eski türkiye

entry159 galeri77 video2
    70.
  1. Suriyelilerin olmadığı kürtlerinse gizlendiği türkiyeydi.
    3 ...
  2. 71.
  3. rüşvet alan hırsızlık yolsuzluk yapan siyasetçilerin oy kaybettiği türkiye'dir.
    6 ...
  4. 72.
  5. Eskiden komple kör topal bir ülkeydik şimdi en azından sadece topalız ilerleyen yıllarda koşar hale gelmek nasib olur umarım.
    1 ...
  6. 73.
  7. save alan var mı qnqlar?

    ben sistem geri yükleme yapacağım.
    3 ...
  8. 73.
  9. 74.
  10. Ümraniye'de bir Adam birkaç kişiye tecavüz etti diye günlerce haberi yapılan, ülkece ayağa kalkılan Türkiye'dir. Günümüzde bu iş özel kurumlarda devlet desteğiyle yapılmakta ve dindar çoğunluk tarafından savunulmaktadır.

    (bkz: Yeni Türkiye)
    (bkz: Bir kereden bir şey olmaz)

    Beybi!
    1 ...
  11. 75.
  12. şüphesiz eski yeni diye ayıran şerefsizdir.
    0 ...
  13. 76.
  14. ozlenendir.

    her ne kadar küçük olsam da son demlerine yetisebildigim icin kendimi sansli sayiyorum.
    1 ...
  15. 77.
  16. dizilerde, filmlerde hükümeti eleştirebildiğin bir türkiye.
    1 ...
  17. 78.
  18. Aklıma hemen yüksek enflasyon ve yüksek faiz oranları gelir.
    Her üç yılda bir yaşanan ekonomik krizler. Bir de siyasilerin askerin ve medyanın elinde şamar oğlanı olması...

    Ha bir de iki faili meçhul cinayetle iç tehdit kabusunun tetiklenmesi.

    Lakin eski Türkiye ile yeni Türkiye nin zenginleri hep aynı. Hiç kârlarından zarar etmediler.

    Tansu, mesut, Demirel onları faizle büyütüyordu.
    Şimdi ki Müslüman hükümetimiz ise doğrudan destek ve hibe ile büyütüyor.

    Ulan Türkiye de zengin olmak ne ballı bir şeymiş be!

    Adamlar üretmekten bıkıyorlar, kriz çıkarıyorlar . bu sefer devlete borç para vererek faizden kazanıyorlar. Kendilerine Yeni yeni rakip olmaya başlamış küçük işletmeler ise krizlerde batıp pazardan çekiliyorlar. Meydanın kendilerine kaldığını gören zenginler Krizden sonra ise hibe ile üretime başlıyorlar.
    2 ...
  19. 79.
  20. 80.
  21. bu ülke hiçbir zaman gül bahçesi değildi. eski türkiye' de de darbeler, faili meçhuller, yoksulluk, yolsuzluk vardı. her dönem farklı gruplara baskı uygulanıyordu( solcular- başörtülüler)...

    ancak her şeye rağmen insanlar ortak acılarda, mutlulukta birleşiyorlardı. ülkede özgürce yazıp çizen mizahçılar, kalemini satmayan gazeteciler vardı. hayat zor da olsa insanlar gülünecek bir şeyler buluyorlardı.

    bu hükümet, bu ülkenin aydınlarının özgürlük yolunda verdiği tüm mücadeleyi ( hem de özgürlükçüyüm diyerek ) çöpe atıp cumhuriyet tarihinin en baskıcı rejimine dönüştü ve kullandığı dille (ayrıştırıcı) toplumu böldü. artık daha az gülüyor, daha çok ( ötekinden) nefret ediyoruz.
    11 ...
  22. 81.
  23. Daha mutlu bir turkiyeydi sanırım. Şimdi herkes mutsuz ve gergin. Daha önceden de söylenmiş ancak gerçekten ortak sevinçlerimiz ve ortak acılarımız vardı. Milli maclarda tüm Türkiye ekran başına kilitlenirdi. Zaferlerimizde yollara dökülürdük. Sanatçılar destek şarkıları yapardı. Milli bayramlar coşkuyla kutlanirdi. Tv'de daha çok yararlı program vardi. Diziler daha azdi ama iç ısıtan konuları olurdu. Teknoloji henüz fazla girmemişti hayatimiza. Cocukken sokaklarda akşamlara kadar oynardık.

    Haberleri izleyebiliyorduk en azından şimdiki gibi baş döndürücü bir gündem yoktu.
    1 ...
  24. 82.
  25. Şu video] da kaç tane kapalı kadın var say bakalım dedirten müptezel iftirasıdır..
    0 ...
  26. 83.
  27. Zındık (, ''Zındik'', , ''Zendik''), islam'da, Müslüman göründüğü halde gerçekte islami inanış ve öğretileri benimsemeyen kişiler için kullanılır. Daha geniş biçimde Tanrı'ya ve ahirete inanmayan (dinsiz) anlamına gelir.

