ya biz çocuktuk anlamıyorduk şimdi büyüdük, ya da gerçekten tengir abimizin dediği gibi biz büyüdükçe uzaklaştık örf adetlerimizden.
geçmiş türkiye hatta özelleştirirsek istanbul kesinlikle ama kesinlikle çok daha güzel.
- nüfus sayımlarındaki sokağa çıkma yasağını delip köprü yolunda top oynamışlığım var benim!
- gece 12 ye kadar saklambaç oynayarak büyüdük. 99999 in 1 kasetli atarileri 12 kişi sırayla oynardık kimse sıkılmazdı sırasını beklerken.
- haftalık 5.000 tl alırdım, 4.000 tl sini biriktirirdim. sonra zamanın güçlü parası mark yaptırırdım babama.
- geçen ay babamın * borç defterini gördüm. kredi, kredi kartı v.b. kavram yok idi zamanında. 1993 yılında aylık 4.5 milyon tl borcu varmış. ahmet beye 300 bin mehmet beye 400 bin v.s. insanlar birbirinden nakit para borç alabiliyorlarmış! tek maaş babam 2 çocuk büyüttü istanbul gibi bir yerde.
- herkesin altında arabası yoktu, çünkü banka kredisi yoktu!
- sümerbank tan memurlara giyim yardımı çeki verirlerdi, gider oradan alışveriş yapardık.
- pazar günleri bizimkiler günü idi. tüm türkiye o diziyi izlerdi.
- şimdiki süper lig zamanın 1. ligi idi sanırım trt de yayınlanırdı cine 5 çıkana kadar. tam atak olduğunda gol pozisyonu olabilitesi yüksek durumlarda reklam girerdi!! saba televizyonları!! bir zamanların atiker lpg sisemlerine sövdüğümüzün ilk kıvılcımlarını o zamanlarda saba tv lerine söverek atmıştık!
yaz yaz bitmez. bizim kalemimiz tengir abi kadar da keskin değildir, edebiyat parçalayamayız onun gibi. ancak 35 yaşımdan mütevellit, 1990 ların benim adına çocukluğu hayatımın en özlem duyduğum türkiyesi idi.
madalyonun diğer yüzü elbette vardı. 1992 senesindeki terör olayları insanları evinden çıkamaz hale getirmişti. ancak belki büyüdüğümüzden farkındalığımız arttı, hiç biri şimdilere benzemezdi.
bir insan zamanda geçmişe gitmeyi ister mi? bu ülkede evet...
hiçbirimiz geleceği merak etme umudunu taşımaz haldeyiz. belki de bu yüzdendir geçmişe olan aşkımız...
az çok okuduğum, bildiğim kadarıyla eski türkiye'den kasıt 2002 öncesi 90'lı yıllar ise; ülke yine bambaşka sorunlarla boğuşan bir ülkeydi. kürt sorunu tamamen atıl bir konuydu mesela, devlet bir nebze bile adım atmıyordu. kısaca sadece sorunlar değişti, ülke yine aynı ülke. en çarpıcı sonuç; eski türkiye'de ki o avrupa'ya az da olsa göz kırpan ülke gitti, yeni türkiye ile yerine ortadoğu'nun karman çorman bir ülkesi görünümlü memleket geldi diyebiliriz. yeni türkiye'de medya özgürlüğü bitti, eleştiri özgürlüğü kısıtlandı. ama kimse diyemez; eski türkiye mükemmeldi, yeni türkiye tukaka diye. eski mi yeni mi diyeceksek, ne eski, ne de yeni türkiye'ye eyvallahım. tam bağımsız, çağdaş, laik bir ülke isterdim.
Eski Türkiye'de, linç kültürüyle insanlar birbirlerini hedef gösteremezdi.
Mafyalar daha "saygın" lanse edilmezdi.
yandaşların; lüks otellerde çay partisi yapıp, kınasını lüks yatlarda çılgınca partileyen sözde muhafazakar kızları yoktu. varaklı mobilyaları evine dizip tiktoka video çeken, koca parası yiyen kadınlar yoktu. hergün çorap değiştirir gibi araba değiştiren, son model arabasında garibana hariçten gazel okuyan dalyapraklar da yoktu.
Faili meçhul cinayetler vardı. gerçekten dini adına bişey öğrenmek isteyen başörtü yasağına takılan i. Hatipliler vardı. Sosyal medya olmadığı için Anadolu ahlaksızlığını da göremiyorduk. (bkz: palu ailesi) ekonomik olarak şimdiden bile daha iyiydik (bkz: satın alma gücü) enflasyon değerleri şikeyle açıklanmazdı.
Daha da uzayıp gider......
Daha aydın bir halk. ve eleştirilebilen bir siyasiler vardı. Her şey daha saydamdı. Ağalık kabadayılık iyi karşılanmazdı. Embesil bir toplum yoktu. Her boku bildiğini sanan bir toplum hiç yoktu!
"Apo'nun heykelini dikeceğiz heykelini!" diyen, 6-7 ekim olaylarından, en az 50 kişinin ölümünden sorumlu Selehattin'i öven bir CHP Genel Başkanının olmadığı Türkiye...
rüşvet, yolsuzluk ve liyakatsizliğin günümüze nazaran az olduğu ve günümüze göre demokratik olan türkiyedir.
