edgü bilge kişig edgü alp kişig yontmaz ermiş gibi cümleler kullanarak türkçenin hasını en saf halini kullanmış olan atalarımız. türkçe konuş lan yaraam denilen o insanlar bugün kullandığımız türkçe kelimelerin bozulmamış hallerini kullanıyorlardı ve türkçe sözcük kullanma oranı eski türklerde yüzde 90 ın üzerindeydi. ayrıca şunu da belirmekte fayda var edgü kelimesi bugünkü iyi, ermiş kelimesi bugünkü imiş kelimesidir.
ne dediği anlaşılmayan birilerini ararsak ancak ve ancak kullandığı sözcüklerin önemli bir kısmı arap-fars ve batı dillerinden alıntı sözcüklerden oluşan günümüz modern(?) türklerini buluruz.
eski türkler ve aile konusunda da şunları söyleyebiliriz; eski türklerde tek eşlilik vardı ve iç güveylik ya da iç gelinlik kavramları yoktu. gelin yumuş adı verilen çeyiz getirirdi, yeni çifte yaşamaları için yeni bir çadır yapılırdı. bu da gösterir ki geleneksel türk aile yapısı diye bildiğimiz pek çok şey aslında türk geleneği değilmiş.
asker uğurlamalarında er kişiyi havaya fırlatma geleneği de eski türklerden bize miras kalmıştır. eski türkler savaşa gitmeden evvel kıdemli askerlerini göğe fırlatırlardı böylece gök tanrı gibi yukarda olunacağına ve savasta başarılı olunacağına inanırlardı. bu da gösterir ki toplumların dini ne olursa olsun geçmişten gelen yerel inanışlarını devam ettirirler*.
not: eski türkler kavramından aklımıza gelmesi gereken islamiyet öncesi türk toplumlarıdır. osmanlı devleti eski türk dönemi içerisinde değerlendirilemez.
Roma ve çinvakanüvislerine bakacak olursak antropolojik bir birliktelikten (ırk) çok, siyasi bir birlikteliğe (millet, budun) dayalı topluluktur. Aslında aynı mantık hala geçerlidir. Ziya gökalp "ırkçılık atlarda aranır" derken bunları çok iyi bilerek söylemiş olmalı.
"Eski Türklerde ülke toprağı, diğer devletlerde olduğu gibi hükümdarın serbestçe kullanabildiği bir arazi parçası değil, korumakla görevli bulunduğu ata yadigarı idi."
Ahmet Taşağıl, Ergenekon'dan Kağanlığa, Bilge Kültür Sanat, 2016.
"O devirdeki inanışına göre Ares’in (Savaş Tanrısı) kutlu kılıcının Attila'nın eline geçmesi, artık yeryüzüne hükmetme yetkisinin Tanrı tarafından ona verildiğinin işareti sayılıyordu."
-Ahmet Taşağıl, Kök Tengri’nin Çocukları (Bilge Kültür Sanat, 2015).
Şanlı ve kutlu, büyük atalarımız. islam'a bulaşmadan önce o Şamanist günlerimiz ne güzeldi, saçma sapan dertlerimiz-tasamız yoktu. O güzel günlerin değerini bilemedik gittik deli bir Arabın peşine takıldık ve kendimizi mahvettik.
''Gökbörü ulur ay ışığında,
Bin selam olsun bu atalara.'' Yaşru