eski sevgilinin kuzeniyle tesadüfen tanışıp arkadaş olup sevgilinin kuzeni olduğunu öğrendikten sonra telefon görüşmesi esnasında eski sevgiliyle tekrar konuşmaktır.
e.s:neden böyle yapıyorsun?
i.e.p:ne yapıyorum ki?
e.s:içme demiştim sana! öldüreceksin kendini.
i.e.p:yok ya. birşey olmaz.(buruk bir gülümseme ve dolu dolu gözler)
e.s:söz ver bana, içmeyeceksin.
i.e.p:karşılığında bana geri mi geleceksin?
e.s:...
dıtt dıtt dıtt...
diye biten bir konuşmadır. bir an umutlar yeşerir ama sonra ölür.
napıyosun die başlar konuşma. sonrasında gereksiz bir konudan ayrılmaya neden olan konuya gelinir. eğer tarafların rızası barışma yönündeyse uzun bir müddet sonunda barışılabilir. fakat niyetleri yoksa esaslı bir kavga var demektir.
şahsıma on günde beş kilo verdirebilmiş bir etkiye sahip konuşmadır. hayır düşünüyorum; bir de görüşsem ne gibi sonuçlara maruz kalacak bu bedenim? evet, aslında görüşmekten biraz korkmuyor değilim.
tekrar insanın içinin kıpır kıpır olmasına vesile olan konuşmadır. keşke hiç gerçekleşmemiş olsa o konuşma. boşu boşuna fazladan acıya vesile olacak konuşmadır sonuçta.
hala seviyorsan sesinin titremesine engel olamadığın, 'neden' diye soramadığın zamanları hatırlayıp yine soramayışın, kalbindeki sıkışmalara nefesindeki daralmalara ve en kötüsü de telefonu kapatırken ağlamana sebep olan durumdur. can yakar hatta acıtır. günlerce yine onu düşünürsün, gene başa dönmeni sağlayan durumdur tam toparladığını zannederken.
eski sevgiliyi düşünmek bile adamın ağzına sıçıyorken,telefonda konuşmak,yüzünü görmek nasıl felç eder bünyeyi tahmin bile edemiyorum.bazen fotoğraflarına bakıyorum da o dipsiz kuyuya tekrar tekrar giriyorum.yüzünü görsem,sesini duysam en başa,o ilk kara güne tekrar dönecek bu bünye.2 aydır direnen bir organizma darmadağan olacak eminim.fırsatınız varsa konuşmayın,raslamayın birbirinize,uzak durun.yoksa acıdan başka bir şey getirmeyecektir ömrünüze.
tazelemektir zamanın paslandırdığı herşeyi. önce dostane bir merhaba ile başlanır, sonra havadan sudan muhabbetler, nasıl olduğunu biliyordur aslında senin. bu yıkık, perişan halinden haberi vardır. tekrardan sorar sana, sesinin titreyişinden anlar, çünkü en az senin kadar biliyordur seni...
nasılsın der. sensizim dersin.
sonu gelmez, bir hatıra olarak alır yerini aklının bir köşesinde, silinmeye yüz tutar zamanla.
zordur. hele ki arkadaş olmak için arıyorsa telefona acımayıp kafasına atmak gerekir. birde haksız olduğu halde bağırıp çağırıyorsa kafasını kırmak gerekir.