çünkü o türkiyede günümüze nazaran bir basın medya özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı tarafsızlığı vardı.. halk bir iktidara kayıtsız şartsız bağlanacak şekilde biatçı hale gelmemişti. anayasa mahkemesi iktidardan büsbütün bağımsız kararlar verebiliyordu. ünlü bir gazeteci tutuklansın, yer yerinden oynardı.
demirel kendisini yeren tiyatro oyununu eşi ile beraber izlerdi. medya, birkaç gaf yaptı diye çilleri diline dolamıştı. (rizeli, çillerden daha fazla gaf yapıyor ve genel bilgisi daha zayıf.) turgut özal biraz karikatürümü çizin de gülelim, neden çizmiyorsunuz diye kızardı. (hani sever miyim özalı kesinlikle hayır, ama özala diktatör demek baklavaya tuzlu demek gibi bir şey.)
bir tek kenan evren halkın arasına pek girmezdi. çok kişinin vebaline girdiği için g*t korkusu ve terör örgütlerince öldürülme korkusu vardı haliyle..
O bir gecede hortumlanan bankalarin yarattığı zarar, şu anki yandaşlar için çerez parası. Hatırlatmak istedim.
Evet hastaneler rezildi, devlet daireleri rezaletti şimdi düzeldi, bir tık daha iyi. Daha iyi de olsun zaten, adamlar 18 senedir iktidar.. bunun için övmeyeceğim artık çünkü görevleri bu ve bunun için oy istiyorlar bizden.
Eski türkiye demişken; 80'lerin sonunda ve 90'ların başında çocukluğunu yaşayan son nesilden olmanin mutluluğunu ve hüznünü yaşıyorum.
Yoksulduk, eksiktik ama mutluyduk, huzurluyduk ve de umutluyduk...
2002 öncesi kastedilen.o zamanda ekonomi kötüydü ama medya şu an ki kadar satılmış olmadığından eleştri özgürlüğü vardı.en azından ülke batmışken ekonomi pik yapıyor diyen yoktu.
Eşitsizliğin, adaletsizliğin, yolsuzluğun, yandaşlığın, bu kadar gözümüze sokulmadığı garip gurebanın bu kadar hor görülmediği bir ülkedir. Şimdi dönüp bakıldığında o zamanlarda bir huzur vardı. Şimdi herkes gergin herkes yorgun. Ekonominin kötü olduğu yıllardı ama siyaset bu kadar içimize işlememişti. insanlar bu denli ayrışmamıştı. Bir yazar bahsetmiş yoksulduk ama mutluyduk be kardeşim. Gene yoksuluz ama bu değişim hepimizi yıprattı. Akşam sofrasında bölünen ekmeğin bile verdiği bir keyif vardı. O emeğin tadı bambaşkaydı. Şimdi her şey yavan.
işte akp iktidarı öncesinin türkiyesi . yıllarca gizlenen fotograf ...
akp öncesinde boy karneyle veriliyordu . vatandaş ancak bir
metre boy alabiliyordu . kadın kotası da vardı . 7 kişiye bir kadın
düşüyordu ....
ihale tv muhabiri kurgan farkıyla ...............
işte o fotograflar
banka hortumlamasının olduğu, her gün şehit haberlerinin olduğu, 99 depremi, %100-150 enflasyon, %7500 gecelik faiz, akmayan sular, sürekli kesilen elektrikler, 70-80 lerde sağ sol çalışmalarının olduğu günler.
TRT' nin o kadar olmasa da tarafsız olduğu ve propaganda aracına dönüşmediği,
Komşuların birbirine sadakatle bağlı olduğu,
Cumhurbaşkanlarının çankaya köşkü' nde rahat rahat röportaj yaptığı hatta toplantıları kamera önünde yapabildiği,
insanların muhabir kadar güzel bir Türkçe konuştuğu,
Arkadaşlıkların, dostlukların hakiki olduğu,
insanların inanışlarına karışılmadığı,
Hanımefendilerin şimdikiler gibi çapulcu kıyafeti giymediği,
Teröristlerin gıkını çıkaramadığı bir ülkeydi.
Ya hala eski Türkiye güzelleşmesi yapan tipler var. Bari o günleri yaşamayanlar konuşmasın.
Faili meçhul cinayetler, doların rekor üstüne rekor kırması, %120 enflasyon, akmayan sular, çöplerin toplanmaması, bu yüzden çöp dağlarının patlaması, her gün şehit haberlerinin gelmesi, başörtü yasağı, sağlık karnesinde başı kapalı fotosu var diye tedavi edilmeyen insanlar (devletin gücü mafyaya yetmiyordu o zamanlar), ssk hastanelerinde hayatını kaybeden hastaların kalp pillerinin başka hastalara takılması, hortumlanan bankalar, bol sıfırlı para, ekonomik krizler, ulaşımın bitik olması, 26 milyar IMF borcunun olması.
O zamanlar arapça sokak tabelaları yoktu,
Kadınlara paçavra muamelesi yapılmıyordu,
Bürokratlar, ecdadına düşman değildi, bugün resmen atatürk vatan haini ilan ediliyor.