sararmaya başlamışsa lise fotoğrafların
yeniden düşünmelisin belki
yol yakınken.
-hayattan çalmak!-
gerçek özne kim?
yeniden düşlemelisin belki
yeni eskimeden...
sağ gösterip sol vurana
en kibar tabiriyle
yavşak denirdi
bizim köyde
eskiden.
yeni kelimeler bulmalısın belki
susmak da bir erdem
illa ki.
Ne güzel insanlar vardı eskiden.
Çocukluğumuzu kaplamışlardı.
Bize masal anlatırlardı
Cinlerden, perilerden.
Büyük anneler, büyük babalar vardı. O zaman hepsi uzaktı ölümden.
Hem sevdirir hem korkuturlardı.
Acı hikayeleri bile tatlı başlardı.
Demek bunun için gittiler hikâyelerden.
Ne güzel insanlar vardı eskiden.
Ne güzel şarkılar vardı eskiden.
Gençliğimizi donatırlardı.
Hep iyi şeyler hatırlatırlardı
Geçip gitmiş devirlerden.
Sevgi ve ümid yaratırlardı. O zaman her şey uzaktı ölümden.
Yanık şarkılar bile neşeli başlardı.
ister istemez saadet taşardı
Gamsız günlerimizden.
Ne güzel zamanlar vardı eskiden.
Ne güzel şarkılar vardı eskiden.
Hayâl içinde yaşatırlardı.
Güldürür ağlatırlardı
Duymadan biz, düşünmeden.
Her an bir asır kadardı. O zaman herkes uzaktı ölümden.
Candan sevdiklerimiz vardı.
Hepsi başka güzeldi, bizi tanımazlardı.
Bütün yollarımız geçerdi gül bahçelerinden.
Ne güzel zamanlar vardı eskiden.
eskiden sokagımızdan muhallebici gecerdi,sokak cesmeleri vardı agzımızı dayayıp kana kana ictigimiz, ne msn ne counter strike vardı, annenin sepetten saldıgı yarım ekmek arası domatesi paylasan arkadaslar vardı, eskindendi cok eskiden...
eskiden herşey eskiydi. yıllanmıştı. babadan, atadan dededen kalmaydı. antikaydı, klasikti, hatıraları vardı.
şimdi olan hiç bir şey eskimeyecek. eskimeden tüketiyoruz. daha heves geçmeden, daha tadını almadan, özümsemeden geçip gidiyor her şey. bu yüzden çabuk unutuyoruz. eskiden unutkanlık olmazdı kolay kolay. olansa yaşlılıktandı.