    Zındık
    Allah'a ve ahirete inanmayan, dinsiz, münkir, mülhid.

    islam terminolojisinde, başta Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler olmak üzere ahirete, kıyamet gününe yani öldükten sonra dirilmeye inanmayanlar hakkında kullanılan zındık terimi Müslümanlıktan sonra ortaya çıkmıştır. Müslümanlığın ilk dönemlerinde, islam'dan önceki inançlarını sürdürenlere de "zındık" denilmiştir. Zındık sözü daha genel manada islam dininden olmayan, şeriata bağlı bulunmayanlar hakkında kullanılmıştır. iki ilah inancına sahip olan kişiye de zındık denir. Bir başka görüşe göre aydınlık ve karanlığa kail olmakla beraber, ahirete ve Rububiyet inanmayan dinsize de zındık adı verilir. Bazılarına göre küfrünü gizleyerek sureta imanlı ve müslüman gibi görünen münafığa da zındık denir.

    Dil bilginlerine göre zındık kelimesi Farsça "zendin"den Arapçaya geçmiştir ve "noksan akıllı kadın" anlamına gelir. Zındık kelimesinin çoğulu "zenadik" ve "zenadika"dır. Şehristani iki ilaha inanan müşrikleri seneviyye olarak nitelendirir. Bunlar aydınlık ve karanlığın ezeli olduğuna, Mecusiler ise karanlığın sonradan yaratıldığına inanırlar. Mecusilerden bir kısmına göre varlıklarının başlangıcı olan aydınlıkla karanlık, Yezdan ile Ehrimen birliğine temelde karşıt (zıt) olan iki kavramdır. Bunların birbirleriyle kaynaşarak bütünleşmesinden kainatın nizamı ortaya çıkmıştır. Böylece düşünen ve inanan Mecusilere Zerdüşt denir. Manihaizm'e göre alem, nur ve zulmet denilen iki asıldan meydana gelmiştir. Nurdan hayır, zulmetten şer çıkmıştır. Kainatta mevcut olan her şeyin insanlar arasında eşit taksimini ilk defa ortaya atan ve bir bakıma komünizmin fikir babası sayılan Mazdekizm'de de bu konuda Manihaizm ve Mecusiliğe benzer birçok husus bulunmaktadır. Bir başka açıklamaya göre zındık Farsça "zend" kelimesinin Arapçalaştırılmış şeklidir. Buna göre Zerdüşt'ün, kendisine gökten indirildiğini iddia ettiği kitabın adı Zend'dir. Mecusiliğe ait hükümlerin bulunduğu bu kitaba inananlara Zendin veya Zendik denilmiştir. Araplar bu kelimeyi biraz değiştirerek Zındık şeklinde telaffuz ederler.

    Mutasavvıflardan bir kısmının cismani haşri kabul etmeyişleri ve çoğunun vahdet-i vücudu (varlığın tek oluşu) benimsemeleri, görünmeyen Allah'ı inkar manasına alındığı içindir ki, böyle düşünenler zındık diye isimlendirilmiştir (Tarih Deyimleri Sözlüğü, 1946, III, 658).

    islam ceza hukukunu ilgilendiren bir terim olarak zındık, küfrü gerektiren inançlar taşıdığı halde, müslüman gibi görünen kişi anlamına gelmektedir. Arapça lügatlerde kelimenin Farsça "zinde-kar", "zindekerd" sözlerinden çıktığı görülür. Zındık ve zandaki kelimeleri Arapça'da "ince düşünceli, çok kurnaz" manalarını ifade eder. Zamanın ve maddenin ölümsüzlüğüne inanan, kainatın oluş ve işleyişini zamana bağlayan kişiye de zındık denilmiştir.

    islam'dan önce ve islam'ın ilk yüzyıllarında ikili bir inanca sahip bulunmaları, zındıklara karşı sert davranılmasını sebep olmuştur. Zındık kelimesi zamanla daha değişik manalar ifade etmiş, Hz. Muhammed'in peygamberliğini, hatta bütün peygamberleri inkar edenler için bu terim kullanılmıştır.

    Tarih boyunca birçok fırka, karşısındakileri zındık olarak itham etmiştir. Hz. Ali'nin huzuruna getirilerek, O'nun emriyle yakılmak suretiyle cezalandırılan mürtedlere zındık denildiğini hadis ve siyer bilginleri yazmaktadır. Kaderi inkar edenlere zındık denildiği de bilinmektedir. Ahmed b. Hanbel Kur'an'ın mahluk olduğunu söyleyenleri zındık kabul etmiştir.

    Fıkıh kitaplarının büyük çoğunluğu zındıkları beş gruba ayırır: 1. Allah'ı inkar edenler, 2. Hayır ve şer, aydınlıkla karanlığı iki tanrının yarattığına inananlar, 3. Servet eşitliğini benimseyen Mazdekiler, ancak ölmeyecek kadarla yetinmesi gerektiğini iddia edenler, 5, Ruhların göklere baktığına, bu yolla Cennetleri müşahade ederek onun lezzetlerini tattıklarına inananlar. Kadı Iyaz Hz. Peygamber'e küfreden kimseyi zındık saymış, imam-ı Gazzali de, cismani haşri inkar eden islam filozoflarını zındık olarak nitelendirmiştir.

