Benim için geçmiş geçmişte kalır, orada durur. Bu kadar takılmak sadece zavallılık ve duygusal tembelliktir. Geçmişi sürekli kurcalamak yerine, kendi hayatına bak bir ileriye doğru adım at.
eskimiştir. ama bir gün, biri ya da bir şarkı onu hatırlatmıştır. öldü mü, kaldı mı? merak etmişsindir.. arayıp-aramama konusunda kısa bir tereddüt sonrası kendini telefonun ucunda bulursun. telefon çalar, karşındaki şaşkın bir ses tonuyla ''alo?'' der. önce kalbin biraz gerilir, sonra bir nefes alırsın; konuşma başlar.. acaba neler değişti? diye merak edersin içten içe, anlamaya çalışırsın. ama sesi hala aynıdır. yaptığı espriler, kızdığı durumlar, sevdiği şeyler, seni kızdıran yanları; hala aynıdır. fazla değil, on dakika sonra anlarsın neden ayrı olduğunuzu, neden şimdiye kadar onu arama gereksinimi duymadığını. yani sonuç olarak; sakın merak etme. bırak ölsün, bırak kalsın.
hiç olmadık zamanlarda insanın başına gelebilecek şey.
bir gün geçtiğiniz yoldan, gördüğünüz çiftin hareketlerinde bir anda geçmişe gidiverirsiniz. flasback devreye girer ve o an yaşadığınız anıyı hatırlarsınız sonra güzel anılarınızı sebepsizce eski sevgili düşüverir aklınıza. ne yapıyordur, nerededir acaba? artık kokusu kimin tenine karışıyordur? belki evlenmiştir ya da ölmüştür. yok yok ölmemiştir neden ölsün bir sorunu yoktu onun.
Yakın zamanlarımın en büyük gündemi... aklıma bile gelmezken attığı saçma sapan bi mesajla beyin hücrelerime nüfus etti sanki amk. insan gerçekten merak ediyor.
ben ne zaman böyle bir başlık görsem, eski ve yeni sevgilim olmasa da bu merak eden arkadaşlara "merak etmeyin olum, uyuyun, olmadı ki bilirim uykusuzluk pistir, uyutmaz adamı kafasının dolu olması, aslında en güzeli kafa rahat olacak, kafa rahat olunca uyunur da, mutlu bile olunur, hiç olmadı, sıkma canını, bana mesaj at, olmadı başkasına at, bana atma ya da sapık gibi oluyo böyle deyince, konuş biriyle, bir gece geçmiş olsun, yarını da geleceğin düşünsün" diyesim geliyo.
dünyadaki en boktan durum olabilir bu durum. dur lan bi de şiir copy-pasteliyim:
uykumu uyuttum, uykusuz yatıyorum artık.
ama sen herşeyden habersiz,
ne güzel uyuyorsundur kimbilir.
ne güzeldir saçlarının yastığı öpüşü.
ama, ne yastığın haberi var ne de saçlarının,
ben uyumuyorum ne yastığım var ne de saçların.
her allah'in günü facebook hesabini kontrol etmek,ortak arkadaslara msn de mi? iletisi ne? gibi saçma sorular sormak.
bir de eger eski sevgili kisisi erkekse askere gidecekse "ne zaman gidecek,bana veda edecek mi,dogum gunu mu hatirlicak mi?" gibi salakça sorgular insan kendini.
facebook vardir arada merak giderip hasret giderilen ama eski sevgili kisisi hesabini dondurduysa eger insani bir daha ayrilik yasamis gibi huzun basar.
sürekli acaba şimdi napıyor, acaba ne düşünüyor, ne dinliyor, ne hissediyor diye yana yakıla düşünmektir. ama elden bir şey gelmez, giden çoktan gittiği için bir şey bilmeniz gerekmez.
