korkusuzca, özgürce gece geç vakitlere kadar sokakta oynardık. tüm gençler sokağa çıkardı. duvarın üstünde oturup gırgır şamata. eskidendi. sonra oturtmadılar.
aynen ya. o top arabanın altına kaçardı. eğilip üstümüzü batıra batıra almak zorunda kalırdık. kamesler vardı. en sevdiğimiz toptu ama en büyük korkumuz patlamasıydı. patladı mı dünya başımıza yıkılırdı. akşam annemiz hadi diye seslenirdi, gitmek istemezdik 5 dk diyip oyalardık sürekli. kavga çıkarmak için yer alırdık. futbolcuları örnek alıp agresif tavırlara girerdik. top ayağımıza geldimi şov yapmadan duramazdık. mahalleden bir abi geçerdi o sıra. at bakim topu derdi. ayıp olmasın diye verirdik. sonra alır şov yapardı. o gavatı beklerdik mahalle boyu aq. her mahallede bir tane çirkef, mızıkçı piç bir çocuk vardı. bir şeyin içine ederdi bozardı illa. gol olmayana gol faul olmayana faul derdi.
ulan teknolojiyle tanışmadan hayat ne kadar güzeldi. ne güzel özgürdük. serbesttik. hayat bize güzeldi. şimdi 4 yaşında ki çocuklar bilgisayar, tablet, telefon oynuyor saatlerce. sokağın ne olduğunu, o duyguların ne olduğunu bilmeden yetişiyor. o cola turka topunu bilmeyen nesil.