genelde kadınlar bi cocuk doğurduktan sonra götü-başı dağıttığından, bi zamanlar jaguar gibi olan kadın hımbıl bi dişi gorile dönüşmüşse 'oh yeah, ucuz kurtulmuşum' diye titanik faciasından kurtulmuş kadar mutlu olur kocasını da acil şifalar dilerim.
samatya'daki işçi naciye yine fabrikaya erkenden yetişebilmek için halk otobüsünü bekleyecek, elleri pütürlü tiz sesli çocuk sabah 06:00'da yine simiit diye bağırmayı sürdürecek, mahallenin köpeği çomar evinizden çıktığı an kuyruk sallayıp, "apla bir kemik atsana" bakışıyla boynunu hafifçe sola büküp göz bebeğinizin tam içine bakacak, ofisinizde açtığınız bilgisayarınız her zaman olduğu gibi hiçbir şey değişmeden "hoş geldiniz" diye karşılamaya kaldığı yerden devam edecek ve akşam olsa da evimize gitsek sanrısını iç geçireceksiniz.
kısacası, hayat kaldığı yerden devam edecek...
of ne oturur o içine, midene ,boğazına. yutkunamazsın, miden bir sancılanır falan. hele ki sen hala yalnızlardansan depresyon sebebidir.
(bkz: şimdiden oturdu lan)
çok sevdiğiniz ve unutamadığınız biri ise evlilik haberi tüm umutları tüketen yıkıcı darbedir.ama o evlenecek en son insandı nasıl olur diye kendinizi yer bu şoktan çıkmak için uğraşırsınız.tam geçti derken sevdiğiniz insanı yanında müstakbel eşi ile gördüğünüzde gözlerinizi ondan alamazsınız.yanında eşinin olması o an hiç bişey ifade etmez sizin için.ve o mutlu fotoğraf karesi görüntüsü belleğinize kazınır yanında ben olmalıydım diyerek kendinizi yemeye başlarsınız.bunu da atlatırsınız belki ama altın vuruş çocuğu olduğu haberini almaktır.içinizde kalan son umut kırıntılarının bitmesi gerektiğini anladığınız ve ayrıldığınızdan sonra geçen zaman içinde ettiğiniz tüm beddualar için binlerce kez tövbe edip çocuğuyla ve eşi ile mutlu olmasını temenni edersiniz.