kendinizden nefret etmenize sebebiyet veren, hoş olmayan şeylerdir. nasıl bununla bunu yaptım dedirtir insana.. lakin unutmaya çalıştıkça bilinç altına itilince de apuk sapuk yerlerde ortaya çıkar ** aslında istenmeyen şeylerdir ama nedense kurtulunamaz bir türlü sözlük yazarları açtıkları eski sevgili başlıklarıyla da bu tezi desteklemektedirler. yahu yeni sevgili yi neden konuşmuyoruz sıklıkla da hep geriye dönüyoruz? * madem bu kadar mühim ve menem birşeydi geri dön kardeşim.. sende rahatla bizde anasını satiyim..
komşu: fevk senin yanında gezen bi oğlan vardı noldu ona görünmüyo hiç
fevk: ayrıldık biz
komşu: aaa inanmıyorum ya nasıl olur o kadar çiçek yolluyodu, bi keresinde hiç unutmuyorumm
fevk: unut makbule yenge unut
komşu:...
arkadaş: ondan haber var mı
fevk: yok ya ne haberi
arkadaş: boşver be fevk bunların hepsi aynı
fevk: unuttum zaten
arkadaş: ama ne çok seviyodun o da seviyordu hatırlıyomusun istinyedee bi gün
fevk: allah belanı versin
arkadaş : geçicek
garson: buyrun ne istemiştiniz
fevk : ben bi kahve alabilir miyim lütfen
garson : tabi. ya özür dilerim siz evlendiniz dimi hani bi bey vardı yanınızda
fevk : kel olan mı
garson : sanırım ayrıldınız
fevk :az daha unutuyordum...çekilebilirsiniz.
yıllar önce kitabın arasına sıkıştırılmış bir resimdir.
bereberligimizin başlarında senden resmini istemiştim.niyetim seni görmediğim günlerde, cüzdanımdan resmini çıkarıp özlem gidermekti; oysa resmine her baktığımda senin özlemin doğdu yüreğime.
her zamanki muzurluğunu resmini verirken de yapmıştın. bana " resme tersten bak. resmime ters bakmak suratımı daha güzel gösteriyor" demiştin. o an dudaklarındaki muzur gülümseme, benim resmine her baktığımda dediğini yapmayan dudaklarımdaki muzur gülümsemem olmuştu.
yıllar geçmişti. ben evlenmiştim. senin ne yaptığını nasıl olduğunu çok düşünmüştüm. ayrılmak istediğimi söylediğim an masadan kalkıp, hayatımdan da çekip gitmiştin. o günden sonra seni ne görmüş, ne haberini almıştım.
geçenlerde eşimle sohbet ederken, bir yazarın kitabını konuşuyorduk. yıllardır elime almadığım kitabı kitaplığımdan aldım. ayaktaydım. eşim yanımdaydı. kitabın içinden bir şey düştü. sonbaharda ağaçtan yavaşça düşen sarı bir yaprak gibi yere kondu. senin resmindi. ters görüyordum yüzünü. meğer sen ne kadar güzelmişin, meğer sen ne kadar özlenen bir kadınmışın. keşke dedim senin dediğini tutup resmine ters baksaymışım. o muzur gülüşüne o, an dudağıma geçirdiğim dişimle, yaş dolmuş gözlerimle baktım.
o an dünyanın en güzel kadını sendin.
bir yerlerde okunan sözdür.şöyledir;
''ne varsa ben diye bildiğin, hepsi sensin sevgilim.''* en çokta kendindir onu hatırlatan, aynaya baktığında yüzünde onun beğendiği yerleri görmek.*
ikinizin şarkısı olarak karar verdiğiniz parçanın ve grubunun cd'sinin odanızda biryerlerde olduğunu bilmek ve grubu çok sevdiğiniz, dinleyemeden yapamadığınız için devamlı melankoli yapmasına sebebiyet vermek...
beraber gidilen her yer, dinlenen bütün şarkılar, caddeler, sokaklar,otobüs durakları, hatta kavga edilen yerler, sevdiği yemekler, adını bir yerlerde duymak, ortak arkadaşlar, artık çalmayan cep telefonu, gelmeyen mesajlar, saklanan şehirlerarası otobüs biletleri, gidilen ilk konserin bileti, verdiği hediyeler, beraber izlenen diziler,f ilmler, kısacası bana herşey seni hatırlatıyor.