--spoiler--
Dikkat! çocukluktan beri bu şerefsizlere beslediğim kini bu entryde kusacağım!
--spoiler--
her türk filminin kadrolu yavşaklarıdır kendileri. filmlerin çekildiği seneleri düşünerek, zengin ve baba parası yiyen bir piçi alıp bizim fakir, dürüst, gururlu gencin karşısına koyup, araya zengin ve aşık olunası ablayı atıp, piçlerden boyu ve saçı en uzunu araya sürüp, bizim fakirin aşık olacağa kıza yamanmaya çalışan adam olarak filme sokunca izleyicide hemen "vay piç!!!" efektini uyandırmak gayet kolay oluyor. denenmiş,ispatlanmış bir arabeskvari methoddur...
sayın arkadaş, bu şerefsizler birkaç gruba ayrılırlar.
1- esas kıza sürekli yavşayan ama film boyunca kızın vermediği ve yedekte sakladığı ezik ibnetor piç:
bu adamın saçı uzundur. bu olmazsa olmaz! diskoda en ışıklı yerde oturur.tam bir eziktir, bundan bi cacık olmaz. aslında kendisi de bilirya neyse! kızımız aslında fakir abimize aşık olsa da ne zaman ondan fakir olması dolayısıyla bir trip yese hemen bu yedek şerefsize koşar, fakir abimizi kıskandırma adına. arkadaşları boldur bu dallamanın. her zaman bizim esas oğlanı dövme ve safdışı planları yapsa da bizim fakir abi bunun anasını beller tenhada filmin sonuna doğru. ha! bir de unutmadan! bu şerefsizler sürekli slip mayo giyer, malafat meydanda dolaşırlar. olmazsa olmazlarından birisi de tekneleridir! baba parasıyla aldın onu şerefsiz! kime hava atıyon sen it! bak yine sinirlendim...
2- kızın babasının fabrikatör arkadaşının oğlu esas kızla nişanlı olan psikopat piç:
şimdi bu şerefsizin uzmanlık alanı biraz daha geniştir. koordineli çalışır, bütün ihtimalleri hesaplar, adamları da silahlıdır. acayip kibardır! elinden viski eksik olmaz. kız bunu reddettiği ve bu zamana kadar bütün karılara ayarı verdiği için kızı kafaya takar, elde edene kadar yapmadığı şerefsizliği bırakmaz. yine slip mayo giyer, villada yaşar. havuza girer sürekli. kızın babasının has adamının oğlu olduğu için, fakir abi kızımızla buluştuğu yeri değiştirmediğinden gün gelir orda pusuya yatar. fakir abinin ağzını burnunu kırdırtır. seyirciye kin kusturmak için yaratılmıştır. kızın babasından da yetki aldığından bir sürü dalavere çevirir. bir film vardı hülya avşar'ın. bu yukardaki tipte de nuri alço oynuyordu. esas oğlan da salih kırmızı'ydı. işte o filmi izlerseniz bu piçi görme şansınız var. seyircide yarattığı efekt ise "mına goduğmmmmmun şerefsizi..." ile başlar kesin...
3- esas kızın aşkına saygı duyup sonradan iyi olan piç
filmin başında yapmadığı şerefsizlik, etmediği kötülük, kurmadığı hain plan kalmayan bu zengin bebesi, filmin sonunda tam bizim fakir oğlanı omzundan vurmuşken, kızın fakir abimizin önüne atlayıp "önce beni vur! önce beni!" demesi üzerine silahı elinden düşürür, sırtını döner ve gider. ilk başta küfrettirir, sonra da alkış toplar bu bebe. slip donu da unutmayalım!
seyirci de yarattığı efekt ise " aslında iyi çocuktu bu. ben baştan anladıydım..." olur.
4- esas piçin etrafındaki sünepe piçler:
tek başlarına bi bok olamamış, sünepe kardeşliği yapan, esas piçin etrafında fır dönen, piçlik yapmakta ona yardım eden mini-piçlerdir. sakalları yeni çıkmış olmasına rağmen hiç kesmemişlerdir ve mütemadiyen seyrek sakallıdırlar. kafayı gözü sallayarak dans etme anından uzun saçları sallarlarya " senin var yaaa...." diyip seyircinin dilini dişini sıktırtırlar. esas piçten sonra bir de gülme efekti vermezler mi arada girip girip, ıslak odunla dalasın gelir... seyircide yarattığı efekt ise " godumun sünepeleri! erkekseniz teker teker gitseniz ya..." dan ötesine geçmez.
".içler sevilmez" diye bir kural yoktur. malumunuz, sezercik denen dallamanın hayallerini "binicem üstüne vurucam kırbacı" diyerek yıkma noktasına getiren dombili .iç'i çok severiz biz. sırf sezercik denen hipnetor yüzünden.
tek kelimeyle komiktirler. sözleri, bakışlarından ve hareketlerinden sonra duyulur. acaip gülerler. böyle zengin piçlerini orjinal hayatta pek görmüşlüğüm yok.
sosyolojik anlamda incelenmesi gereken olaydır.
bugün türkiye'deki sınıfsal çatışmanın, önemi yadsınmayacak kadar büyük bir sebebi de budur. yıllarca iletişim kanalı sadece sinema, televizyon ve fotoromanlar olan anadolu halkı, kentli insanları bu senaryolarla tanımladı. kentli kadınların fahişe, erkeklerin pezevenk, çocuklarının da piç olduğu kurgusu üzerine yapılan gişe odaklı bu filmler yaklaşık 30 yıl halkı ince ince zehirledi. sosyal hayatı sadece siyah ve beyaz olarak algılayan, eğitimsiz ve beyaz camda her gördüğüne inanan halk, bu filmlerde anlatılan "kentli insan" kalıbına düşman oldu. insanlar bu film senaryolarına öyle inandılar ki; yıllarca erol taş sokaklarda gerçekten kötü insan muamelesi gördü, hep iyi roller oynamasına rağmen hülya koçyiğit'e bile "kötü kadın" gözüyle bakıldı. ayrıca, bugün tayyip erdoğan'ın ve akp üst heyetinin, deniz baykal ve chp yöneticilerine nazaran halka daha sempatik gelmesinde de bu "kentli" ve "kasabalı" imajının büyük etkisi vardır.