yalnız dolu pazar arabasıyla yakalanırsanız üzülmez, oh der bence. bunu mu doyuracaktık bir de der. iyi yırtmışız der. hele de pazar fiyatları bu durumdayken.
kısa bir sohbetten sonra domates seçmesine yardımcı olarak sonlandırılacak karşılaşmadır. elbette ki hep ezik olanları seçip intikamımızı alıyoruz nıhahahaha.
eski sevgiliye "sen bir sebze bile olamazsın çünkü (tezgahtaki enginarları göstererek) enginarın bile bir kalbi vardır" demeye fırsat verir. olsa da desek.
-...selam.
-selam.
-yine onlardan mı aldın?
-dayanamadım, o kadar alıştım ki...
-biliyorum... ben de alacağım birazdan. tadında bakmak için sabırsızlanıyorum.
-ah evet. ben de!
-erzincan tulumu gibisi yok.
-seni küçük şapşal. eheh evet yok!
-bana gidelim mi? tulum yeriz, eskisi gibi.
-tamam ama sadece tulum yiycez.
üzerimde eşofman, saçlarım özensizce toplanmış, göbeğim eşofmanın kenarından fırlamış, sıfır makyaj, ayağımda rahat diye vazgeçmediğim yırtık converse'lerim. bu şekilde rastlamak isteyeceğim sondan ikinci insan eski sevgilim olur. birincisiyse şimdiki.
pazarın arka sokaklarında yapılmış bir seks ile sonlanması gereken eylemdir. zaten pazarlarda da en çok satılan ürün prezervatiftir. ayrıca peçete de ücretsiz verilmektedir. hem limon da var.