sözlerinde kalça, kemer, kuytu köşeler vs. geçmeyen şarkılardır.
aslen sevilmelerinin nedeni çoğu zaman şarkıların eski olması değil, küçükkenki saf temizliklerimizi özleyişimizdir. o şarkıları dinlerken nefreti, kini, çıkarları bilmeyen, evinin güvenli köşesinde sevgiyle korunan, korunmasa da korunduğunu sanan küçük yüreklerin büyük dünyalarının aldıkları saf tadın şarkılarıdır.
en karşılıksız sevgilerle dinlenen, tertemiz şarkılardır. öğrencilikten itibaren krediyle başlayan ve katlanarak ilerleyen borçların daha anlamını bile bilmezkenki; daha aldatılmamış, terk edilmemişkenki; belki evi terk etmeden önceki; belki en yakınlarının kazığını yemeden önceki; ve çoğu zaman akrabalarının sana en uzak insanlar olduğunu, aslında seni hiç sevmemiş, hep çocuklarından kötü olmanı istemiş olduklarını görmenden önceki duygularınla apak dolmuş mutlu şarkılardır.
bu şarkıları sevmek; temiz günleri sevmenin özlemine duyulan bir aşktır. herkesin o şarkıları dinlerkenki temiz duyguları tekrar hissetme arzusuyla hiç unutulmayan, hep aranan, hep internetten taranıp bulunan şarkılardır onlar. çünkü her biri delikanlılığa ilk girişte silinip atılmıştır asiliklerle. şimdi ise o temiz, huzur dolu günlere geri dönme ihtiyacı vardır: ruhumuz kanatıldıkça daha da eskilere....
saflık, temizlik, huzur, gerçek aşk gibi günümüz şarkılarında çok nadir rastlanan temalara sahip şarkılardır. duygusal insanların daha çok rağbet ettiği şarkılar.
sadece müziğinde bile başka bir hava var bu şarkıların sanki. en son ıssız adam filmiyle de ortaya çıktı ki insanlar eski şarkılara özlem duyuyor.
her yeni albümde karşılaşılabilecek şarkılardır. yeni şarkılar üretilmediği için eski şarkılar tekrar tekrar ısıtılıp önümüze çıkmaktadır. eski şarkılar güzeldir ama her albümde aynı şekilde düzenlemelerle karşılaşmak sıkıyor. izel'in son albümü jazznağme, göksel'in son albümü hayat gibi tamamen eski şarkılardan oluşmakta mesela.
Birazcık hanımefendi
Takıldım baktım olmuyorki
O suratsız naletin biri
Sahtekar biraz düzenbaz
Böylesini gözüm hiç tutmaz
Ay bişey sanır kendini
Havalanma yerim ben seni
Dırdırı var ya o dırdırı
Çekilmiyor hiç sabahları
yok annesi babası derken
Kacırdım bak ben erken erken ay!
Benim de bir canım var
Ben de insanım hain
80 gunde devrialem
Neden değiştin böyle madem
Sen böyle değildin Olanlar oldu
Kime inandın söyle adem.
bugün ders çalışırken verdiğimiz mola da dinledim eski şarkıları, arkadaşımla... sözlerini tek tek dinledim, sindirdim. tek bir nefret, küfür ya da ego göremedim... aksine, o insanların bizden daha gururlu bir yaşam sürdüğünü gördüm. sevgilerin, arkadaşlıkların, aşkların ve daha bir sürü şeyin eskiden daha güzel olduğunu, daha samimi olduğunu anladım. ve şunu dedim: '' ben bu dönemin insanı değilim...''
Başıma bir şey gelmeyecekse seksenlerde yapılan 10 yabancı şarkıdan sekizi bok gibi. Zaten hepsinin altyapısı 3 aşağı beş yukarı aynı, kusura bakmayın da bildiğin nuri alço müziğini itelemişler size zamanında, siz de ortalarda dolanın "hoofff efsaneydi yiaa" diye, efsaneye bak, LOL.
Eski olmasıyla değer kazanan şarkılardır. Ancak bengü'ün "iki melek" şarkısı ile aleyna tilki ablamın "cevapsız çınlama" şarkılarının güzelliği sonradan anlaşılmıştır ancak ben o zaman da severdim, şimdi de. Keza sıla ablamın "dan sonra" şarkısını küçükken çok severdim, şimdi de çok severim.