    Zındık teriminin mefhum ve şümulünü kesin hatlarıyla tesbit etmek kolay değildir. Zındıklar islam'ın ilk asırlarında iki tanrı esasını benimseyen dinlere inanmışlardır. Fikir ve inanç bakımından zındıklar tekfir esasına dayanır. Zındıklıkla itham edilmeyi gerektiren sebeplerin tesbiti konusunda din alimlerinin görüşü birbirinden farklıdır. Esas olarak zındıklıkta küfrü gerektiren inanç, islam'ın herhangi bir şartını inkardır. Bazı hallerde zındıkla münafık terimleri birbirinin yerine kullanılmakla beraber, yine de her iki terimin şümül ve muhtevası birbirinden farklıdır. Nitekim islam'ın ilk yıllarında münafık kelimesiyle ifade edilen hususlar, sonraki fakihler tarafından zındık kelimesiyle tarif edilmiştir. Zındığın samimi olarak Müslümanlığı benimsedikten sonra küfrü gerektiren inançlara sapması da mümkündür.

    islam hukukçuları zındıka ne gibi bir muamele yapılacağı konusunda çeşitli fikirler ileri sürmüşlerdir. Burada en önemli husus, zındığın tevbesinin kabul edilip edilmeyeceği meselesidir. Hz. Peygamber her samimi tevbenin kabul edileceğini müjdelemiştir. Ancak islam hukukçuları zındıklığı yine de bir irtidad (islam'dan dönüş) vakası olarak görmüşlerdir. Bu konuda şiddetli davranan bazı Malikiler'e göre zındıklık, ölüm cezasını gerektiren bir suç olduğu için tevbe bu cezayı ortadan kaldırmaz. Ancak fıkıh bilginlerinin hemen hepsi, kendiliğinden tevbe etmiş bir zındıka herhangi bir ceza verilemeyeceği kanaatindedirler. Gazzali, Batıniyye ile zındıklar arasında fark görmemekle beraber, kendiliğinden tevbe eden kişinin tevbesinin kabul olunacağını, bundan dolayı öldürülmemesi gerektiğini savunur.

    Zındıklık suçu sabit olan kadın üç mezhebe göre de erkek muamelesi görür. Hanefilere göre ise Hz. Peygamber'in kadınların öldürülmesini yasaklayan talimatı gereğince sadece tevbeye davet edilir, gerekirse hapsedilirler (Kadr Ebu Yusuf, Kitabu'l-Harac, çev. A. Özek, istanbul, 1970, 279). Eğer zındık kendiliğinden tevbe eder veya telkin sonucu fikrinden vazgeçerse mirası müslüman varislerine ait olur. Şayet zındık iken ölür veya öldürülürse, Şafii ve Malikiler'e göre mirası devlet hazinesine kalır. Hanefiler'le bazı fıkıh bilginlerine göre ise, zındıklıktan önceki serveti müslüman varislerine, zındıklık döneminde elde ettiği servet ise yine varislerine ait olmakla beraber ganimet sayılır (Bekir Topaloğlu, iA, XIII, 561).
    0 ...
  28. 84.
  29. millet yine dindardı ama bunu göstermek için yarışmazdı. maaşı elden alırdık, ay sonu artardı bi kısmı.internet yoktu gençler kitap okurdu.okullarda münazara diye bir şey vardı. tartışma kültürü yerleştirilirdi.sarhoşlar magandalar yine vardı ama hadlerini bilirlerdi. insanlar çalışırdı,fabrikalar devletindi.paradan değil emekten para kazanılırdı.sürekli ben ben diyene garip bakılırdı.en zenginle en fakirin çocuğu aynı sınıfta beyaz yakalı siyah önlük giyerdi.
    5 ...
  30. 85.
  31. 86.
  32. 87.
  33. 90.
  34. bırak saman ithal etmeyi türkiye kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydi.
    3 ...
  35. 91.
  36. emekli ikramiyesiyle daire alınabilen türkiye.
    1 ...
  37. 92.
  38. Sözlükte Eski Türkiye diye ağlayanların yaş ortalaması da 18. Hani bilinsin istedim.

    Yahu zaten Abdullah gül’ün Başbakan olduğu akepe donemi senin icin gayet eski. Neyin tatavası bu.
    0 ...
  39. 93.
  40. Amariganın kapısında yatıyorduk.

    Şükür yeni türkiye de amarigayı falan siklemiyoruz.
    3 ...
  41. 94.
  42. hastanelerde sıra bekleyip muayene olunan dönemdi.

    şimdi o sırayı evde bekliyoruz randevuyu internetten aldığımız için.

    yezidliğin alemi yok o yüzden.
    1 ...
  43. 95.
  44. letgo gibi bir imkanın olmadığı, öğrencilerin eve çıkarken çok masraf yaptığı zamanlardı. neyse ki letgo'da öğrenciye eşya kampanyası var.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük