eski sevgiliyi kesip yapıştırmak

entry2 galeri0
    1.
  1. "aç mısın?" dedi, değildim, ama sigara içmek için bir şeyler yemem gerekiyordu, yeni uyandığımda konuşmayı sevmediğimi bilmediğinden sürekli bir şeyler anlatıyordu, "tatlı bir şeyler var mı?" diye sordum, kalktı, içeri gitti, bir süre sonra elinde kinder'in buzdolabında saklanan çikolatalarından biriyle geri geldi, hepsi birbirine benzediğinden adını bilmiyordum o çikolataların, teşekkür edip, yorulmayayım diye getirirken açtığı paketin arasından fırlamış çikolatadan bir yudum aldım.

    gözlerimin tam önünde bir şimşek çaktı, sanki suratıma bir flaş patladı.

    unuttum sandığım onunla ilgili her şey birden aklıma gelmişti. "iyi de ben unutmuştum ki, unutmak için her şeyi yapmıştım ki" diye yalvardım beynime, bana acıyıp unutsun istedim tekrar, ama dinlemedi, görüntüler, hatıralar, hepsi bir yudum çikolata ile geri gelmişti, o çikolata o olmuştu, o her alışverişe gittiğimizde iki tane alıp, eve gelir gelmez yediğimiz çikolata, artık oydu.

    peki o, bunca zaman neredeydi.

    ***

    "şimdi 2011 yatırımlarını buraya eklersek..." dedikten sonra, excel'de seçtiğim hücrelerin üzerine imleci getirerek faremin sağ tuşuna bastım, açılan menüden kes'i seçip, ya da seçtiğimi sanıp, imleci kestiğim rakamları yapıştırmak istediğim hücrelerin üzerine getirip "yapıştır" dedim.

    tüm bunları grafiklerin daha iyi gözükmesi için ışıkların kapatıldığı bir toplantı odasında, beş tane suratsız ve ciddi adamı ikna etmek amacıyla yaptığım sunum esnasında yaşıyordum. biri rakamlar konusunda ikna olmamış, ben de kalkıp rakamları oradan oraya taşırsam daha iyi anlatabilirim diye düşünmüştüm.

    laptop'ım, masanın üzerinde duran projektörün yanındaydı, ekranın başına eğildiğimde, projeksiyon cihazının ışığı gözümü aldı, muhtemelen tablo yüzüme yansıyordu.

    yapıştır dememle, ekranda ki hücrede sözlüğe girdiğim son entry "dara düşünce ankara'yı görmek istemek" belirdi, üstüme projeksiyonun yansıttığı son entry'imle, utanarak 5 suratsız adama baktım, anlamsız gözlerle beni izliyorlardı, bir an türk olmadıkları için sevindim.

    akşam yazdığım yazıyı bir arkadaşıma yollamak için kesmiştim, fakat yapıştırmayı unutmuş, bilgisayarı da hiç kapatmadığım için yapıştır dediğimde ekrana son kestiğim yazı gelmişti. fakat anlamadığım o kesilen yazının onca saat nereye kaybolduğuydu, kesilen yazılar nereye gidiyordu, ve bir tuşla nasıl birden karşınıza çıkabiliyordu.

    ***

    ayrıldığımızda sevgililerimizi hayatımızdan kesiyorduk, ve açık kaldığımız sürece onlar bir yerde yapıştırılmayı bekliyorlardı. ufacık bir detay unuttum dediğimiz o eski sevgiliyi alıp birden aklımıza getirebiliyor, zaten hep orada olanı pat diye gözümüzün önüne yapıştırıyordu.

    bilgisayar gibi kolay da kapatılıp, açılamıyordu ki insan, zamanla, her ilişkiyle, her acıyla, her unutmak istediği anıyla, tıpkı uzun süre açık kalmış bir bilgisayar gibi yavaşlıyordu, ve yine tıpkı bir bilgisayar gibi bir gün çöküyordu.

    tıp mühendisleri henüz çökmeyen bir program yazmayı başaramamıştı.

    zaten yazsalar da muhtemelen benim sürümüm desteklemezdi.

    dos gibi adamdım, siyah beyazdım.

    erkenkutlayanedit: ben bir süre yokum, yabancıların xmas'ını bahane ederekten, ülkemi ziyaret edip, asmalı'da rakımı mezeleyip, bursa'da bolca kebap yiyip, kuğusuz kuğulu park'ta semaverden çay içeceğim. gurbete ve otel odalarına geri döndüğümde görüşmek üzere, herkese iyi yıllar.
    32 ...
  2. 2.
  3. eski sevgili kesip yapıştırılmaz, yapıştırsan bile eskisi gibi olmaz, tutmaz hocu. hala DOS kullanıyosan hiç bulaşmayacaksın bu windows oyunlarına remove+cls enter.

    noeledit: bursada kebap kanat beraber götürelim sayın exper beklerim, iyi yolculuklar diliyorum şimdiden, mutlu noeller
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük