Yunan tiyatrosunda üç çeşit oyun var: Yüceltilmiş kahramanlık hikayeleri anlatan, kişileri arasına tanrıları da alabilen trajediler; kahramanlık hikayelerini gülünöleştiren, açık saçık hareketlere düşkün bir satir korosu olan satir oyunları; konularını günlük hayattan alan maskaraca komediler. Bu üç çeşit oyun da belli zamanlarda yapılan, bütün şehri ilgilendiren dinsel törenlerde oynanırdı. Her üçünde de sahneleri birbirine bağlayan, sırasında sahnelerin içine giren bir koro vardı. Üçü de ölçüyle, şiir olarak yazılırdı. Üçünde de maske kullanılırdı. Üçünün de uzaktan yakından bolluk, bereket, çoğalma düşünceleriyle ilintisi olduğu bir gerçekti.
Bu üç çeşit oyunu bir tek kaynağa bağlayanlara inanmak da, her birine ayrı ayrı kaynaklar gösterenlere inanmak kadar kolay... Kimi düşünürler trajedinin (hem şarap, hem de bolluk, bereket tanrısı) Diyonisos'a tapınmak amacıyla yapılan törenlerden doğduğunu ileri sürerler, kimi de bu görüşe katılmaz, kahramanların mezarlarında yapılan törenleri başlangıç olarak görür. Ama trajedilerin, satir oyunlarının, komedilerin her yıl tekrarlanan Diyonisos törenlerinde oynandığı, oyun yerinin ortasında Diyonisos heykelinin durduğu biliniyor. Sonra Diyonisos'un hikayesi her yıl ölüp yeniden doğan tabiatın hikayesi, bolluğun, bereketin, doğurganlığın hikayesi; ilk komedilerdeki oyuncuların taktıkları phallus'ların (erkeklik organı) tabiattaki çoğalma gücüyle ilgisi açık. Aristotales komedinin phallus şarkılarından doğduğunu söyler; Phales (Çoğalma tanrısı) adlı tanrıya okunan utanmazca sözlerle dolu ilahiler. Bacchus'un (Diyonsos'a sonradan hem Yunan'da hem de Roma'da verilen ad) satir denilen arkadaşları var, yarı insan yarı hayvan, boynuzlu, kuyruklu, keçi ayaklı yaratıklar. Satir oyunlarında bu yaratıkları canlandıran oyuncuların da phallus taktıklarını biliyoruz. Sırtlarına ise Diyonsos'a kurban edilen keçilerin postlarını alırlarmış. Bu noktada şunu da söyleyelim: "trajedi" sözcüğü, Yunancadaki "Tragos" (keçi) sözcüğüyle "ode" (şarkı) sözcüğünden geliyor... *