benim yerime yazan olmuş, hatta beste bile yapmışlar. *
dumansız sigaranın
köpüksüz biranın
sensiz şu hayatın
ta amına koyayım
sigara bırakılır
bira bırakılır
ama sen varya
sen gülüm bırakılmazsın
sözlerin bıçak gibi
deldi geçti ciğerimi
sana verdiğim yüreğimin
tüh amına koyayım
seni gördüm bir cafede
yanında beş lavuk ile
selam verdim siktir çektin
yuh amına koyayım.
gözyaşlarımla birlikte yağan yağmur damlaları
meğer aşkımızmış bilemedim ben,
ben seni sevdim ya o bana yeter köpek!
sen de beni terkedip siktir olup gittin ya
bende senin gibilerin ta amına koyayım ! **
bu kalp, seni sevmekten yorulmaz.
kimin için, ne için attığına karışılmadan,
öylesine, gelişigüzel, bihaber. karda iz bırakmayan lekeler kadar kırmızı akar damarlarımdaki kan.
ve kalp, hisseder bu akışı.
farketmese de, bilir nasıl aktığını.
sana ilk kez sarıldığım günü hatırlıyorum da,
kokun kazağıma sinmiştir diye yıkamamıştım aylar boyunca kazağımı.
belki bir hasret belirtisi bu.
belki de abartıyorum seni sevmeyi. olsun be sevgili! en güzel mübalağalarımın ilhamını senden almışım çok mu?
ilk defa sana dokunurken titremisti ellerim
gulmustun belli etmeden, oyle hissettim
bana son anlarimi yasatirken sen sessizdin
kosede bir cocuk gibi oynayan ise bendim
annesinin kizdigini bilerek oynamaya devam ettim
gidecegini bilemedim, anlamak istemedim
son defa dokunurken yine titriyor ellerim
gul hadi, yine kis gozlerini, ya da oyle bileyim
ilk heyecanimi yasarken tekrar seni goreyim
hep bir yerde ol, bitmesin tuslarina dokunuslarim
gor beni uzaktan, sesimi dinle, ben boyle biriyim
islevselligini kaybetmis ilk eski sevgilime ithafen.. *
gitmeni istiyorum desem,
arkana bakmayacaksin..
yok aslinda hic istemiorum desem,
anlamayacaksin..
bu sana son siirim desem,
desem mi?
son olsun istemiyorum ki...
Bir kan pıhtısından oldum yoktur bundan gayrım
bana sorduğunuz saçma soru için hem evet hem hayırım .
Dilsiz şairin dili çözülse kulak duymaz sağırım
Güneşin küstüğü çöllere ben yağmurcasına yağarım .
Hey yabancı yolun yarısı 35 der Sıtkı Tarancı !
Korkarım 5 sene sonra saracak içimi derin sancı.
Sadece bana bak !
Bana yalan söyleceksen önce gözlerimle anlaş !
Ancak bu komplo beni yıkabilir, dayandığım destekler devrilir.
Çirkef Kaf-kef deme ne olur..
Tek başınalığın yolcusu tek Olur.
Hayatımın sahnesinde mavi ışığımsın,
yüreğimi aydınlatan nokta ışığıdır aşkın.
Keskin nişancısın sen.
Nokta atışı yaptı kelimelerin ve tek kurşunla dağıttı benliğimi.
Ayrılıkçı örgüt gibisin kadın.
Kendi yurdunu kurmak istiyorsun bedenimden ayırdığın ruhumda.
Seni destekleyen dış mihraklardır gözlerin.
Silahları dilin temin ediyor sana.
Silahların, bugün bütün Dünya'da yasaklanması gereken nükleer sözlerin.
Sivil duygularımı hedef alıyor her atışın.
Kalbimin en ele geçirilmez sığınaklarını vuran akıllı cümlelerin.
Benim içimde cevher yok kadınım, ne ister zülfün yüzümde savaş uçakları misali.
Her tanesi bir hücreme denk saçların.
Kanımın son damlasına kadar yenildi bedenim.
Al ve bayrağını dik ruhumun en dokunulmadık yerine.
iki kişilik dinliyorum türküleri sensiz.
Kollarımı atıyorum omzun misali boşluğa.
Her düştüğünde yere,
bir yara daha açılıyor bedenimde.
Kabuk bağlamayan yaramsın.
Ne zaman bağlamaya yüz tutsa koparttığım ve akıttığım kanımsın.
