naftalin kokulu bir histir. gün geçtikçe; dozu artar.
organik dostlar..
organik hayatlar.. fabrikasyon olmadıgı için, kişinin bizzat geçmişiyle alakalı oldugu için ayrı bir degere sahiptir. antika diye bi'şey var üstelik. yepisyenisinden daha kıymetli.
"mastikayla göbek atmak, şakşukayla kıvırmaya benzer mi?!
pek çok kişinin duyduğu özlemdir. ancak yanlıştır. ne demiş üstad, ' hayat içinde bulunulan zaman ile planlarımız arasında geçen zamandır '. yani bugünün değeri yaşanılan karmaşa içinde fark edilmez, zamana karışır gider. geleceğe varıldığında ise geçmiş kimseye hiçbir getiride bulunamaz. nostaljiyi sadece çok küçük bir tad olarak zaman zaman bünyeye katıp, anı yakalamalıdır insan.
yaşınız kaç olursa olsun, ailenizle geçen her günü *özleyerek anarsınız. hele bu kişiler içinde kaybetdikleriniz varsa. yad ederkende gözleriniz dolu dolu olur. kaybettiğiniz sevdiklerinizle yeniden bir arada olmak için nelerinizi vermezsiniz ki. ama maalesef giden gitmiştir. elinizdekilerle yetinmek zorundasınızdır. önemli olan elinizdekilerin kıymetini bilerek yaşayıp şu ölümlü dünyada kimseyi kırmadan keşke şöyle yapsaydımlardan uzak vicdanen huzurlu, geçmişi anabilmek...içiniz burkulsada.
belli bir yaşa gelmiş, görmüş geçirmiş insanların * yaşadıklarına duyduğu özlemdir. acıklıdır*. bu zamanlar hiç bitmesindir. geri gelsindir. ama bu durum herakleitosun sözünü anımsatır (bkz: aynı nehirde iki kez yıkanamazsın) olması gereken insanlar yoktur, eksiktir... ama aslında Hayatınız bittiğinde eksik parçalar yoktur. Hayatın dönemleri level gibiyse bazı levellerı geçmişizdir. (bkz: önümüzdeki maçlara bakıcaz artık) Yine de acı bir duygusallık halidir. Böyle anlarda gülümseyerek yad edilmesi, en az hasarla kurtulunabilecek durumdur. *
eski bayramları, eski şarkıları, eski insanları, şehirleri, yılları, alışkanlıkları, yemekleri, filmleri, kısaca eskide kalmış, artık mazi denilen kocaman bir hayatı özlemek.