bundan 1 sene önce bende ''bu kızı 5 sene unutamayacağım heralde'' demiştim. allahtan sonrasında gözüm açıldı 3 ay sonrasında yerinde yeller esiyordu. ama o 3 ay kalbimin nasıl acıdığını ben bilirim, yatağa giriyorsunuz aklınızda o, lan uyanır uyanmaz aklınızda o.
hayatımda yaptığım en büyük mallık onu sevmekti heralde. eve gittiğinizde gömleğinize parfümünün kokusunun sindiğini farkedersiniz. parfümün adını öğrenemedim bide, gözüm nasıl döndüyse sormadım. dolmuşta, otobüste, parfümün kokusunu aldığım an tanımlayamadığım bir his oluşuyor içimde. kendinize ihanet etmiş gibi oluyorsunuz sanki. birazcık utanma mevcut bide.
kendi kendinize o kadar sarılmalar el ele tutuşmalar, öpüşmeler, koklaşmalar insanın hayvanlaştığı, dünyaya gelmesinin yegane amacı olan üremenin, günümüz toplumunda hunharca ortaya çıkmasından utanıyorsunuz. kız da çirkinmiş lan aslında ama aşk dedikleri gerçekten bu olsa gerek. gözünüz çirkin falan görmüyor, bir şeyler oluyor bağlanıyorsunuz karşınızdaki insana.
her şeye rağmen hayat çok güzel, aşk, sevgi ne kadar muhteşem şeyler. şimdi eskinizi unutun ve yeni şeylere yelken açın. ara sıra aklınıza gelince üzüleceksiniz belki de kahrolacaksınız ama yapabileceğiniz pek bir şey yok onun için. ismail abinin geçiyor mu? muhabbeti gibi aynen.
çok acımıştı amına koyayım lan, zalımın kızı. acıtan cevapsız bırakılmaktı aslında. arafta kalmak gibiydi. ne olduğunu bilmiyorsunuz, sizi cevapsız bırakıyor karşınızdaki. tek istediğiniz insan gibi konuşup bitirmek oluyor artık. son kez konuşabilmek insan gibi. ama karşınızdaki kız kaçıyor, evet amk bok var gibi kaçıyorsunuz. sonrasında bu tip erkekler bir daha ilişkiye başlarken, accayip ürkek olacaklar emin olabilirsiniz. korkacaklar, çünkü sikleri önemli değil onların berkecanlar gibi. fikirler, düşünceler gibi yok olmayacak şeyler önemli. belki de çok acı çekmelerinin tek sebebi kalıcı şeyleri sevmeleri. acıları bile çok kalıcı oluyor, gerekirse onu bile sevmeye çalışıyorlar.
5 yil boyunca sizofren dunyasinda yasamaktir asosyal olmaktir baska kimsenin ona bakmamasidir onu cekecek insan olmamasidir cevresi bir elin parmaklarini gecmeyen insan olmaktir ammaa unutamamak degildir.
değil beş yıl on beş yıl da geçse unutamazsın. unutmak diye bir şey yok zaten. alışmak var sadece, yokluğuna. elbet bir şey(ler) onu hatırlatacaktır. ben bazen hangisini özlediğimi şaşırıyorum. mesela altı yıl önce birlikte olduğum insanı da özlüyorum, iki ay önce ayrıldığımı da. her biriyle farklı farklı anılarımız var. eski sevgililerimden evlenenler de oldu. düşün, yine de hatırlıyorum; unutmadım. yani olmuyor, unutamıyorsun.
herkesin başına gelebilir. Ancak bu bir takıntıdır ve yanılsamadır. Zaten senin kafanda yarattığın gibi biri olsaydı, ayrılmazdınız.
"500 days of Summer" filmini izle ve kendini bul.