her yaşın her anın tadını çıkarmalı.
herşeyin değiştiğini kanıtlayan duygudur. insanlar değişir; eski sohbetleri özleriz. düşünceler değişir; eski düzeni özleriz. eskiye özlem hiç bitmez efem.
gelse bile son günüm koluna alsa ölüm
gözlerimin önünde seninle geçen günüm
senden sonra kalbimi sevgilere kapattım
ben seninle o günü bin yıl gibi yaşadım
son arzun nedir diye gelipte bana sorsalar
gözlerime bakıpta herşeyi anlasalar
açık gitmez gözlerim ölsem bile sevgilim
kulaklarımda çınlıyor beni anlatan sözlerin
aşkıma hiç dokunma bırak öylece kalsın
gerçek sevgi neymiş bilmeyenler anlasın
son arzun nedir diye gelipte bana sorsalar
gözlerime bakıpta herşeyi anlasalar