En derinimdesin benim.
Henüz hiç dibine inilememiş
tünelimdesin. *
Bu.... bu sana gönderdiğim son çiçekler
Gönül bahçemdeki tüm çiçeklerin hasatını yaptım.
Papatya, menekşe, sardunya, nilüfer, gelincik...
Sevdiğin tüm dikensiz çiçeklerden bir demet yaptım
ister... ister göz yaşlarınla kurut çiçeklerimi, hatıralarının arasında sakla
istersen yeşer yüreğinin henüz taş bağlamamış bi köşesinde.
Ya da...;ya da koklamadan at gitsin...
Bu... bu sana yazdığım son mektup...
Kelimeler tükendi mürekkebim bitmek üzere...ister oku satır satır ve her satırda kendini bul
ister hiç açmadan zarfı yırtıp at çöpe.
Sen mahsumiyeti yakmayı seversin...Mektubumuda yakabilirsin.
Haa korkama ateş bulmakta zorlanmazsın...her harf bir kibrit çöpüdür...kağıdım benzin kokar.
Nasırlaşmış sevgilerin küle dönmesi sadece bir elvedaya bakar. Yak gitsin...
Bu...bu sana yazdığım son şiir
Ortadan kırdım attım yazdığım kalemi,
Adı yok şiirin,
Kafiyesi yok,
Çünkü sen yoksun bu şiirde,
Sensizlik var.
Her mısranın sonu soru işareti ile bitiyor..ve her soru seni bitiyor...
sende bitiyorsun...bulamadığım cevaplar arsında...
çöl ortasında avuçlarıma yağan kar tanesi gibisin ...
eriyip gidiyorsun...serinliğini bırakarak bulutlarıma.
ister oku şiirimi mani tadında, istersen ben okuyayım sana. Ama önce sustur n'olur şu içindeki sürekli gürültü yapan yaramaz çocuğu. Firar mı edecek ? bırak gitsin.
Bu seni telefonda son arayışım. Bilirsin aklımda tutabildiğim tek telefon numarası seninkisi, bide 118 unutmam. Sesim kısık çıkarsa...sana duyduğum heyecanımdandır. istersen açma! çalar... çalar susarım. Belki...belki meraklanırda kısa bi mesaj çekerim gecenin bi vaktinde... cep telefonumdan;
-mrb
-nbr ?
-cvp göndermesen de olur.
Ay'a en yakın yıldıza el salla pencerenden yeter. Mesajın telefondan önce ulaşır bana. Önce telefon numarandan başlıyacağım seni unutmaya. Kararlıyım... Unutsam da 118 e sormayacağım numaranı.
Sende benimkini unut gitsin.
Bu sana son doğum günü hediyesi. Aceleye geldi paket yaptıramadım kusura bakma...
çam sakızı çoban armağanı işte... ne olur hediyemi kabul et.
Çok seveceğin ... elinden hiç düşürmeyeceğin bişey aldım. Ne mi?
Sapı sedef kakmalı, ağaçtan yapılma eski bi el aynası. Baktıkça beni sana hatırlatır. Üstelik yalnızlığını da paylaşırsın. Kıskanç olur aynalar...yıllar sonra güzelliğini yansıtamadığını görürsen, hatırasını hiç düşünmeden kır gitsin !
BU SANA ŞARKILARDAN SON FAL TUTUŞUM,
Birlikte yaşanan yılların şerefine kaldırdığım son kadeh,
Bu seni son arzulayışım,
son gelişim
Zilinde ayrılık melodisi çalan kapını ilk ve son kez çalışım,
Bu hüzün kadrajlı fotoğrafına son bakışım,
Son gülüşüm gözlerine
Ve bu senin için aldığım son nefesim...
ister tut
ister bırak.
seni aklıma düşüren
yerçekimi değil
yalancı yıldızlar
öyle uzaksın ki
üflesem soğuyacaksın
sarılsam okyanus...
Sevmek gibi geliyordu her şey,
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı, canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı...
Böyle zamansız güneşli,
Umulmadık mavi günlerde
Bir bekleme salonu yalnızlığına bürünüyorum
iliklerimdeki yitik bir aşkı
Sarhoş bir unutkanlığa ilikliyorum
sanki şiirini bilmediğim bir fransız akşamında
Kaldırım taşlarını sayıyorum kalbimin
Ömrümde ayak izin
ve ben ne zaman kiminle sevişsem
Hala seni aldatıyorum....