o kadar acı vericidir ki. gözlerinin sana gülmemesi o kadar can yakıcıdır ki. ama güçlü olmak zorundasınızdır,ayakta olmak,olmaya çalışmak. eve gelip kendi kendinize,başınızı yastığa koyup hep keşkeler geçer içinizde, ama nafile,her şey bitmiştir artık. geçmiş olsunlarla başbaşasınızdır.
eskiler alıp eskiler satmaya gerek yoktur. eskinin düşmanı zamandır, çünkü zaman eskitir. oysa bugün olmayı bekleyen yığınlar halinde yarınlar var. eskisi gibi olamayabilir her şey, ancak; eskilerden iyi olabilir böyle de bir fırsatımız var.
her şey değişir dünya değişir, fikirler değişir, insan değişir hattası sabit kalan ahmaktır. değişmek doğanın bize sunduğu büyük bir nimettir. değişmekten korkmayın...
Bunu demek saçma bir takıntıdır. Eskiden elbet iyi şeyler yaşamışsınızdır. Ama ulaşamayacağınızı biliyorsunuz. Eskiden olduğum kişi, şimdi olduğum kişinin temelidir, şu an olduğum kişiyi oluşturmuştur. Kabul. Ama, kıçımı yırta yırta, pişmanlıktan eriyip gitmektense, eskileri düşünmektense anı yaşamayı tercih ediyorum ben. (bkz: carpe diem)
isteğimiz dışında gelişen pek çok olayla yüz yüze geliyoruz. ayağımıza değen her taş bizi her seferinde biraz daha yıpratıyor. Dolayısıyla sürekli kendimizden ödün veriyoruz / vermek zorunda kalıyoruz. Bu da bizi olduğumuzdan farklı bir hale getiriyor haliyle.
Mutlu günleri özlersin, mutsuz olduğun zamanlarda bile ne kadar çok çalıştığını hatırlarsın, önceki hatalarına gülersin bazı başarılarının ne kadar değersiz olduğunu bazı başarısızlıklarının ne kadar önemsiz olduğunu anlarsın, artık sen sen değilsindir.
Ne garip bir cümle eskisi gibi olamamak. Kim ister yarın bugunden farklı olmayı. Farklılaşma isteği demek bugün istediğin yerde istediğin şekilde olamamak demektir.Eskisi gibi olmayı beceremeyen insanlar bir zamanların kaybedenleridir ve hiç kimse kaybeden olduğu şekle yeniden dönmeyi istemez.En güzeli kaçmak olur eskisi gibi olamayanlara.